Rock;LP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rock;LP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ocak 2025 Cuma

Alan Parsons - From The New World LP

 


Alan Parsons ve Alan Parsons Project, onlarca yıl boyunca bana eşlik eden birkaç grup ve sanatçının arasında yer alıyor. Onlarda bir sihir var. Tabii ki iniş ve çıkışlar oldu, ancak oldukça az sayıda düşüş oldu. Bu yeni From The New World albümü ise zamanla değer kazanan bir albüm!

Son yıllarda Alan Parsons'ın etrafındaki grup oldukça değişmiş durumda, ancak hala gerçekten sağlam bir yapıda. Parsons'ın kayıtlarında alıştığımız gibi, birçok vokalist sırayla şarkı söylüyor. Bu sefer Tommy Shaw (Styx), P-O Olsson, David Pack, Todd Cooper, Mark Mikel, James Durbin, Dan Tracey, Tabitha Fair ve Alan Parsons’ın kendisi vokalistler arasında. Gerçekten ince bir vokalist listesi.

Alışıldığı gibi müzik genellikle çok yumuşak, pop, westcoast, AOR, senfonik rock/pop ve hatta caz unsurlarını içeriyor. "You Are The Light" adlı parçada, armoni vokaller bana "The Day The Earth Stood Still" (Planet 3) şarkısını hatırlatıyor. Bu şarkı, David Pack’in grubu Ambrosia'nın sonraki albümlerine kolayca uyabilirdi, bu arada.


Ancak,  neden eskiden The Ronettes tarafından söylenen "Be My Baby" şarkısının bir cover versiyonunu dahil ettiklerini anlayamıyorum (1964 yılı). Güzel bir eski şarkı ama burada tamamen yersiz olmuş.

Biyografinin şarkı-başına-line-up içermemesi de ayrıca bir ayıp. Çalanları (ve bazen de söyleyenleri) tam olarak kimlerin olduğunu bilmek için gerekli olurdu. Gitar’da Jeff Kollmann, Dan Tracey, Doug Powell, Jeff Marshall ve James Durbin bulunuyor – üstüne üstlük, iki konuk solosuyla da Joe Bonamassa gibi bir ustayı görüyoruz. Diğer beş müzisyeni belirleyebilmek gerçekten hoş olurdu. Ancak, yumuşak sesi ve fantastik düzenlemeleriyle tanıdık gelecektir. Çok sayıda klavye, yaylılar, gitarlar ve armoni vokalleri.

4 üzerinden bir puanı hak ediyor gibi, demeliyim.

Alan Parsons, kariyerine 19 yaşında Londra’da efsanevi Abbey Road stüdyolarında asistan mühendis olarak The Beatles’ın Let It Be ve Abbey Road albümlerinde çalışarak başladı. Peter Jackson’ın Get Back serisini yakından izleyenler, Parsons’un Fab Four ile birlikte çalıştığı eski görüntüleri gördü. Parsons, kısa süre içinde Paul McCartney, The Hollies ve Pink Floyd'un 1973 başyapıtları The Dark Side of the Moon albümlerine yenilikçi mühendislik tarzını getirdi.


Parsons kısa sürede yapımcı rolüne geçerek, Pilot, Cockney Rebel, Ambrosia ve Al Stewart gibi isimlerle sayısız altın ve platin ödüller kazandı. Aynı zamanda, Eric Woolfson adlı şarkı yazarı/vokalisti ile dünyanın ünlü Alan Parsons Project'i kurarak "Eye in the Sky," "Don't Answer Me," "Time" ve "Games People Play" gibi birçok hit şarkı üretti. Parsons/Woolfson ikilisi hiç tur yapmadı, ancak tüm çabalarını stüdyoda yoğunlaştırdılar. Projeyle on stüdyo albümünden sonra, Parsons kendi adı altında albümler kaydetmeye başladı ve dünya çapındaki milyonlarca hayranının büyük memnuniyetiyle ilk kez sahne almaya başladı.

2019 yılında, Eye In the Sky'ın 35. Yıldönümü baskısı için Grammy kazanmalarının yanı sıra Parsons, The Secret adında beşinci solo albümünü çıkardı. Bu albüm, Parsons'un tutkusu olan sihir teması etrafında dönen bir albümdü. The Secret, 15 yıllık ilk stüdyo kaydıydı ve dünya çapında turnelerle sonuçlandı.


2019 yılında iki konser filme alındı ve 2021/2022 yıllarında yayımlandı. IM3 Global Entertainment tarafından üretilen The NeverEnding Show: Live in the Netherlands ve One Note Symphony: Live in Tel Aviv son birkaç ay içinde Frontiers Records tarafından uluslararası beğeniyle yayımlandı. Tel Aviv konseri, Alan Parsons Live Project'in 80 parçalık bir senfoni orkestrasıyla birlikte sahne aldığı bir konserdi. Bu konserlere AlanParsons.com'dan ve BURADAN: (Tel Aviv) ve BURADAN: (Netherlands) ulaşılabilir.

Parsons, 2019 yılında İngiltere Kraliçesi’nden sanatlara katkılarından dolayı prestijli OBE (Order Of The British Empire) ödülünü aldı. Yeni albümü From the New World, STYX grubundan Tommy Shaw, Ambrosia'nın eski üyelerinden David Pack, American Idol'dan James Durbin ve gitar efsanesi Joe Bonamassa gibi özel konuklarla dolu ünlü bir kadroyu içeriyor.

Parçalar:

1.     Fare Thee Well

2.     The Secret

3.     Uroboros

4.     Don’t Fade Now

5.     Give’ Em My Love

6.     Obstacles

7.     I Won’t Be Led Astray

8.     You Are The Light

9.     Halo

1    Goin’ Home

11  Be My Baby



30 Mart 2024 Cumartesi

Alan Parsons - Time Machine Double LP


Alan Parsons'ın The Time Machine'i aslında albümün yapımcılığını ve mühendisliğini de yapan Parsons'ın kendisinden çok az müzikal girdi içeriyor, ama önemli değil, çünkü zamanın geçişini ve bununla bağlantılı zaferleri, hataları, pişmanlıkları ve anıları konu alan bir konsept albüm, Parsons'ın 90'lardaki en iyi eseri. Parsons'ın geleneksel progresif rock ve pop/rock eğilimlerini biraz tekno ile harmanlıyor. Yapımcı ve mühendis ama yalnızca iki şarkıda org çalıyor (başka enstrüman yok) ve yalnızca bir şarkı yazmış. Bu albümün yıldızları Ian Bairnson ve Stuart Elliott; bu ikisi albümdeki diğer her şeyi yazmış. Özellikle Bairnson birçok farklı enstrüman çalarak parlıyor. Time Machine biraz yumuşak olsa da Alan Parsons'ın 90'ların sonunda yaptığı en iyi şey.


Albüm, Elliott'un yazdığı ve Project'in albümünün açılış şekline benzeyen enstrümantal "The Time Machine (Part 1)" ile açılıyor; iyi bir albüme mükemmel bir başlangıç. Sırada Parsons tarafından kaleme alınan ve yalnızca bir dakika süren "Temporalia" var. Bairnson tarafından yazılan "Out of the Blue" çok iyi bir şarkı, akılda kalıcı bir ritim ve baş vokali Tony Hadley (Spandau Ballet) yapıyor.

Bairnson tarafından yazılan "Call Up", Bairnson'un saksafon solosunu içeren güzel bir şarkıdır. Bairnson tarafından yazılan "Ignorance Is Bliss"in baş vokalini Colin Blunstone (The Zombies) üstleniyor. uzun süredir Proje çalışmalarının bir üyesi; aynı zamanda arka planda vokal yapan Chris Rainbow da var .


"Rubber Universe" Bairnson tarafından yazılmış bir enstrümantal parça ve albümdeki en iyi şarkılardan. Bairnson davul dışında tüm enstrümanları çalıyor. Sırada Bairnson tarafından yazılan "Call of the Wild", baş vokalde Maire Brennan'ın (Clannad) yer aldığı ve oldukça Kelt tınısına sahip harika bir çalışma.

"No Future In The Past" Elliott tarafından yazılmıştır ve çok güzel bir şarkıdır. Bu şarkı ve "Temporalia", Parsons'ın seslendirdiği tek şarkıdır. Elliott tarafından yazılan "Press Rewind" albümdeki en iyi şarkılardan biridir. Bairnson tarafından yazılan "The Very Last Time", Beverly Craven'ın seslendirdiği yavaş bir balad. 


Üstte Call Of The Wild

"Far Ago and Long Away" Bairnson'un bir enstrümantalidir ve Projenin I Robot günlerindeki bazı seslerini anımsatmaktadır. Çok karamsar, Pink Floyd şarkılarını anımsatan sentezlenmiş bir basa sahiptir ve konuşulan kısımlar karışımın alt kısmındadır. Albüm, albümü kapatmanın mükemmel yolu olan "The Time Machine (Bölüm 2)" ile kapanıyor.

Albümün orkestra düzenlemelerinde Andrew Powell da var. Bu albüm daha çok 70'lerdeki Alan Parsons Project albümlerine benziyor. Bir dip not I Robot çıkmadan önce Alan Parsons zaman makinesi konseptinde bir albüm yapmak istemişse de Eric Wolfson ile I Robot'u yapmaya karar vermişler.



10 Mart 2024 Pazar

Alan Parsons - On Air LP


Alan Parsons Projesi'nin Parsons'ın olduğu kadar vokalisti Eric Woolfson'un da olduğunu düşünenlerdenim ben. Parsons da aynı fikirde olsa gerek ki; Woolfson 1990'da gruptan ayrıldığında grup "Project" olmaktan çıktı. Evet Woolfson'un vokallerini duymayı isterdim ama yapacak bir şey yok.

Ancak Woolfson olmasa bile Parsons müziği için güçlü bir duruş sergilemeye devam ediyor ve müziğinde hiçbir şeyden ödün vermiyor. Muhtemelen On Air albümünün dinlenmesi bu kadar büyülü kılan budur; kayıt stüdyosundaki tam ustalığını korurken müziğinin doğal ilerlemesidir.

Bir kez daha, tüm müziği birbirine bağlayan bir tema var - bu sefer tema, müzik, insanın yükselişi ve düşüşünün (kelime oyunu değil) bir resmini sunuyor. kuşlarla birlikte süzülebilme hayallerini.


"Blue Blue Sky"ın açılış notalarından insan başını kaldırıp toprakla bağlarını koparabilmenin hayalini kurar. (Albümün, Bairnson'un güzel gitar çalışmalarını içeren "Blue Blue Sky"a geri dönmesi çok akıllıca bir hareket olmuş.) Oturma odanızda bir jetin uğultusunu takip ederek yaşadığınız binayı sarsmamak için birkaç dakika daha düşük ses seviyesinde çalabilirsiniz; Parsons, jetin yanından geçip gitmesinin ve ses patlamasının tüm gücünü yakalar parçada. 

"Too Close To The Sun" adlı şarkıda Icarus efsanesinin müziğe dönüştürülmesiyle rüya trajik bir gerçekliğe dönüşür. Parçada, Neil Lockwood'dan güçlü vokalini duyuyoruz.

Çoğunlukla insan kontrolü dışında olan balonların geliştirilmesinden "Blown By The Wind" insanların uçma korkusuyla baş etmesine "Can't look Down" e kadar, Parsons ve tayfası bu konu üzerinde durmamayı tercih ediyor. Havacılığın tarihi yerine gelişmelerin ve günümüzün durumlarının şiirselliğine odaklanın sizde. On Air'deki iki enstrümantalden biri olan "Cloudbreak" Parsons ile ekibinin bu albüme dek olan 20 yıllık müzik yaratma süreci boyunca hiçbir şey kaybetmediğinin kesin kanıtı.


Bu albümün öne çıkan parçası, Bairnson'un kuzenine saygı duruşu niteliğindeki "Brother Up In Heaven". Diğer bazı şarkılardan farklı olarak, buradaki tema sevilen birinin kaybı ve yas süreciyle ilgili. (Örnek şarkı sözü: "Hala onun gölgesini görüyorum / Kahkahası sürüyor / Rüya gördüğümde hepimiz tekrar bir aradayız / Uyandığımda o gitmiş." ..

Ancak artık insanlar kuşlarla birlikte süzüldüğü için Parsons, bizi uzaya götüren düşünme tarzımızın doğal ilerleyişine bakıyor. Enstrümantal "Apollo", işleri hızlandıran, ruh halinizi belirleyen bir parça ve yer çekimine meydan okuduğunda kişinin karşılaştığı tehlikelerden bahseden başka bir parça olan "So Far Away"e giden yolu açıyor. Christopher Cross bu şarkıda ana vokal rolünü üstleniyor. 


Ancak sınırlar aşılmaya devam ederken ve uçuş deneyleri ara sıra başarısızlıkla sonuçlansa da, insan kendini hâlâ uçuşun sonraki aşamaları hakkında hayaller kurarken buluyor ve bu da dinleyiciyi "One Day To Fly"a getiriyor. Şarkının, herkesin hayatının bir aşamasında olduğunu düşündüğüm hayalini yansıtması şaşırtıcı değil: Hepimiz insan yapımı aletler ve yüksek teknoloji olmadan uçabilmeyi diliyoruz. Bununla birlikte asıl rüyaya ve "Blue Blue Sky"a geri dönüyoruz.


Alan Parsons Project tarih olsa da bu, Parsons'ın şimdiye kadar dinlediğim en güçlü albümlerinden biri olabilir. Grupta daha az rol oynayabilir, şarkılara sadece klavye desteği verebilir ki bu önemlidir. Fakat işin stüdyo kısmında yani mutfağında yine sadece o var, bu albümü bir önceki solo Alan Parsons albümü " Try Anything Once" tan ayıran, bestelerin efsane gitarist Ian Bairnson'a ağırlıkla ait olması.

Sonuçta 1998 yılı çıkışlı bu albüm gerçekten iyi müzik ve konsept albüm sevenlerin koleksiyonunda olması gerekli bir çalışma.





25 Şubat 2024 Pazar

Alan Parsons - Try Anything Once Double LP



Alan Parsons'ın 1993 yılında piyasaya sürülen Try Something Once albümü, albüme katkıda bulunan çok sayıda vokalist sayesinde kendi karizmalarını taşıyan, ustalıkla hazırlanmış şarkılardan oluşuyor.  

Bu albüm 1990 yılında yayımlanan son Alan Parsons Project albümü olan Freudiana sonrası Eric Woolfson ile olan müzik yolculukların nokta koduktN sonra Alan Parsons 'ın 1993' te çıkan ilk solo albümü aynı zamanda. 

"Freudiana" albümünün ardından gelen Parsons-Woolfson boşanmasının ardından Parsons, kayıt sanatçısı olarak devam etmeye karar verdi.  Woolfson'ın Proje'ye yaptığı katkılara saygı göstermek amacıyla Parsons, Proje adını geride bırakmaya ve en az bir kez bir şey denemeye karar verdi; müzisyen arkadaşlarının kendi bestesel girdilerini yeni repertuvara getirmelerine izin vermek, hatta onlara izin vermek.  özellikle Parsons'ın ömür boyu ortakları Powell ve Bairnson olmak üzere yazma değerlerine hakim olmak.  İlki, bir klavyeci (aslında çok iyi bir kişi, geniş bir ustalık yelpazesine sahip olan) olarak rolüne daha fazla konsantre olabilmek için iyi bilinen orkestra düzenleme yeteneklerine çok az yer veriyor;  ikincisi, bazı klavyeler de dahil olmak üzere enstrümantal yeteneklerini genişletiyor.  

Gerçek şu ki, repertuvarın tamamında kullanılan büyük miktardaki klavye parçaları, APP'nin daha önceki çabaları için son derece önemli olan devasa, yinelenen orkestrasyonların etkili bir alternatifi olarak hizmet ediyor.  Yani, birçok yönden "Try Anything Once ", "Eye In The Sky " günlerinden bu yana APP işine hakim olan giderek daha popüler hale gelen eğilimin ardından bir tür forma dönüş olduğunu kanıtlıyor.  Aslında, neredeyse "Friendly Card"  kadar ve "Pyramid" ve "I. Robot"tan biraz daha fazla keyifli bir Albüm. 

Albümde hiçbir parça diğerlerinden üstün değil ve bu durum albümün işe yaramasını sağlıyor.  David Pack, Chris Thompson, Eric Stewart ve Jacqui Copland gibi şarkıcılar her melodiyi canlandırıcı bir farklılık ve tarzla sunuyor.  

Try Something Once'da bir araya getirilmiş genel bir konsept yok, ancak "Wine From the Water" ve "Turn It Up" gibi şarkıların çoğu dine ve ölümden sonraki yaşam umuduna değiniyor.  

Açılış parçası 'The Three of Me', bu yenilenmiş projenin yeniden yapılandırılmış müzik dünyasına çarpıcı bir giriş niteliğinde: gösterişli bir giriş ve bazı akıllıca tempo değişimleri içeren bir ana tema.  

İyi art rock havası 'Turn It Up' ve Ellliott'un kaleme aldığı 'Mr. Time ", incelikli enerji ve etkili akılda kalıcılık dolu iki parçanın yanı sıra ara sıra ürkütücü pasajlara yer bırakan bazı akıcı ruh hali değişimleri;  aynı şey güzel bir prog pop parçası olan 'I'm Talking to You' ve daha rock'lı 'Back Against the Wall' için de geçerli ve bunlar yukarıda bahsedilenlerden biraz daha kısa olduğundan, enerji hissi özellikle  tıpkı açılıştaki gibi daha az incelikli ve biraz daha abartılı.  

Ama hiçbir yerde işler, dinleyiciyi "Pyramid'den" "Shadow of a Lonely Man" ve "Old & Wise" günlerine götüren dramatik bir senfonik balad olan muhteşem kapanış "Oh Life" kadar abartılı olamaz.

Her şarkı ya zengin enstrümantasyon ya da hassas sözlerle kendi ağırlığını taşıyor ve Parsons'ın kafa karıştırıcı metaforları kullanması bir kez daha ilgi çekici bir şarkı koleksiyonu yaratıyor.  

Dört enstrümantal - "Dreamscape", "Breakaway", "Jigue" ve "Re-Jigue" - Philharmonia Orkestrası'ndan yararlanan "Re-Jigue" ile albüme merak ve klasik bir ustalık katıyor. 

 "The Three of Us" ve "Mr. Time" gibi şarkıların üzerinde bir merak ve hayranlık unsuru dolaşıyor ve Parsons'ın temalarının bulanıklığı ve belirsizliği, onun düşündürücü sözlerinde bir çekim yaratıyor.  

Mesajı dinleyicinin üzerinde düşünmesine bırakıldığı için (I Robot veya Pyramid gibi kavramsal olarak bariz olan geçmiş albümlerin aksine), Try Something Once kendi cazibesini ve karmaşıklığını besliyor.  İsminin sonunda ilk kez bu albümde "Proje" kelimesinin olmaması hiçbir şeyi değiştirmiyor çünkü bu albümdeki müzik ve atmosfer, proje günlerindeki aynı gizemli etkileri taşıyor. 





 

  

1 Mayıs 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Freudiana Double LP

 


Alan Parsons Project' in son ve on birinci albümü olan Freudiana double  LP olarak 1990 yılında yayımlandı.

Grup yıllardır Sigmund Freud'un hayatı ve eserlerine dayanan bir konsept albüm üzerinde çalışıyordu. Yalnız bu albümü grubun diğer albümlerinden ayıran önemli bir nokta Alan Parsons Project olarak değil de hem grup ismi ve hem de albüm ismi olarak Freudiana şeklinde yayımlanmasıdır.   


Üstte Freudiana klibi...

Görünüşe göre 1990' a gelindiğinde Alan Parsons ve müzik mimarı Eric Woolfson pek iyi anlaşamıyordu ve izlenecek müzikal yol hakkında farklı düşünmekteydiler. Bu albümün kaydı sırasında Woolfson müzikallere yöneldi ve daha sonra bu albümün materyalinden yola çıkarak Avrupa'da pek çok tiyatroda rock müzikali Freudiana' yı sergiledi. Alan Parsons ise rock albümler yapmayı istedi ve bu albümü kaydettikten sonra ikisi ayrı yollara gittiler. Ancak bu albümü dinlerken tek bir sonuç çıkarılabilir. Bu aslında Alan Parsons Project'in 11. albümü. Grubun pek çok hayranının, ise bunun farkında olmaması nedeniyle bunu öğrenememesi üzücü. 

Altta albümden Let Yourself Go vokalde Eric Woolfson..


Grubun müziğinin çoğunlukla kulağa progresif rock dediğimiz müzik gibi gelmediğini hepimiz biliyoruz. Alan Parsons Project, bazı senfonik tatlarla, progresif rock ve pop müziği harmanlayarak mükemmel bir müzik oluşturdu. Bu albümün uzunluğunun grubun normal albümünün uzunluğunun iki katı olduğu düşünüldüğünde, yine de bir miktar tipik APP ezgisine sahipsiniz. 


Üstte albümden Dora...

"Little Hans" bir Beatlesque parçası. "Dora" ve "Let Yourself Go" gibi parçalar, diğer APP çabalarında bulacağınız türden tipik baladlardır.  "You're On Your Own" akılda kalıcı, güçlü bir çalışma, vokalde Kiki Dee yer alıyor. Altta klibi..



Özellikle albüme adını veren ve Eric Woolfson tarafından seslendirilen Freudiana hakkında yazılacak çok şey var. Arka plandaki yemyeşil atmosfer, egzotik sesler ve perküsyonlar ve Bairnson'ın güçlü gitar solosu parçayı oldukça güzel bir şekilde sonlandırıyor ve elbette en ilginç olanı sözler. 

"I am the mirror" özünde bir rock parçası ama Andrew Powell'ın eksiksiz senfonik aranjmanı onu Tales from Mystery and Imagine" gibi bir albüme dahil edilmeye uygun hale getiriyor. Burada vokal ise unutulmaz Leo Sayer'a ait. Altta klibi..



Ama dahası var tabii. Bazı noktalarda, Woolfson'ın yakın gelecekte gideceği yönü tahmin edebilirsiniz. "Funny You Should Say That" veya Sects Therapy "gibi parçalar, birbirleriyle sohbet eden birçok sesiyle bir müzikalin parçası olarak tasarlanmış gibi görünüyor. Özellikle muhteşem bir koro içeren Funny You. Müzikal tınılar kısmını beğenip beğenmemek tabii size kalmış.

Sonuçta grubun on dört yıllık müzikal yolculuğuna nokta koyduğu bu albüm, eğer gerçek bir Alan Parsons Project hayranı iseniz edinmeniz gereken bir albüm. Altta albümün kapanış parçası...


Bu yazıyla Alan Parsons Project külliyatını tamamlamış oluyorum, okuduğunuz için teşekkürler...

24 Nisan 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Gaudi LP

 


1987' ye geldiğimizde grubun resmi Alan Parsons Project ismiyle yayımlanan son albümü Gaudi yayımlanır.

Her albümlerinde olduğu gibi bu albümde bir konsepte dayanır. Bu kez konu mimarlık ve La Sagrada Familia adlı Barcelona'da bulunan ve modern mimarinin öncülerinden Antoni Gaudi' nin 1893 yılında devralıp, 1926 yılında bir tramvayın altında kalıp ölmesiyle yarım kalan ünlü bazilika hakkındadır.

Bu albüm gerçekten Eric Woolfson Projesi, Alan Parsons albümde neredeyse tamamen yok. Şarkıların ortak yazarı olarak listeleniyor, ancak bunun Lennon/McCartney' in her şarkıyı paylaşma biçimi gibi olduğundan şüpheleniyorum. 


Üstte La Sagrada Familia klibi...

Bu albüm, "Tales of Mystery and Imagination.." 'dan bu yana Alan Parson's Project'in ortaya koyduğu projeye en yakın olanıdır ve ayrıca çok iyi bir koleksiyonluk çalışmadır. Bu, elbette mimar Gaudi hakkında bir konsept albüm ve genellikle diğer APP albümlerinden daha uzun parçalardan oluşuyor.


Üstte albümden harika bir Eric Woolfson yorumuyla Closer To Heaven

"La Sagrada Familia" büyük bir orkestrasyonla başlatıyor. John Miles'ın harika vokalleri ve dramatik enstrümantal tonlarla neredeyse 9 dakikada harika bir parça. Miles ayrıca Pink Floyd'un "Money" şarkısının ince bir şekilde esinlenmişinden biraz daha fazlası gibi görünen, "Money talk" ta yine ana vokalde yer alıyor. Fakat en önemli parçalardan biri ise Eric Woolfson' un ana vokalinde yer aldığı "Inside Looking Out" özellikle hoş, birçok yönden klasik bir Alan Parsons Project parçası "Silence and I" ile oldukça benzerdir. Klibi altta..


"Standing On Higher Ground", rahat orta tempolu ritmi ve bir tür "Eye In The Sky 2" gibi olan akılda kalıcı nakaratıyla daha çok standart Alan Parsons Project parçasıdır. Parçanın orijinal video klibi alttadır ki bu albümden çıkan tek video klip olmuştır.


Projenin en iyi çalışmalarından biri olmasına rağmen, oldukça kısa tutulan albüm toplamda kırk dakika bile sürmemektedir.

Altta yazımızı grubun muhteşem enstrümental parçalarından olan Paseo De Garcia ile kapatalım.




17 Nisan 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Stereotomy LP

 


1985' te grup yine bir konsept albüm olan Stereotomy adlı albümü yayımlar.

Bu albümde tema, modern dünyanın insanın kişiliğini, karakterini ve geçimini nasıl şekillendirdiği etrafında dönüyor. İnsanlar yaşam tarzlarının ve çevrelerinin kölesinden başka bir şey değildir ve bu durum doğuştan kaçınılmazdır ve kaderlerinde vardır. 

Grup mecazi olarak dans ettiği bu konsepte ulaşmak için, müziğin derin sözlerle yapılanmasına gerçekten dikkat etmiştir. 


John Miles'ın belirli bir öfkeyle yorumladığı albüme de adını veren, üstte resmi klibi yer alan Stereotomy her şeyi başlatıyor ve sıkı bir rock melodisi oluşturuyor, parçanın son kısmında Eric Woolfson da vokale katkı yapıyor. Diğer bir öne çıkan vokal yine John Miles'ın yorumladığı "In the Real World". Klibi altta..


Albümün enstrümantallerinden ikisi "Where's the Walrus?" ve "Urbania" albümün genel ruh haline göre dinleyiciyi dengede tutar, diğer parçaların yumuşaklığı arasında biraz müzikal canlılığa neden olur. 

Gary Brooker'ın seslendirdiği klibi aşağıda yer alan "Limelight" diğer parçalardan çok daha öne çıkar. Gerçekten de grubun tanımlayıcı anlarından biridir albüm içinde yer alan. Kuşkusuz, Brooker'un lirik seside parçayı çok daha duygusal hale getiriyor, kısaca doğru şarkıya doğru yorumcu bulduğunda sonuçlar buradaki gibi çarpıcı olabiliyor.

Stereotomy, geçmiş Alan Parsons Project projelerinden bir sapmadır, ancak kendi esasına göre ele alındığında, çok iyi çalıştığına inanıyorum. Bazen sanatçılar geliştiğinde, dinleyici tabanları mutlaka buna göre gelişmez. Stereotomy, her şeyi dengelemek için atılan birkaç muhteşem baladla canlı, melodik, rock ağırlıklı bir çalışmadır. Burada hiçbir şey tahmin edilebilir ya da klişe değil. Aslında, grubun hiçbir şeyi formülsel değil ve bunun için sürekli alkış almayı hakkediyor


Üstte albümden Light of The World...

Eleştirmenler, Alan Parsons Project'in 70'lerin ortalarındaki ilk çalışmalarına bayılırlar. Müziği sanatsaldı ve yakın zamanda Alan Parsons ise hem Abbey Road hem de Dark Side of the Moon mühendisliğinden çıkmıştı. Böyle göz kamaştırıcı bir özgeçmişle, grup hak edilmiş bir üne sahipti. Bu 80'lere kadar genç neslin hafızasında kaybolmuş olabilir ve belki de bir kesim tarafından bu harika albüm haksızca yargılanmış olabilir. Sonuçta, halkta bir modaya eğilim hep var ama, Alan Parsons Project buna asla ayak uydurmamıştır ve doğru bildiği yönde çalışmalarını yapmıştır ve bence de doğru yapmıştır.


10 Nisan 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Vulture Culture LP

 


1985 yılında Alan Parsons Project bu kez Vulture Culture adlı albümlerini dinleyicisi ile buluşturur.

Vulture Culture 'ın teması herkesin asalak bir toplumda yaşadığı ve kendi başının çaresine bakamayanların, insan ruhunun nezaketinin hızla bozulduğu bir dünyada hayatta kalamayacakları ile ilgilidir. Başka bir deyişle insanların kendi çıkarlarına başkalarını kullanması, zengini fakiri kullanması işlenir. Zaten albümün adı da dilimize çevirince Akbaba Kültürü oluyor ki tamda temaya uygun. Aslında bir bakıma günümüz dünyasına da 1985 yılından albüm ışık tutuyor. Yine bu albümde benim en sevdiğim albümlerinden biridir grubun.


Üstte Let's Talk About Me video klibi..

Birkaç parçaya kısaca değineyim tek tek yazmamak adına. 

Açılışta yer alan "Let's Talk About Me" adlı parçada sözlerde bu tema ele alınır. Parça tüm albümün tonunu belirliyor, orta tempolu, güçlü bir melodik rock şarkısı, ancak progresif bir şey arayanların ilgisini pek çekmeye bilir.

"The Days Are Numbered" ise güçlü bir melodiye sahip çok güzel bir rock ballad.


Son parça, "The Same Old Sun" Eric Woolfson'ın güzel vokalleri ve güzel orkestrasyonuyla hoş, yumuşak bir ballad. Albümde favori şarkım...


Bu albüm grubun biraz pop müziğe meyleden ama güzel albümlerinden biridir.


3 Nisan 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Ammonia Avenue LP

 


Son yayınlanan albümleri Eye In The Sky' dan iki yıl sonra Alan Parsons Project 1984 yılında benim de en sevdiğim albümlerinden biri olan Ammonia Avenue albümünü piyasaya sürer.

Alan Parsons Project ile ilgili en ilginç şeylerden biri ana tema oluşturulurken grubun şarkılarının her birinin aynı zamanda kulağa son derece keskin, etkileyici ve gösterişli gelmesidir. Bu formülü grup Ammonia Avenue albümünde kullanır. Yalnız bu sefer şarkı sözlerinin eşsiz güzelliği, enstrümanların parlaklığıyla birleştiği için albümde grubun işlediği temanın üstüne çıkıyor.


Üstte albümden, Prime Time video klibi..

Her albümlerinde olduğu gibi bu albümde de grubun bir konsepti var. Albüm, insanlar arasındaki iletişim hatlarının nasıl azaldığına ve toplum olarak nasıl ruhsal olarak daha izole ve antisosyal hale geldiğimize değiniyor. Ancak şarkı sözlerinde hâkim olan felsefi kavramların yanı sıra bu albümde öne çıkan şey müzik. 

Altta albümden Dancing On A High Wire..


Mel Collins'in "Don't Answer Me"deki büyüleyici saksafonu, ıssız atmosferine katkıda bulunurken, Eric Woolfson'ın "Prime Time" boyunca kullandığı üslup canlılığı, onu grubun en iyi teklilerinden biri yapıyor. 

Altta alıp götüren Eric Woolfson vokaliyle Don't Answer Me video klibi


"You Don't Believe" de sözlerin ciddiyeti, şarkının enerjik temposuna çok yakışıyor. Baladın inceliği, başarısız bir ilişki girişimine odaklanan zarif "Since The Last Good Bye"de hayat buluyor. 

Albümün kapanış parçası ve aynı zamanda adı da olan Ammonia Avenue ise muhteşem miksi, güçlü sözleri ve Woolfson'un etkileyici ve yumuşacık vokaliyle sizi alıp götürüyor, ki bu parça benim grubun tüm şarkıları içinde belki de beni en etkileyen parça. Altta parçanın sözlerini yer aldığı ses klibi.


Vokalistler Eric Woolfson, Chris Rainbow, Lenny Zakatek ve Colin Blunstone, yeteneklerini albümün ana fikrinin üstüne ve ötesine yerleştirerek eşit derecede parlarlar.

Ve altta albümün tek enstrümental parçası Pipeline..



27 Mart 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Eye In The Sky LP

 


1982 yılına geldiğimizde Alan Parsons Project altıncı konsept albümleri olan Eye In The Sky' ı yayınlar. Bu albüm analog olarak kaydedilmiş ve sonrasında dijital olarak mixing yapılmıştır. Albüm genellikle odyofiller için dünya çapında sistemlerini değerlendirmek adına referans olarak kabul edilir, sebebi Alan Parsons'ın kayıt ve mixing yönünde tüm hünerini ortaya koymasıdır. Bu albümü ilk beş albümden ayıran bir aldığı ödüldür:

1983'teki 25. Grammy Ödülleri'nde Eye in the Sky, En İyi Tasarlanmış Albüm dalında Grammy Ödülü'ne aday gösterildi.

2019'da ise albüm, 61. Grammy Ödülleri'nde En İyi Sürükleyici Ses Albümü Grammy Ödülü'nü kazandı.

Peki, Eye in the sky albümünün konsepti ne?

Bu albümün arkasındaki konsept ister dini inançlar ister siyasi inançlar veya şansa inanç (kumarda olduğu gibi) olsun, inanç sistemleriyle ilgiliydi. Genel olarak kavram, hepimizi hor gören birinin olduğu evrensel fikriyle ilgilidir.

Albüm, Alan Parsons Project' e 1977'deki I Robot'tan bu yana ilk topten hitini sağladı ve bu albümün arkasındaki itici güçlerden birinin çapraz geçiş başarısı olduğunu hissetmemek zor. 

Eric Woolfson 'un kadife sesiyle yorumladığı Eye in the Sky yumuşak ve akıcıdır. O kadar pürüzsüz ki, albüme de adını veren parça sevdiği ya da halkı yukarıdan gözetleyen bir göz olduğunu anlatır ve konsepti ortaya koyar şöyle ki;

Özürlerin kolay dilenebileceğini sanma

Beni geri döndürmeyi deneme

Şansın çoktu öncesinde

Ama daha fazlasını vermeyeceğim

Bana sorma

Durum böyle

Ne düşündüğünü biliyorum aslında

Pişman olacağın sözler söyleme

Oyuna gelme

Daha önce karşılaştım böyle suçlamalarla

Dahasını istemiyorum

İnan bana

Gözlerindeki ışıltı

Yalanlarını inanılabilir kılıyor

Gökyüzünde bir göz gibiyim

Sana bakıyorum

Aklını okuyabilirim

Kuralları koyan benim

Aptallarla ortak

Seni rahatlıkla kandırabilirim

Daha fazlasını görmem gerekmiyor

Bilmem için

Aklını okuyabilirim, aklını okuyabilirim

Arkanda sahte izlenimler bırakma

Ve ağlama çünkü fikrim değişmeyecek

Başka bir aptal bul önceki gibi

İnanmam artık yalanlara

Tüm göstergeler sahteyken

Altta Eye In The Sky...

The Turn of a Friendly Card albümünün aksine, Eye in the Sky'ı dinlerken daha büyük temalar üzerinde durmak mümkün, sesin canlılığı, melodinin tatlılığı ile dolu baştan sona melodik dokulu bir soft rock albümü. 

Üstte Sirius...

Girişte yer alan ilk parça muhteşem bir enstrümental parça olan "Sirius" ve o harika parlak yıldızı anlatır. Bir diğer enstrümental ise "Mamma gamma" ise devrine göre harika bir synth çalışmasıdır.

"Children Of the Moon" grupta sıklıkla vokalde yer alan David Paton 'n yorumuyla kulaklarımıza ulaşıyor, parça müzikal olarak Eye In The Sky gibi olsa da zaman zaman klasik müziğe meyleder, gitar solo olan kısmında ise rock 'a geçiyor, tabii konu olarak Eye In The Sky temasını devam ettiriyor. Parçada bir yanda her şeyi yöneten güneş tanrısı ve diğer yanda ona karşı duran ay çocukları varken albümün kapağındaki Eye Of Horus' u da bir araya koyarsak konsepte biraz eski Mısır tanrılarına da atıf olduğu görülür.


Üstte Mammagamma..

Albümdeki en etkileyici parçalardan biri olan "Silence and I" hüzünlü, yalnızlığı ele alıyor ve anlatısında yalnızlık ve kişinin bir elmanın iki yarısı gibi olduğunu ortaya koyuyor. Parça yine Eric Woolfson tarafından yorumlanmış ve tamda sanatçının sesine uygun bir şarkı. 



Albümde çok dikkat çeken bir ballad ise Colin Blunstone tarafından yorumlanan "Old and Wise".    Burada sözler çok anlamlı ve güçlü, parçada ağır ağır ölüme doğru ilerleyen bir kişinin geçmişte olan tüm kavgaları görmezden geldiğini görüyoruz şöyle ki 
" ve bir gün, seni tanıyıp tanımadığımı       sorduklarında, gülüp senin bir dostun olduğunu söylerdim" 
der içinde, yani her şeye rağmen ömrün sonunda ağızdan çıkan şey yine " dostluk" harika bir tema.






20 Mart 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Turn To A Friendly Card LP

 


1980' e geldiğimizde Alan Parsons Project konsept albümlerine bir yenisini ekler ve Turn To A Friendly Card hayranlarıyla buluşur.

Albümün altı parçasının konusu olan Alan Parsons Project'in fikri, kumarın asırlık cazibesine ve insan ruhu üzerindeki boğucu etkisine odaklanıyor. 

"Games People Play" de vokalist Lenny Zakatek, şarkıya albümün konseptinin gerçekleştirilmesine yardımcı olan bir ciddiyet vererek ikna edici ve odaklanmış bir ses çıkarıyor. 


Üstte yer alan "Time" ile, hayatın geçişine bu lüks tınılı kasideyi, bu grubun diğer daha yavaş materyallerinin ötesinde bir yere taşıyan grubun beste ve söz dahisi Eric Woolfson' dur.

Beş ayrı parçaya ayrılan "The Turn of a Friendly Card" adlı son parçada insan irade gücünün çöküşü ve açgözlü eğilimlerimiz vurgulanıyor. Altta 1980 yılından orijinal klibi...


Albümün ilk yüzü normalde herhangi bir kaliteli albümü tamamlamak için yeterli, ancak Turn of a Friendly Card'ın 2.yüzü bütün hoş sürprizlerin yattığı yerdir. Radyo için fazla uzun olan 16 dakikalık beş bölümlük destansı albüme adını veren parça (Bölüm 1, Snake Eyes, The Ace Of Swords, Nothing Left To Lose ve Turn To A Friendly Card Bölüm 2 olarak bölünmüş) melodik, teknik olarak renkli zevkli dolambaçlı. İşitsel olarak ihtişamlı, her dala vuruyor. 

Buradaki üç farklı ve son derece etkili ruh halinin sunumu- rezerve edilmiş temaya ek olarak- sahnenin merkezinde sırayla dönen çok çeşitli enstrümanlarla panoramik bir müzik tarihi turuna çıkarıldığımız Abbey Road' un retrospektif hissini anımsatıyor. Parsons'ın bu uzman hokkabazlık gösterisi, pop ve rock müzik tarihindeki en inanılmaz 10+ dakikalık koşulardan birini temsil ediyor. Gerçekten, Beatles veya Pink Floyd dışında hiç kimse bu tür sürekli değişen bir parçayı kopyalayamazdı- ve o zaman bile bunu başarmak için Parsons'ın mühendisliğine ihtiyaç duymuş olabilirler.

Chris Rainbow' un seslendirdiği "Snake Eyes", beş parça arasında en çekici olanıdır ve kaydın tamamını birbirine bağlar. Her Alan Parsons Project albümünde olduğu gibi, bu albüme de bir enstrümantal dahil edilmiş, bu "The Gold Bug" başlıklı ilginç bir çalışma. Grubun çoğu enstrümanında olduğu gibi, akışı ve ritmi albümün genel temposunu ve konseptini simüle ederek hoş bir ara görevi görüyor. Nothing Left To Lose güçlü bir beste ve Eric Woolfson 'un harika yorumu siz alıp götürüyor, benim en sevdiğim parça tüm güzel parçalar içinde bu. Altta klibi...


The Turn of a Friendly Card kısa olmasına rağmen isabetli ve fikrini gerçekleştirmeye geldiğinde asla yarı yolda bırakmayan bir ciddiyet vererek ikna edici ve odaklanmış bir ses çıkarıyor. 





13 Mart 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Eve LP




1979 yılına geldiğimizde Alan Parsons Project bir diğer konsept albümü olan Eve 'i piyasaya sürer. Albüm, aslında bu grubun en karmaşık şarkılarından bazılarını içerdiği halde, Alan Parsons Project'in en iyi çalışmalarından biri olarak çoğunlukla gözden kaçar. 



Albümün konsepti, kadının erkek üzerindeki baskın etkisini ele alıyor. Her şarkı, Havva'nın zamanın başlangıcında Adem'i baştan çıkarmasından kaynaklanan, özellikle cinsel yollarla erkek egosunu inceleme yeteneğine değiniyor. Albüm ilerledikçe bu fikir güçlenmekle kalmıyor, aynı zamanda her şarkıda cinsiyetler arasında müzikal bir savaş yükselmeye başlıyor.

Altta yer alan muhteşem parça " You Won't Be There " erkeğin güvensizliğine ışık tutuyor. Dave Townsend tarafından yorumlanan parça melodramatik hissi mükemmel bir ton oluşturuyor. Klasik şekilde geliştirilmiş " Winding Me Up ", bir kadının eşine hükmetme yeteneğine dayanan ve kurmalı bir oyuncak bebeğin krank sesiyle açılışına dayanan aynı şeyi takip ediyor.




Bir diğer dikkat çekici eser Lenny Zakatek tarafından yorumlanan acı ama güçlü "Damned If I Do" ve güçlü bir enstrümantal olan "Lucifer" burada şeytanın baskın öfkesi imgeniyor. Sonra gelen "You Lie Down with Dogs" cinsiyete dayalı çamur atma temasını esprili şekilde işliyor. " I'd Rather Be A Man" ise David Puton tarafından seslendirilen etkileyici bir çalışma.

Alan Parsons Project için alışılmadık biçimde tıpkı albüm kapağı gibi albümde de iki parçada kadın vokalistler yer alıyor.




Üstte yer alan "Don't Hold Back " Clare Terry tarafından muhteşem şekilde yorumlanıyor ardından enstrümental bir parça olan " Secret Garden " geliyor ve kapanışı ise diğer kadın vokal Lesley Duncan harika bir performans sunduğu altta yer alan " If I Cloud Change Your Mind " ile yapıyor.



Kadın vokalistler Lesley Duncan ve Clare Terry, albüm boyunca kadınların bakış açısını temsil etme konusunda harika bir iş çıkarıyorlar. Eve sadece ana fikrini sağlamlaştırmakla kalmıyor, şarkılar akılda kalıcı ritimler ve zekice sözlerle oldukça eğlenceli. Müzikal olarak, tempo, albümün mizacında olduğu gibi, yavaştan hızlıya çekici bir şekilde ileri geri değişiyor. O sebeple Eric Woolfson' un yine harika beste ve söz yazma kabiliyetini görmekteyiz. 

Her nasılsa Eve, aslında hem konsept hem de müzik açısından en iyi evliliklerinden biri olmasına rağmen, bu grubun en büyük çabalarından biri olarak reddediliyorsa da bence bağlı kaldığı konsepti muhteşem beste ve güçlü sözlerle dinleyiciye aktaran sıra dışı bir çalışma


6 Mart 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Pyramid LP

 


1978 yılına geldiğimizde grubun üçüncü albümü "  Pyramid " albümü raflarda yerini alır. Grubun konsept albüm ilkesi doğrultusunda yine bir konsept albümdür. Bu albüm " Gizza Piramitlerinin gücü ve Tutankhamun " üzerine kurgulanan parçalardan oluşmaktadır.

Eric Woolfson ve Alan Parsons ikilisi bu albümde de yine altyapısı güçlü besteler ve hikâyeyi tamamlayan sözlerle albümü ilmek ilmek işlemişler.


Üstte albümden The Eagle Will Rise again...

Grubun klasiği albümlerinde her zaman enstrümental parçalar yer almıştır. Bu albümde de giriş uzun ve biraz oryantal tınılar da içeren söz içermeyen " The Voyager " ile başlamakta, arsından gelen " What Goes Up " ile ikili bu sefer sözlerle de albümün hikayesini anlatmaya başlarlar. Sonrasında bence albümdeki en iyi parçalardan ağır tempolu "  The Eagle Will Rise Again ", burada vokalde yer alan Colin Blunstone sesini muhteşem kullanırken sizi parçanın anlattığı hikâyeye çekiyor. Sonrasında albüm güzel parçalarla devam ediyor.

Altta albümden Hyper-Gamma Spaces plak sound ile..



Sona doğru ise muhteşem bir enstrümental çalışma olan " Hyper-Gamma Spaces " var. Bu parçaya birkaç kelam etmeden olmaz Eric Woolfson harika bir beste yapmanın yanı sıra, parçada prodüktörlüğüde yapmış. Synth ise Duncan Mackav tarafından çalınırken, basta David Paton ve perküsyonda ise Stuart Elliott var.

Ve albümün kapanışı ise harika bir slow ile yapılıyor " Shadow Of A Lonely Man ", burada da beste ve sözler Eric Woolfson'a ait ve parçayı yine Colin Blunstone harika yorumlamış.






20 Şubat 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - I Robot LP

 


I Robot, İngiliz progressive rock grubu Alan Parsons Project' in 1977 yılında yayınlanan ikinci albümü oldu. Progressive rock' ın klişelerine (uzunluk, keyfilik vb.) bulaşmadan hem progressive ve hem de keyif alınan mükemmel bir albümdür. Öyle ki, zaman zaman konsept bir albümde funk olmayı dahi başarırlar ( Breakdown gibi)

Bu albümde bir konsept albüm olarak hazırlanmış ve özünde Isaac Asimov' un klasik bilim kurgu üçlemesi olan Robot adlı eserinden ilham almıştır. Albümde yapay zekâ ve makinelerin yükselişi hakkında pek çok filozofik nokta işlenir. Şöyle ki, acaba robotlar insanlığa hükmedecek mi? Yaratıcılarına karşı robotlar nasıl davranacak.

Altta albümden 1977 yılına ait resmi video klip I Wouldn't Want To Be Like You,,



Albümde bir yandan da bildiğimiz dünyanın bitebileceği uyarısı yapılır çünkü insanlığın kendi görünümünde robot yaratmaya çalıştığı anlatılır. Albümün kapanış parçası " Genesis Ch.1 v.32" Yaradılış hikayesinin devamını ima ederek bu temayı takip ediyor, çünkü Yaradılış'ın ilk bölümü sadece 31 mısradan oluşur

Teması ise aslında robotlar, bilim kurgu vs olmayıp, erken dönem bilim kurgu kültürüdür. O yüzden müzikte (aslında sanatın diğer yönlerinde de) rastlanmamış bir retrofuturism örneğidir. Kırk küsur dakikalık albümde çirkin görünümlü robotlar, hantal ufolar, kırklı yılların ucuz bilim kurgu romanlarının kapaklarındaki uzak diyarlar, uzay gemisi ile yerküre arasında her an bozulacakmış gibi duran iletişim kanalları arasında gidilip gelinir.

Albümde yine ses mühendisimiz grubun üyesi Alan Parsons, beste ve sözlerin pek çoğunu yazan ve ana vokallerde yer alan diğer üye ise Eric Woolfson' dur.

Altta Some Other Time..



Albümdeki parçalar ise

Side A:

I Robot

I Wouldn't Want To Be Like You

Some Other Time

Breakdown

Don't Let It Show

Side B:

The Voice 

Nucleus

The Day After Day (The Show Must Go On)

Total Eclipse

Genesis Ch.1 v.32

Altta albümden bir baş yapıt Don't Let It Show..




30 Ocak 2023 Pazartesi

Alan Parsons Project - Tales Of Mystery and Imagination LP

 


Evet Alan Parsons Project'i tanıtmaya çalıştığım giriş yazımdan sonra sıra geldi orada da belirttiğim gibi grubun külliyatı yani albümlerini tanıtmaya. 

İlk albüm 1976 yılında ortaya çıkar ve ünlü şair ve yazar Edgar Allan Poe'nin hikayelerinden harmanlanan ve progressive rock alanında büyük bir çıkış yapan albümlerden biri olan " Tales Of Mystery and Imagination " adlı albümdür. Bu başarıda Eggar Allan Poe'nin etkisi ise çok büyüktür.


Albümün giriş parçasında " all that we see or seem is but a dream within a dream " derken kapatın gözlerinizi ve bırakın müzik benliğinize işlesin. Sonrasında " The Raven " adlı parçaya kulak kabartın. Burada elektronik bir vokalle şairin şiirinin verildiğini görürsünüz, bu 70'ler düşünülünce eşine az rastlanır bir kayıt tekniğidir. " The Cask of Amontilladıo " adlı eseri dinlerken o anda üzerine duvar örülen  fortunato' yu hissedebilirsiniz.



Albümde grup bir konsept olarak Poe'nin eserlerini işlemiş ve unutulmaz bir sanat eseri ortaya çıkarmıştır. Albümden buna bir başka örmek harika sözlere sahip " To One In Paradise " parçasıdır ve bir kısım sözleri alttaki gibidir;

I believed in my dreams

Nothing could change my mind

Now I know what they mean

How could I be so blind


Cold sands of time

(Winds that blow as cold as ice

sounds that come in the night)

Shall hide what is left to me

(Come from paradise)



Albümde Alan Parsons ve Eric Woolfson! a eşlik eden müzisyenle ise şöyle;

Arthur Brown " The Tell Tale Heart " adlı parçada vokal, John Miles " The Cask of Amontillado" ve " The system of Dr.Tarr and Professor Fether " parçalarında vokal ve Terry Sylvester" To One Paradise " adlı parçada vokalde yer almışlar. "The Raven" da ise ana vokalde Alan Parsons yer alır.

Grubun 14 yıl sürecek konsept albümlerden oluşan yolculuğunda bu ilk mihenk taşı olan çok değerli bir albümdür.











20 Mayıs 2019 Pazartesi

Paul McCartney - Egypt station Double LP




Macca'nın en iyi albümleriyle (Band On The Run, Ram, Tug Of War gibi) karşılaştırmak gerekse de bu yeni albüm de çok iyi olmuş. Şarkılar harika bir şekilde akıyor.

Eğer Paul McCartney’in son 15 yıldaki şarkılarını dinlerseniz, yaşından ötürü sesinde problemler olduğunu fark edebilirsiniz. Bu, Memory Almost Full albümünde oldukça belirgindi, ancak son 5 yıldaki konserlerinde artık görmezden gelinmeyecek bir hal aldı.

Sonuçta, Macca doğa kanunlarıyla anlamsız bir savaş vermek yerine onlara uymayı, bu sesini avantajına kullanmayı tercih etmiş Egypt Station' da dinlemesi ilginç ve kesinlikle zevkli.

Ben albümü oldukça iyi buldum. Klasik rock, folk pop ve piyano balladlar ile hoş sentez olmuş. Mccartney gerek sound gerekse sözleriyle 60 ve 70'lerin müziğine götürmeyi tercih etmiş. 

Favorilerim Come On To Me,Who Cares, Fuh You,Happy With You, Hand In Hand, Confidante , Hunt On You Down/Naked/C-Link , Back In Brasil ve I Don’t Know.. 

Egypt station, Macca’nın son 36 yılda ABD'de bir numaraya oturan ilk albümü oldu. En son 1982'de yayınladığı Tug Of War ile bir numara olmuştu. 


(Üstte, Who Cares)

Macca müziğinden ödün vermemeyi başarmış. En sıradan bestesi bile belli bir seviyenin altına düşmüyor. özellikle sesine daha yakışan piyano balladlarinda McCartney'in o güzel müziği tamamen ortaya çıkıyor. Sözler basit, güncel göndermeler, ortalama şarkı bol olsa da, genele bakıldığında dinlenmesi zevkli bir albüm olmuş.


(Altta, Come On To Me)

Kayıtları Los Angeles, Londra ve Sussex’te yapılan albüm, bende plak formatında double LP olarak mevcut ve kayıt her zamanki gibi harika. Albüm kapak çalışması da Macca’ya ait

Parçalar:


Opening Station                                0:42
I Don't Know                                     4:27
Come On To Me                                4:11
Happy With You                                3:34
Who Cares                                        3:13
Fuh You                                             3:24
Confidante                                         3:05
People Want Peace                           2:59
Hand In Hand                                     2:35
Dominoes                                           5:02
Back In Brazil                                     3:21
Do It Now                                           3:17
Caesar Rock                                      3:29
Despite Repeated Warnings              6:58
Station II                                             0:47

Hunt You Down / Naked / C-Link        6:23




(Üstte, Fuh You)



22 Şubat 2019 Cuma

ABBA iki yeni şarkıyla dönüyor....


Sanırım ABBA ve akılda kalan o güzel parçalarını hatırlamayan müzik sever yoktur. Andrsson-Ulveus parçalarına ses veren Agnetha ve Frida 'nın soprano ve mezo soprano sesleri parçalara harika bir tat katardı.

1972 ile 1982 arasında aktif olan grup üyeleri 1982 sonunda kendi yollarına gitmeye karar verdi. Andersson-Ulveus ikilisi müzikaller yazdı, solo çalışmalar yaptı. Kadın üyelerde solo albümler yaptı.

Grup hep popüler kalırken, Mamma Mia adlı müzikalleri dünya çapında ses getiriken aynı adlı iki de müzikal film yapıldı ve ABBA hala insanlar için aynı ABBA idi.

Zaten 1982'den beri hayran kitlesi hep bir geri dönüş umudunu içinde tutmuştu ve son yıllarda artan hayran baskısı ve popülarite sonunda bir dönüşü kaçınılmaz kıldı.


Ve geçen yıl yaz aylarında Andersson-Ulveus ikilisi müjdeli haberi verdi. Grup 36 yıl sonra tekrar stüdyoya girmişti. Bunun sonucunda iki yeni parça ortaya çıkmıştı.



Bunlar:

I Still Have Faith In you:
Bu bir ballad parça

Don't Shut Me Down:
Bu ise 70'ler tarzı bir pop eser

Parçalar ABB'nın 2019 Avatar dünya turnesi ve BBC'de yayınlanacak belgeselleri için yapıldı ve 2019 sonbaharında yayınlanacaklar. Peki yeni bir albümde yapacaklar mı? Kimbilir?


19 Şubat 2019 Salı

TOTO - 40 Trips Around the Sun Double LP





Uzunca bir süredir, bir yılı aşkın bir süredir müzik bloktaki yazılara ara vermiştim, bu arada bizim Stereo Mecmuası' da aynı anda ara verdi, tabii bir boşluk oldu. Arayı çok açtım sanırım ve blog Toto'nun çıkardığı derleme albümü 40 Trips Around the Sun ile dönüş yapıyor.

Toto'nun derleme albümüne gelmeden önce biraz bu efsanevi gruptan bahsedelim;


1977 yılında dönemin önemli ve deneyimli stüdyo müzisyenlerinden bazılarının bir araya gelmesiyle günümüze dek gelen rock grubu TOTO oluşur. Grup, 1978 yılında piyasaya sürülen ve adlarını taşıyan ilk albümleriyle başlayan süreçte 1980'li yılların popüler rock müzik grupları içinde yer almıştır. 

1982'nin çok takdir edilen ve tanıtım açısından başarılı Toto IV albümüyle Toto, döneminin en çok satan grupları arasında yer aldı. Bu albümün plak kaydı ise biz odyofiller açısından mükemmel bir kayıttır. Grup, aynı zamanda Dune filminin temasını bestelemiştir. Yine 80'lerde önemli bir albüm olan Fahrenheit albümlerini 1986'da çıkarmışlardır.

1990 ve 2000' 'lerde ABD'deki popülaritesi azalsa da, grup yurt dışında tur ve çeşitli arena, tiyatro ve kulüplerdeki biletleri tükenmiş gösterilerine devam etmektedir.

Toto, her ne kadar soft rock ve özellikle neo-progresive rock tarzıyla özdeşleşmiş olsalar da; stüdyodaki teknik maharetleri kadar pop, rock, soul, funk, progressive rock, hard rockR&B ve caz müziği bir araya getiren tarzlarıyla bilinmiş ve çok geniş bir müzik tarzı aralığında müzisyen olan-olmayan bir dinleyen grubunu cezbetmiştir.
Grup günümüze değin piyasaya 17 albüm sürerken 30 milyondan fazla kopya satmayı başarmıştır. 18. albüm olan Fallin In Between Live 2007'nin Ağustos ayında çıkmıştır. Bu albüm Mart 2007'de Paris'te oluşturulmuştur. Gitarist Steve Lukater'in gruptan ayrılışının ardından grup, 2008 yılındaki turlarının son ayağının ardından dağılmıştır. Grup,2010 yılında Avrupa konserleri için tekrar bir araya gelmiştir. 2015' te ise TOTO XIV adlı albümlerini hayranlarıyla buluşturmuşlardır.
Grup Üyeleri:
  • Steve Lukather 1976–     )
  • David Paich –  (1976–2008, 2010–      )
  • Steve Porcaro –  (1976–1987, 1998, 2010–      )
  • Joseph Williams – (1986–1989, 1998, 2010–     )


Ve gelelim 9 Şubat 2018'de çıkan  40 Trips Around the Sun adlı son derleme albümlerine:

Albüm 1978 ile 1993 arasından 14 parça içermekte, ayrıca önceden yayımlanmamış üç te yeni parça var. Bunlar; Spanish Sea, Alone ve Struck by Lightining adlı parçalardır. Bunlardan Spanish Sea 1984' te kaydedilen Isolation albümü sırsında yapılmıştır. Diğer iki parça ise yeni bestelerdir

İki plaktan oluşan albümde yer alan parçalar:








A1Alone (Newly Recorded)
Drums – Vinnie ColaiutaGuitar, Bass Guitar, Backing Vocals – Steve LukatherLead Vocals, Keyboards, Backing Vocals – Joseph WilliamsPercussion – Lenny CastroPiano, Keyboards – David PaichSynthesizer – Steve PorcaroWritten-By – Paich*, Williams*, Lukather*, Porcaro*
A2Spanish Sea (Newly Recorded)
Backing Vocals – Mark T. WilliamsTimothy B. SchmitBass – Mike PorcaroDrums – Jeff PorcaroGuitar, Backing Vocals – Steve LukatherLead Vocals, Backing Vocals, Keyboards – Joseph WilliamsPercussion – Lenny CastroPiano, Keyboards, Backing Vocals – David PaichSynthesizer, Backing Vocals – Steve PorcaroWritten-By – Paich*, Williams*, Lukather*, Porcaro*
A3I'll Supply The Love
Bass – David HungateDrums – Jeff PorcaroGuitar, Backing Vocals – Steve LukatherKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Backing Vocals – Bobby KimballPiano, Keyboards, Backing Vocals – David PaichWritten-By – Paich*
A4I'll Be Over You
Backing Vocals – Joseph WilliamsMichael McDonaldBass – Mike PorcaroDrums – Jeff PorcaroKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Guitar, Backing Vocals – Steve LukatherPercussion – Lenny CastroPaulinho Da CostaPiano, Keyboards – David PaichWritten-By – Goodrum*, Lukather*
A5Stranger In Town
Backing Vocals – Bobby KimballFergie FrederiksenGene MorfordBass – Mike PorcaroDrums – Jeff PorcaroGuitar – Steve LukatherKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Piano, Keyboards, Backing Vocals – David PaichPercussion – Joe PorcaroLenny CastroSynth – Mike Cotten*Written-By – Paich*, J. Porcaro*


B199
Backing Vocals – Bobby KimballBass – David HungateDrums – Jeff PorcaroKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Guitar, Backing Vocals – Steve LukatherPiano, Keyboards, Backing Vocals – David PaichWritten-By – Paich*
B2Struck By Lightning (Newly Recorded)
Backing Vocals – Lorraine PaichPat KnoxWeston WilsonCello – Martin TillmanDrums – Vinnie ColaiutaGuitar, Bass Guitar – Steve LukatherOrgan – Steve PorcaroPiano, Backing Vocals – David PaichVocals, Keyboards – Joseph WilliamsWritten-By – Paich*, Williams*, Lukather*, Porcaro*
B3Pamela
Backing Vocals – Tom KellyTommy FunderburkBass – Mike PorcaroDrums – Jeff PorcaroGuitar – Steve LukatherHorns – Chuck FindleyGary GrantGary HerbigJames PankowJerry HeyTom ScottKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Backing Vocals – Joseph WilliamsPiano, Keyboards – David PaichVibraphone – Joe PorcaroWritten-By – Paich*, Williams*
B4Afraid Of Love
Arranged By – James Newton HowardBass – David HungateDrums – Jeff PorcaroKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Guitar, Backing Vocals – Steve LukatherPiano, Keyboards, Backing Vocals – David PaichStrings – John KurlanderThe Martyn Ford OrchestraWritten-By – Paich*, Jeff PorcaroLukather*Xylophone – Joe Porcaro
C1I Won't Hold You Back
Arranged By – David PaichJames Newton HowardMarty PaichBacking Vocals – Timothy B. SchmitBass – David HungateDrums – Jeff PorcaroKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Guitar – Steve LukatherPiano, Keyboards – David PaichStrings – The Martyn Ford OrchestraWritten-By – Lukather*
C2Jack To The Bone
Bass – Mike PorcaroDrums – Jeff PorcaroGuitar – Steve LukatherPercussion – Chris TrujilloJoe PorcaroPiano, Keyboards – David PaichWritten-By – Toto
C3Stop Loving You
Backing Vocals – Jon AndersonBass – Mike PorcaroDrums – Jeff PorcaroGuitar – Steve LukatherHorns – Chuck FindleyGary GrantGary HerbigJames PankowJerry HeyTom ScottKeyboards – Bill PayneKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Backing Vocals – Joseph WilliamsPercussion – Michael FisherPiano, Keyboards – David PaichWritten-By – Paich*, Lukather*
C4Lea
Backing Vocals – Don HenleyMichael SherwoodBass – Mike PorcaroDrums – Jeff PorcaroGuitar – Steve LukatherKeyboards – David PaichKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Backing Vocals – Joseph WilliamsPercussion – Jim KeltnerLenny CastroSteve JordanSaxophone – David SanbornWritten-By – S. Porcaro*
D1Hold The Line
Bass – David HungateDrums, Percussion – Jeff PorcaroGuitar, Backing Vocals – Steve LukatherKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals, Backing Vocals – Bobby KimballPiano, Keyboards, Backing Vocals – David PaichWritten-By – Paich*
D2Georgy Porgy
Backing Vocals – Cheryl LynnSteve LukatherBass – David HungateDrums – Jeff PorcaroGuitar – Steve LukatherKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals – Cheryl LynnSteve LukatherPiano, Keyboards – David PaichWritten-By – Paich*
D3Rosanna
Arranged By – Jerry HeyBacking Vocals – Bobby KimballSteve LukatherTom KellyBass – David HungateDrums – Jeff PorcaroGuitar – Steve LukatherKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals – Bobby KimballSteve LukatherPercussion – Lenny CastroPiano, Keyboards – David PaichSaxophone – Jim HornTom ScottTrombone – James PankowTrumpet – Gary GrantJerry HeyWritten-By – Paich*
D4Africa
Backing Vocals – Bobby KimballTimothy B. SchmitBass – David HungateDrums – Jeff PorcaroGuitar, Backing Vocals – Steve LukatherKeyboards, Synthesizer – Steve PorcaroLead Vocals – Bobby KimballPaich*Percussion – Jeff PorcaroLenny CastroPercussion, Marimba – Joe PorcaroPiano, Keyboards, Backing Vocals – David PaichRecorder – Jim HornRhythm Guitar – Timothy B. SchmitWritten-By – Paich*, Jeff Porcaro






SONY Legacy tarafından basımı yapılan plakların kayıtları biz odyofiller için çok tatminkar zevkle dinleniliyor.

TOTO' nun tam bir tarihçesi olan albümde benim için unutulmaz olan, Africa, Rosanna ve I'll Be Over You yer almakta ve iyiki de varlar, hepsini ve diğer unutulmaz hitleri bir arada bulmak oldukça sevindirici.

Albüm ülkemizde de plak olarak müzik marketlerde bulunabilmekte, rock sverler ve TOTO müdavimleri kaçırmasınlar.




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...