27 Mart 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Eye In The Sky LP

 


1982 yılına geldiğimizde Alan Parsons Project altıncı konsept albümleri olan Eye In The Sky' ı yayınlar. Bu albüm analog olarak kaydedilmiş ve sonrasında dijital olarak mixing yapılmıştır. Albüm genellikle odyofiller için dünya çapında sistemlerini değerlendirmek adına referans olarak kabul edilir, sebebi Alan Parsons'ın kayıt ve mixing yönünde tüm hünerini ortaya koymasıdır. Bu albümü ilk beş albümden ayıran bir aldığı ödüldür:

1983'teki 25. Grammy Ödülleri'nde Eye in the Sky, En İyi Tasarlanmış Albüm dalında Grammy Ödülü'ne aday gösterildi.

2019'da ise albüm, 61. Grammy Ödülleri'nde En İyi Sürükleyici Ses Albümü Grammy Ödülü'nü kazandı.

Peki, Eye in the sky albümünün konsepti ne?

Bu albümün arkasındaki konsept ister dini inançlar ister siyasi inançlar veya şansa inanç (kumarda olduğu gibi) olsun, inanç sistemleriyle ilgiliydi. Genel olarak kavram, hepimizi hor gören birinin olduğu evrensel fikriyle ilgilidir.

Albüm, Alan Parsons Project' e 1977'deki I Robot'tan bu yana ilk topten hitini sağladı ve bu albümün arkasındaki itici güçlerden birinin çapraz geçiş başarısı olduğunu hissetmemek zor. 

Eric Woolfson 'un kadife sesiyle yorumladığı Eye in the Sky yumuşak ve akıcıdır. O kadar pürüzsüz ki, albüme de adını veren parça sevdiği ya da halkı yukarıdan gözetleyen bir göz olduğunu anlatır ve konsepti ortaya koyar şöyle ki;

Özürlerin kolay dilenebileceğini sanma

Beni geri döndürmeyi deneme

Şansın çoktu öncesinde

Ama daha fazlasını vermeyeceğim

Bana sorma

Durum böyle

Ne düşündüğünü biliyorum aslında

Pişman olacağın sözler söyleme

Oyuna gelme

Daha önce karşılaştım böyle suçlamalarla

Dahasını istemiyorum

İnan bana

Gözlerindeki ışıltı

Yalanlarını inanılabilir kılıyor

Gökyüzünde bir göz gibiyim

Sana bakıyorum

Aklını okuyabilirim

Kuralları koyan benim

Aptallarla ortak

Seni rahatlıkla kandırabilirim

Daha fazlasını görmem gerekmiyor

Bilmem için

Aklını okuyabilirim, aklını okuyabilirim

Arkanda sahte izlenimler bırakma

Ve ağlama çünkü fikrim değişmeyecek

Başka bir aptal bul önceki gibi

İnanmam artık yalanlara

Tüm göstergeler sahteyken

Altta Eye In The Sky...

The Turn of a Friendly Card albümünün aksine, Eye in the Sky'ı dinlerken daha büyük temalar üzerinde durmak mümkün, sesin canlılığı, melodinin tatlılığı ile dolu baştan sona melodik dokulu bir soft rock albümü. 

Üstte Sirius...

Girişte yer alan ilk parça muhteşem bir enstrümental parça olan "Sirius" ve o harika parlak yıldızı anlatır. Bir diğer enstrümental ise "Mamma gamma" ise devrine göre harika bir synth çalışmasıdır.

"Children Of the Moon" grupta sıklıkla vokalde yer alan David Paton 'n yorumuyla kulaklarımıza ulaşıyor, parça müzikal olarak Eye In The Sky gibi olsa da zaman zaman klasik müziğe meyleder, gitar solo olan kısmında ise rock 'a geçiyor, tabii konu olarak Eye In The Sky temasını devam ettiriyor. Parçada bir yanda her şeyi yöneten güneş tanrısı ve diğer yanda ona karşı duran ay çocukları varken albümün kapağındaki Eye Of Horus' u da bir araya koyarsak konsepte biraz eski Mısır tanrılarına da atıf olduğu görülür.


Üstte Mammagamma..

Albümdeki en etkileyici parçalardan biri olan "Silence and I" hüzünlü, yalnızlığı ele alıyor ve anlatısında yalnızlık ve kişinin bir elmanın iki yarısı gibi olduğunu ortaya koyuyor. Parça yine Eric Woolfson tarafından yorumlanmış ve tamda sanatçının sesine uygun bir şarkı. 



Albümde çok dikkat çeken bir ballad ise Colin Blunstone tarafından yorumlanan "Old and Wise".    Burada sözler çok anlamlı ve güçlü, parçada ağır ağır ölüme doğru ilerleyen bir kişinin geçmişte olan tüm kavgaları görmezden geldiğini görüyoruz şöyle ki 
" ve bir gün, seni tanıyıp tanımadığımı       sorduklarında, gülüp senin bir dostun olduğunu söylerdim" 
der içinde, yani her şeye rağmen ömrün sonunda ağızdan çıkan şey yine " dostluk" harika bir tema.






20 Mart 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Turn To A Friendly Card LP

 


1980' e geldiğimizde Alan Parsons Project konsept albümlerine bir yenisini ekler ve Turn To A Friendly Card hayranlarıyla buluşur.

Albümün altı parçasının konusu olan Alan Parsons Project'in fikri, kumarın asırlık cazibesine ve insan ruhu üzerindeki boğucu etkisine odaklanıyor. 

"Games People Play" de vokalist Lenny Zakatek, şarkıya albümün konseptinin gerçekleştirilmesine yardımcı olan bir ciddiyet vererek ikna edici ve odaklanmış bir ses çıkarıyor. 


Üstte yer alan "Time" ile, hayatın geçişine bu lüks tınılı kasideyi, bu grubun diğer daha yavaş materyallerinin ötesinde bir yere taşıyan grubun beste ve söz dahisi Eric Woolfson' dur.

Beş ayrı parçaya ayrılan "The Turn of a Friendly Card" adlı son parçada insan irade gücünün çöküşü ve açgözlü eğilimlerimiz vurgulanıyor. Altta 1980 yılından orijinal klibi...


Albümün ilk yüzü normalde herhangi bir kaliteli albümü tamamlamak için yeterli, ancak Turn of a Friendly Card'ın 2.yüzü bütün hoş sürprizlerin yattığı yerdir. Radyo için fazla uzun olan 16 dakikalık beş bölümlük destansı albüme adını veren parça (Bölüm 1, Snake Eyes, The Ace Of Swords, Nothing Left To Lose ve Turn To A Friendly Card Bölüm 2 olarak bölünmüş) melodik, teknik olarak renkli zevkli dolambaçlı. İşitsel olarak ihtişamlı, her dala vuruyor. 

Buradaki üç farklı ve son derece etkili ruh halinin sunumu- rezerve edilmiş temaya ek olarak- sahnenin merkezinde sırayla dönen çok çeşitli enstrümanlarla panoramik bir müzik tarihi turuna çıkarıldığımız Abbey Road' un retrospektif hissini anımsatıyor. Parsons'ın bu uzman hokkabazlık gösterisi, pop ve rock müzik tarihindeki en inanılmaz 10+ dakikalık koşulardan birini temsil ediyor. Gerçekten, Beatles veya Pink Floyd dışında hiç kimse bu tür sürekli değişen bir parçayı kopyalayamazdı- ve o zaman bile bunu başarmak için Parsons'ın mühendisliğine ihtiyaç duymuş olabilirler.

Chris Rainbow' un seslendirdiği "Snake Eyes", beş parça arasında en çekici olanıdır ve kaydın tamamını birbirine bağlar. Her Alan Parsons Project albümünde olduğu gibi, bu albüme de bir enstrümantal dahil edilmiş, bu "The Gold Bug" başlıklı ilginç bir çalışma. Grubun çoğu enstrümanında olduğu gibi, akışı ve ritmi albümün genel temposunu ve konseptini simüle ederek hoş bir ara görevi görüyor. Nothing Left To Lose güçlü bir beste ve Eric Woolfson 'un harika yorumu siz alıp götürüyor, benim en sevdiğim parça tüm güzel parçalar içinde bu. Altta klibi...


The Turn of a Friendly Card kısa olmasına rağmen isabetli ve fikrini gerçekleştirmeye geldiğinde asla yarı yolda bırakmayan bir ciddiyet vererek ikna edici ve odaklanmış bir ses çıkarıyor. 





13 Mart 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Eve LP




1979 yılına geldiğimizde Alan Parsons Project bir diğer konsept albümü olan Eve 'i piyasaya sürer. Albüm, aslında bu grubun en karmaşık şarkılarından bazılarını içerdiği halde, Alan Parsons Project'in en iyi çalışmalarından biri olarak çoğunlukla gözden kaçar. 



Albümün konsepti, kadının erkek üzerindeki baskın etkisini ele alıyor. Her şarkı, Havva'nın zamanın başlangıcında Adem'i baştan çıkarmasından kaynaklanan, özellikle cinsel yollarla erkek egosunu inceleme yeteneğine değiniyor. Albüm ilerledikçe bu fikir güçlenmekle kalmıyor, aynı zamanda her şarkıda cinsiyetler arasında müzikal bir savaş yükselmeye başlıyor.

Altta yer alan muhteşem parça " You Won't Be There " erkeğin güvensizliğine ışık tutuyor. Dave Townsend tarafından yorumlanan parça melodramatik hissi mükemmel bir ton oluşturuyor. Klasik şekilde geliştirilmiş " Winding Me Up ", bir kadının eşine hükmetme yeteneğine dayanan ve kurmalı bir oyuncak bebeğin krank sesiyle açılışına dayanan aynı şeyi takip ediyor.




Bir diğer dikkat çekici eser Lenny Zakatek tarafından yorumlanan acı ama güçlü "Damned If I Do" ve güçlü bir enstrümantal olan "Lucifer" burada şeytanın baskın öfkesi imgeniyor. Sonra gelen "You Lie Down with Dogs" cinsiyete dayalı çamur atma temasını esprili şekilde işliyor. " I'd Rather Be A Man" ise David Puton tarafından seslendirilen etkileyici bir çalışma.

Alan Parsons Project için alışılmadık biçimde tıpkı albüm kapağı gibi albümde de iki parçada kadın vokalistler yer alıyor.




Üstte yer alan "Don't Hold Back " Clare Terry tarafından muhteşem şekilde yorumlanıyor ardından enstrümental bir parça olan " Secret Garden " geliyor ve kapanışı ise diğer kadın vokal Lesley Duncan harika bir performans sunduğu altta yer alan " If I Cloud Change Your Mind " ile yapıyor.



Kadın vokalistler Lesley Duncan ve Clare Terry, albüm boyunca kadınların bakış açısını temsil etme konusunda harika bir iş çıkarıyorlar. Eve sadece ana fikrini sağlamlaştırmakla kalmıyor, şarkılar akılda kalıcı ritimler ve zekice sözlerle oldukça eğlenceli. Müzikal olarak, tempo, albümün mizacında olduğu gibi, yavaştan hızlıya çekici bir şekilde ileri geri değişiyor. O sebeple Eric Woolfson' un yine harika beste ve söz yazma kabiliyetini görmekteyiz. 

Her nasılsa Eve, aslında hem konsept hem de müzik açısından en iyi evliliklerinden biri olmasına rağmen, bu grubun en büyük çabalarından biri olarak reddediliyorsa da bence bağlı kaldığı konsepti muhteşem beste ve güçlü sözlerle dinleyiciye aktaran sıra dışı bir çalışma


6 Mart 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Pyramid LP

 


1978 yılına geldiğimizde grubun üçüncü albümü "  Pyramid " albümü raflarda yerini alır. Grubun konsept albüm ilkesi doğrultusunda yine bir konsept albümdür. Bu albüm " Gizza Piramitlerinin gücü ve Tutankhamun " üzerine kurgulanan parçalardan oluşmaktadır.

Eric Woolfson ve Alan Parsons ikilisi bu albümde de yine altyapısı güçlü besteler ve hikâyeyi tamamlayan sözlerle albümü ilmek ilmek işlemişler.


Üstte albümden The Eagle Will Rise again...

Grubun klasiği albümlerinde her zaman enstrümental parçalar yer almıştır. Bu albümde de giriş uzun ve biraz oryantal tınılar da içeren söz içermeyen " The Voyager " ile başlamakta, arsından gelen " What Goes Up " ile ikili bu sefer sözlerle de albümün hikayesini anlatmaya başlarlar. Sonrasında bence albümdeki en iyi parçalardan ağır tempolu "  The Eagle Will Rise Again ", burada vokalde yer alan Colin Blunstone sesini muhteşem kullanırken sizi parçanın anlattığı hikâyeye çekiyor. Sonrasında albüm güzel parçalarla devam ediyor.

Altta albümden Hyper-Gamma Spaces plak sound ile..



Sona doğru ise muhteşem bir enstrümental çalışma olan " Hyper-Gamma Spaces " var. Bu parçaya birkaç kelam etmeden olmaz Eric Woolfson harika bir beste yapmanın yanı sıra, parçada prodüktörlüğüde yapmış. Synth ise Duncan Mackav tarafından çalınırken, basta David Paton ve perküsyonda ise Stuart Elliott var.

Ve albümün kapanışı ise harika bir slow ile yapılıyor " Shadow Of A Lonely Man ", burada da beste ve sözler Eric Woolfson'a ait ve parçayı yine Colin Blunstone harika yorumlamış.






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...