Jazz;LP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Jazz;LP etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Nisan 2025 Cuma

Beyond The Missouri Sky - Charlie Haden & Pat Metheny Double LP


Charlie Haden ve Pat Metheny, her ikisi de Missouri'den olan ve iyi arkadaş olan bu iki sanatçı, büyük ölçüde akustik bir düet olan bu albümü için güçlerini birleştirmiş. Tüm parçalar akustik bas ve gitar düetleri olarak kaydedildi ve parçaların yaklaşık yarısında Metheny, synclavier'de ya da ek bir akustik gitar bölümüyle bazı "orkestral" arka planlar ekledi. Ancak bu eklemeler, yalnızca doku ve tonlama katıyor ve bas ile gitarın birincil seslerini gölgede bırakmıyor.



Tarz açısından, bu albüm her iki sanatçı için, özellikle Metheny için bir sapma niteliğinde. Haden, bu müziği "çağdaş empresyonist Amerikan müziği" olarak adlandırdı ki bunun müziği çok güzel tanımladığını düşünüyorum. Albüm, geleneksel anlamda bir caz albümü olmasa da, güzel bir doğaçlama ve etkileşim sunuyor. Birçok parçada Amerikan taşrasından gelen basit bir folk hissi var, ancak şarkılar kesinlikle basit değil. İki sanatçının sergilediği akor seslendirmeleri ve armonik duyarlılık şaşırtıcı ve melodi ile solo çizgilerini bükerek ve esneterek etkileyici ve düşünceli müzikal ifadeler oluşturuyorlar.


Bu harika bir albüm, bir Pat Metheny Group ya da Quartet West kaydı gibi olmasını beklemek yerine ancak onu kendi terimleriyle yaklaşmaya istekli olmanız gerekiyor; .

Charlie Haden ve Pat Metheny, 1970'lerden beri iyi arkadaşlar, bu yüzden Beyond the Missouri Sky'ın onların birlikte yaptıkları ilk düet albümü olması biraz şaşırtıcı. Her iki müzisyen de Missouri'deki küçük kasabalardan geliyor ve Metheny, albüm kitapçığındaki notlarda, benzer çocukluk ortamlarının iki oyuncunun birbirine olan sevgisini ve uyumunu açıklayabileceğini düşünüyor. Yanıt ne olursa olsun, bu mantıklı eşleşmenin sonucu oldukça melankolik bir albüm olmuş. Metheny'nin elektrik gitarında karanlık bir tonu var ve Beyond the Missouri Sky'da akustik gitar çaldığında sesi benzer şekilde derin ve yuvarlak bir hale geliyor. Metheny, Haden'ı tüm zamanların en büyük doğaçlamacılarından biri olarak adlandırmış albümü. Beyond the Missouri Sky'da çalımı her zamanki gibi hassas ve güzel.

Haden ve Metheny'nin albümde aradıkları atmosfere bir ölçüde hak verilebilir, ancak yavaş ve orta tempo materyallerin baskın olması dinleyici üzerinde yorucu bir etki yaratabiliyor.  The Precious Jewel parçasında, sonuçlar yine atmosferik oluyor ve aslında albüm kapağında belirgin şekilde yer alan Ortabatı manzaralarını daha da çağrıştırıyor. Metheny, ritmik bir tempo oluştururken, Haden kusursuz tonuyla asil melodiyi çalıyor. Bu parça, Metheny'nin performansın sesini yoğunlaştırmak için farklı gitarları üst üste eklemesini de sergiliyor. Sonuçlar, en azından ruhsal olarak, 1990'ların ikinci yarısında Bill Frisell'in kayıtlarına benzer bir yapıya sahip.


Bu albümde Metheny ve Haden'ın birçok bestesi yer alsa da, albümdeki eski materyalleri yeniden yorumlamaları en etkili olanları. Jimmy Webb'in klasik parçası The Moon Is a Harsh Mistress, Metheny'nin güzel bir düet performansına eşlik eden ince gitar ve synth dokunuşlarıyla son derece nostaljik. Geleneksel He's Gone Away ise adeta hiç var olmayan en iyi ninni gibi. Genel olarak, Beyond the Missouri Sky materyali gerçekten etkileyici olduğundan mükemmel bir albüm, ancak zaman zaman yorucu olabiliyor. 



7 Mayıs 2024 Salı

Charlie Haden - Nocturne Double LP



Gece karanlıkta ne duyuyorsunuız? Küçük şeyler? Gün içinde fark edilmeyen sesler. Cırcır böcekleri, gıcırdayan menteşeler, hafif mırıldanan makineler, otomobil trafiğinin uğultusu ve belki uzaktaki bir televizyon veya radyo. Gece yaratıkları her yerde...


Charlie Haden'in ballad albümü Nocturne, onun kara film sevgisinden geliyor. Quartet West gibi bu güçlendirilmiş üçlü de manzarayı lirik bir kulakla yorumluyor. Karamsar melodilerle yavaş danslardan oluşan program, romantizmin özünü içeriyor. Melodi ister kemandan, ister saksafondan, gitardan, piyanodan veya bastan gelsin, her zaman "Besame Mucho" demeye yaklaşır.

Bolerolar sanatçılara hatırı sayılır bir özgürlük tanıyor. Oturum sessiz ve Haden'in bas soloları sahneler arasında kusursuz bir şekilde akıyor. Albümü Latin cazının genellikle akla gelenden farklı bir yönünü yansıtıyor. Haden'in seansı, ritimleri ve güçlü perküsyonu yönlendirmek yerine şarkı sözlerine ve armoniye dayanıyor. Hayır, şarkı sözleri burada açıkça kullanılmıyor; ancak her zaman her güzel melodinin merkezindedirler.


Charlie Haden bu melankolik ve dinlendirici albüm için bir kez daha Kübalı genç piyanist Gonzalo Rubalcaba ile birlikte çalışmış. Davul ve perküsyondaki Ignacio Berroa çekirdek üçlüyü tamamlıyor. Özel konuklar arasında tenor saksafoncular Joe Lovano ve David Sanchez, kemancı Federico Britos Ruiz ve gitarist Pat Metheny (sadece bir parça) yer alıyor. 

Rubalcaba, her ikisinde de davul ve perküsyonun yer almadığı iki kesimde orkestrasyona katkıda bulunuyor. Haden'in amacı, Ignacio Berroa'nın fırçalarla çalınan yumuşak, ince trampet sesiyle vurguladığı, çubuğun ilk vuruşunun "ve" ile başlayıp ikinci vuruşunda biten kendine özgü bir Latin dans ritmi olan bolero'yu keşfetmek. Bu ritim, yavaş bir dans için mükemmel ve gerçekten de albümün tamamı, acı-tatlı melodiler ve hareketli ritimlerle son derece romantik. 


Haden'in iki orijinali ve Rubalcaba'nın bir orijinali dışında şarkıların çoğu Küba ve Meksika standartlarına uygun ve çok güzeller.  

Nocturne şimdiye kadarki en iyi mum ışığında yenen romantik akşam yemeği müziği olabilir,



23 Nisan 2024 Salı

Till Brönner - That Summer Double LP


Yaz geliyor. Çok stresli bir iş gününün ardından eve geliyorum. Klimam birkaç saattir tam hızda çalışıyor ve dairemin kapısını açtığımda serin ve ferahlatıcı bir rüzgar üzerime doğru esiyor. Önce derin bir nefes alıyorum, sonra hemen buzdolabına gidip içecek soğuk bir şeyler alıyorum. Müzik siatemimi açıp - That Summer - plağımı plak çalarıma koyarken buz küplerinin de fena olmayacağını düşünüyorum. Güzelce rahatlatıcı ilk şarkı çalarken oturma odamda arka planda çalarken tekrar buzdolabına doğru koşuyorum.

Hemen ardından bir tak, tak, tak sesi geliyor ve önümdeki masanın üzerindeki bardağa üç buz küpü düşüyor. Şimdi tek yapmanız gereken içeceğinizi dökmek, ayakkabılarınızı çıkarmak, ayaklarınızı yukarı kaldırmak, gözlerinizi kapatmak ve zihninizin dolaşmasına izin vermek. 


Zaten ikinci şarkı olan Bein' Green ile birlikte tüm stresin yavaş yavaş vücudumdan nasıl uzaklaştığını fark ediyorum ve giderek daha sakin ve rahat olduğumu fark ediyorum. Derin nefes alıp veriyorum, kumsalda uzanmanın ne kadar harika olacağını hayal ediyorum. Aklımdaki bu güzel görüntüyle soğuk içeceğimden büyük bir yudum daha alıyorum ve hemen derin bir nefes veriyorum. Müzik çok rahatlatıcı olabiliyor..

Dördüncü parça - When Your Lover Is Gone - başladığında, zaten tamamen rahatlamış durumdayım ve vücudumun sistematik olarak yeni güç ve enerjiyle dolduğunu hissediyorum. Klimadan gelen soğuk esinti tüylerimi diken diken ederken buzlu içeceğimden uzun bir yudum daha alıyorum. İşte size albüm bunları hissettiriyor.


Kendimi bildim bileli Bossa Nova hayranıyım ve bu, Antonio Carlos Jobim'den bu yana Bossa Nova tarzı en iyi çalışmalardan biri olmuş .

Melodiler esasen vokalden oluşuyor ve Till Bronner'ın harika trompetiyle yeterince karıştırılıyor. Eşlik eden müzisyenlerin hepsi mükemmel, özellikle de perküsyon. 

Müzik, yaz göğünde yıldızların altında sıcak bir akşamda hafif bir esinti kadar pürüzsüz ve baştan çıkarıcı bir şekilde akıyor. Şiddetle tavsiye ederim.

Ülkemizde double plak olarak bulabilirsiniz, inanın alırsanız pişman olmazsınız.






9 Nisan 2024 Salı

CHRIS BOTTI – VOL.1 LP



Bir smooth caz yıldızının Blue Note'a katılması ister istemez dikkat çekiyor ama onun burada ne işi var?O da caz yapıyor evet ama...

Chris Botti'nin pek çok caz standardını ele alarak Blue Note'taki ilk albümü için kolay yolu seçmediğini söyleyebiliriz: “Danny Boy”, “Blue In Green”, “Someday My Prince Will Come”, “My Funny Valentine”… 

Tipik olarak bir sanatçı bunu yaptığında felaket çok uzakta değildir; ya daha önce yapılmış olanı taklit eder, ya da bir dans salonuna yakışan, sönük bir yorumla sonuçlanır. Ama en sevdiğim trompetçilerden biri olan Chris Botti gibi bir karakter için durum böyle değil ve bu albüm Chris'in tüm sanatsal niteliklerini doğruluyor…

Pürüzsüz cazdan, kendisini pürüzsüz caz türünde başarılı kılan şeyin özünü koruyor; özellikle notalara hücum etme ve yumuşak bir dokunuşla çalma, gerekli nüansı tam ihtiyaç duyulan yere ekleme, iyi kalibre edilmiş, ilham verici bir müzik ortaya çıkarma tarzı. Hatta zaman zaman merhum büyük Chet Baker'ı en iyi zamanlarını hatırlatan caz. Böylece tüm bu parçaların ustalıkla yeniden tasavvur edildiğine tanık oluyoruz; “Blue in Green” benim görüşüme göre bu albümün başyapıtıdır. Chris Botti, görkemli tarzını ortaya koyarak sadece iki notayla bize Miles Davis'i unutturmayı başarıyor. Teşekkürler Chris Botti! Çünkü herkes bu tür bunu başaramaz.


Chris Botti şunları söylüyor: "2022'de, dünyadaki pek çok şey için yeni bir başlangıç gibi görünen bir dönemde 60 yaşına girdim" diyor Botti. "Tüm orkestrasyonları bir kenara bırakıp kendi çalışıma, grubumun çalışına ve hala sahnede icra etmeyi sevdiğimiz caz klasiklerine daha çok odaklanmak istedim."


Botti, aynı sahneyi paylaştığı harika isimlerle övünebilirken, bu proje onun Miles Davis'ten Keith Jarrett'a, Pat Metheny'den Brad Mehldau'ya kadar kendisine ilham veren geçmiş ve şimdiki caz efsanelerine duyduğu heyecanı paylaşmasına olanak tanıyor. Yaratmaya çalıştığı sofistike ortam müziğinin modelleri olarak Davis'in "Kind of Blue", "John Coltrane ve Johnny Hartman" gibi ikonik albümlerini veya Metheny'nin Charlie Haden ile yaptığı "Beyond the Missouri Sky" işbirliğini örnek gösteriyor.

Yani bu albüm, artırılmış gerçeklikteki %100 Chris Botti'nin sanatını uç noktalara taşıyor. Güzel, son derece estetik ve şaşırtıcı, özellikle benim gibi caz severler için, burada sürpriz daha çok sanatının daha geleneksel caza aktarılmasından geliyor, bu da onu oldukça alışılmadık hale getiriyor. Chris Botti iddiayı kazandı ve kendisinin günümüzün en büyük sanatçılarından biri olduğunu doğruladı, bunu zaten biliyorduk ama bu yine de iyi hissettiriyor!


Caz sever dostlar, bu plağı ki baskısı da muhteşem alırsanız, asla pişman olmayacağınızı size garanti ederim, mutlak kolleksiyonunuza eklemelisiniz.....


Müzisyenler:

Chris Botti (trompet), Taylor Eigsti (piyano), David Foster (piyano), Patrick Warren (yaylı çalgılar), Vinnie Colaiuta (davul), Zach Moses (bas, elektrik bas), Julian Pollack (rhodes, piyano), Gilad Hekselman ( gitar), Leonardo Amuedo (gitar), John Splithoff (vokal), Shane Fontayne (gitar), Chad Lefkowitz-Brown...

5 Mayıs 2019 Pazar

Kerem Görsev - After The Hurricane LP




Kerem Görsev’in 18. albümü “After the Hurricane” 2018 yılı Ocak ayında New York’ta Bunker Studio’ da kaydedildi. Albümde bulunan 8 parçanın bestesi Kerem Görsev’e ait.
Dünyanın önemli müzisyenlerinden trompette Terell Stafford, kontrbasta Peter Washington ve davulda Ferit Odman’ın yer aldığı albüm CD & LP formatında Emre Grafson aynı yıl Mart ayında yayınlandı. Albümün prodüktörlüğünü ise Ferit Odman yaptı.

Albüm hakkında Kerem Görsev şunları söylemişti:

"Yaşadığımız hayatımızda neyin ne zaman olacağını, nasıl gelişeceğini ve nasıl sonuçlanacağını tahmin edemeyiz, hiç bilemeyiz, sadece seyredip görebiliriz. Bazen bir girdap bazen büyük bir akıntı sizi oraya atar ve yeni bir yörüngeye girer hayatınıza başlarsınız.

Bu süreçte ise her zaman olduğu gibi yaşanan olaylar bana yeni müzikler yazdırır. İşte bu son albümüm “After the Hurracine” New York’ta Ferit Odman ile 2 aylık bir ön çalışmanın ardından 23 Ocakta gerçekleşti. Terell Stafford trompette, Peter Washington da Kontrbasta (daha önce Ferit’in albümlerinde yer almıştı) bu kez quartet olarak 8 bestemi molalar dahil 4 saatte kaydettik.

Harika bir Steinway & Sons piyano ile mükemmel bir stüdyo olan Brooklyn’deki The Bunker’da işler rahat yürüdü. Ertesi gün mix, birkaç gün sonra mastering yapıp keyif içinde döndük. Bu albümde herşeye el atıp titizlikle sonuçlandıran, bütün organizasyonu ayarlayıp beni sadece müzik çalmaya odaklayan Ferit Odman’a büyük bir teşekkür ederim. Ayrıca Terell ve Peter müziğime eşsiz yorumlar kattı. Davuldaki Ferit Odman’a da ayrı teşekkürler, kayıt öncesi Bodrum’da prova yapıp stüdyoda herşey planlı programlı olmasını sağlayıp nefis bir eşlikte bulundu.


Albümdeki parçalara gelecek olursak:

Cat Shalter – Sanatçının Emirgan’da yaşamış kabadayı bir sokak kedisi için bestelediği bir eser

Big Heart – Bu eser için kendisi şöyle der: İki sene önce vefat eden Mustafa Koç’un televizyondan cenazesini izlerken her kesimden katılan 10 binlerce insanın beni etkilemesi üzerine yazdım.

December – Sanatçının babamın vefatından sonra ortaya çıkan bir eser,

Olive tree – Sanatçının Kemikler köyündeki 400 - 500 yıllık zeytin ağaçları için yaptığı bir beste,

Dorea - After The Hurracine - Mermaid - Maybe One Day – adlı eserler ise Deniz Kurt Görsev için yazdığı parçalar


Albüm tipik bir Kerem Görsev çalışması, her zaman ki gibi güçlü besteler ve yorumlar, bunları destekleyen iyi bir kayıt ki ben de albüm plak olarak mevcut, bu kez ben değil ama küçük kızım bana doğum günü hediyesi olarak almış bu albümü, ne derler Armut dibine düşermiş J

Tavsiyem yoksa eğer evinizde ucuz yollu bir plak çalar edinip, müziği plaktan dinlemeniz, o zaman ne dinlediğinizi tam hissedeceksiniz.

Altta, Kerem Görsev röportajı: ‘After The Hurricane' adlı yeni albümünü üzerine bir  röportaj



8 Mart 2019 Cuma

Ferit Odman- Dameronia With Strings 180 Gr LP


Caz dinlemesi apayrı bir zevk olan bir tür, özellikle blog yazarınız 50-60 yılları arası caz periyodunu sevmekle beraber, çağdaş caz müzisyenlerinin yeri bende ayrıdır. Tabiidir ki caz deyince akla Amerika ve Kuzey cazı gelse de, ülkemizin yetiştirdiği dünyaca takdir gören pek çok caz sanatçımızın olması çok sevindirici bir şey ki, burada pek çoğunun albümleri için inceleme yazıları geçmiş yıllarda yapılmıştır.

Bugünkü konuğumuz Ferit Odman ise yine onlardan biri, bence ülkemizdeki diğer bateristlerimiz mazur görsünler ama, en iyi caz bateristtir. Şahsen tanıdığım doğru sözlü ve hoş sohbet sanatçı için öncelikle kısa bir bilgilendirme yapacak olursak:


"Davul çalmaya 12 yaşında başlayan Ferit Odman, caz eğitimine 1999 yılında AFS değişim programı ile gittiği İsveç’te başladı. 2001’de burslu olarak girdiği İstanbul Bilgi Üniversitesi – Caz Performans bölümünü başarıyla bitiren sanatçı 2004’te New York’ta School For Improvisational Music’te eğitim imkanı buldu ve 2006 yılında Fulbright bursuna layık görüldü. William Paterson University’de Mulgrew Miller ile çalışarak Caz- Performans yüksek lisansını başarıyla tamamladı. Gretsch Drums ve İstanbul Agop Zilleri’nin endorser’ı olan ve çalışmalarını iki sene New York’ta sürdüren sanatçının Terell Stafford, Vincent Herring, Brian Lynch, Anthony Wonsey ve Peter Washington gibi çok önemli caz müzisyenleri ile New York’ta kaydettiği üç albümü bulunmakta. Bu albümler, Downbeat dergisinde dört yıldız alıp dünyadaki çeşitli caz kritikleri tarafından bir çok övgüler aldı.
Ferit Odman, başta TRT Caz Orkestrası ve Kerem Görsev Trio olmak üzere birçok çeşitli caz grubuyla konser ve albüm çalışmalarına devam etmekte ve kendi grubu ile Avrupa ve Türkiye’deki caz festivallerinden davet almaktadır."

Gelelim sanatçının 2015 yılında yayınlanan Dameronia With Strings adlı son albümüne, öncelikle şunu belirtmek isterim ki kendisi de bir odyofil olan sanatçı biz odyofillere mutluluk veren bir işe bu albümde imza attı. Şöyleki albüm kayıtları tamamen analog yapıldı ve Amerika'da yapılan kayıt ve mastering sonrası 180 gr LP olarak Alman Optimal plak basım fabrikasında bu albümün plakları basıldı. Çok büyük bir emek isteyen bu çalışmalar sonucu ortaya dinlemesi muhteşem bir kayıt çıktı.
Dameronia With Strings a ünlü usta Tadd Dameron'u konu alan bir albüm ve albümde Ferit Odman'a trampette Terell Stafford, piyanoda Danny Grissett ve basta Peter Washington eşlik etmişler, ayrıca bir yaylı altılısı albümde beraber çalmış. Yaylılara yapılan düzenlemeler ise Ferit Odman ve David O'Rourke ye ait.

Parçalar:
Side A

1. On A Misty Night
2. If You Could See Me Now
3. Just Plain Talkin'
4. Smooth As The Wind

Side  B
1. Look, Stop & Listen
2. You'Re A Joy
3. Our Delight
4. Soultrane

Yurtdışında da caz alanında çok ilgi gören albüm plak ve CD formatına ek olarak yurtdışında XRCD olarakta satışa sunuldu. Ayrıca albüm sanatçının 3 albümünü içeren Vinyl Box ta da yer almaktadır.


1 Mart 2019 Cuma

Norah Jones - Day Breaks LP






Ve 2016 yılından bir caz albüm, Norah Jones'tan Day Breaks...

Ravi Shankar'ın kızı olan ve yeteneğini babasından alan Jones'un son albümü tam bir caz albümü ama sanatçı kendi dokunuşlarıyla eserleri yorumlamış. Albümdeki güncel parçalara ek olarak bir tane Horace Silver ,bir tane Duke Ellington'dan ve bir tane de Neil Young'tan parça var.

Kayıtlar sırasında gelip çalarak sanatçıya, saksafonist Wayne Shorter, basçı John Patitucci, davulcu Brian Blade gibi pek çok müzisyen destek vermiş.



Parçalar:

1. Burn
2. Tragedy
3. Flipside
4. It's a Wonderful Time for Love
5. And Then There Was You
6. Don't Be Denied
7. Day Breaks
8. Peace
9. Once I Had a Laugh
10. Sleeping Wild
11. Carry On

12. Fleurette Africaine (African Flower)

Ülkemizde de satışta olan plağın kaydının iyi olduğunu belirtmek isterim.

Ben Norah Jones albümlerini ilk üç albümünden sonra biraz değişik mecralara müziği kaydı diye bırakmıştım, ama bu kez iyi bir caz albüm ile döndüğünü belirtmem gerek.






25 Nisan 2014 Cuma

Charlie Parker with Strings 180 Gr. LP (Türkçe versiyon)


Merhaba değerli blog takipçilerim, uzunca bir süredir blogta özel işlerimden ötürü yazamıyordum. Elime bir fırsat geçince yeni bir yazı yazayım dedim ve konu olarak harika bir romantik caz albüm olana Charlie Parker with Strings'i seçtim.

Bana göre bu albüm kesinlikle sanatçının en iyi albümü ve hayranlarının büyükçe bir kısmıda bu yönde düşünmekte ama tabii bir kesim daha var onun iyi bilinene bebop sitiline hayran olupta bu albümden pek haz etmeyen. Bu albümde sanatçı her ne kadar yaylılar eşliğinde çalışmış olsa da, albümdeki her bir noktaya kendi tarzını yansıtmış ve öyle çalmış. Albümde yorumladığı tüm standart eserlere muhteşem bir duygu katmış.



Albümde müzik saf ve muhteşem. Sanatçı sanki daha önce bu eserleri kimse çalmamış gibi yorumlamış. Gel gitler,denemeler, dönüşler ve hep yine de bütüne sadık kalmalar.



Side 1:

April In Paris (3:06)
Summertime (2:46)
If I Should Lose You (2:46)
I Didn’t Know What Time It Was (3:13)
Everything Happens To Me (3:15)
Just Friends (3:30)

Side 2 

They Can’t Take That Away From Me (3:17)
East Of The Sun (West Of The Moon) (3:38)
Easy To Love (3:29)
Out Of Nowhere (3:06)
I’m In The Mood For Love (3:33)
I’ll Remember April (3:02)



Albümde favori parçalarım My favorite tracks are "Summertime", "Just Friends" ,  "April in Paris" , "I didn't Know what Time It Was" ve "I'm in the Mood for Love".

Düzenlemeler net ve temiz (tam 50'li yıllara özgü bir tarz). Eğer bir albümde her şey dört dörtlükse kurcamaya gerek yok alıp dinlenmeli.

Kayda değer diğer bir hususta albümün prodüktörlüğünü caz dünyasının belki de alanında en iyisi olana Norman Graz'ın yapmış olması.

Albümü CD olarak bulabileceğiniz gibi Back to Black tarafından basılan ve bu yazıya konu olan plak versiyonunu da edinebilirsiniz.


Charlie Parker with Strings 180 Gr.LP (English review)



Hello again to my blog's followers. I couldn't write a new review such a long time due to my private issues and now, I found a chance to write a new one for Charlie Parker with Strings, it is a beautiful romantic jazz album.

This is definitely one of Charlie Parker's best albums. The vast majority of Bird fans out there seem to really like this album. But there are a few that look at this album as a cop-out on Bird's part because it is not in the fast-paced bebop style for which he is most well-known. Nothing could be further from the truth. Even though Bird is playing with a string section, everything he plays on here is in his own style. He plays a large selection of all standard tunes and plays every one of them with great feeling.



The music is pure genius. Here, Bird plays only standards. But when he plays them, all standards look like they were written just for Charlie. It looks like they were waiting to be played by him all along. Like no one else have ever played them before. He comes and goes, he improvises, he returns.. and he never gets too far... and he never gets too literal.


Side 1:

April In Paris (3:06)
Summertime (2:46)
If I Should Lose You (2:46)
I Didn’t Know What Time It Was (3:13)
Everything Happens To Me (3:15)
Just Friends (3:30)

Side 2 

They Can’t Take That Away From Me (3:17)
East Of The Sun (West Of The Moon) (3:38)
Easy To Love (3:29)
Out Of Nowhere (3:06)
I’m In The Mood For Love (3:33)
I’ll Remember April (3:02)


My favorite tracks are "Summertime", "Just Friends" ,  "April in Paris" , "I didn't Know what Time It Was" and "I'm in the Mood for Love".

The orchestration is clear and quick to respond (the kind of orchestras we only see in the 50's). If there are records where everything is right... look no further. This is it.

It is also worth mentioning that this record was produced by a legend among Jazz producers: Norman Granz (if you are reading this, you probably know him already from other classic Jazz recordings).

You can find this album in CD format and also in vinyly format released by Back to Black vinyl.


1 Mart 2014 Cumartesi

Nils Landgren-The Moon The Stars And You LP (English review)


I should confess that I have been putting a gap between north jazz and me since a long time, but especially after listenning albums of Lars Danielsson and plus Julian &  Roman Wasserfuhr brothers, I changed my mind and I have been following especially the catalogue of ACT Music.

So, one of them is Nils Landgren and he is the subject of this review with his album " The Moon The Stars And You". I listened some sound clips of this album and decided to buy its vinyl.

Before the album, I'd like to mention to Nils Landgren. He is a really  succesful trombonist in jazz area and especially his funk albums in ACT Music catalogue but the one that I interested is this album where he is also in vocals.

Below, Oh You Crazy Moon....

 


Tracks:

Moonshadow ( Stevens, Cat) 05:11
The Moon, The Stars And You ( Landgren, Nils / Wollny, Michael) 03:28
Oh You Crazy Moon ( Van Heusen, Jimmy / Burke, Johnny) 03:34
Joe’s Moonblues ( Landgren, Nils) 03:57
Moon River ( Mancini, Henry) 04:32
Til’ There Was You ( Willson, Meredith) 03:18
Please Don’t Tell Me How The Story Ends ( Kristofferson, Kristoffer) 04:37
Stars In Your Eyes ( Hancock, Herbie / Parker, Ray Erskine / Wright, Gavin Christopher) 04:28
The Moon’s A Harsh Mistress ( Webb, Jimmy) 04:45
Lost In The Stars ( Weill, Kurt) 07:22

Since the beginning, I've been liked jazz standards especially the ones in slow tempo and this album The Moon The Stars And You is a work just like that. Landgren collects sentimental jazz standards in this album and all of which I like so much. Additionally, he putted Cat Stevens's Moonshadow as the first track in side A. If you take a look to  the album, the general concept is the songs whose main subject is the Moon, so we can call this album as a sentimental album from the point of this concept.


Generally, I like jazz music which makes me relax while listenning and not makes me to thing what the composer tries to explain in the track. In this album, I can find easily what I look for.

Let me explain briefly; suppose that you back to your home after a tough day, so just put this album on to your turntable and take your wine or cofee , close your eyes and just listen. Album will take your all stress and fatigue.


Below one of my all time Nr. 1s Moon River with the style of  Nils Landgren...



If we talk about performance in the album, I can say that Nils Landgren also is a good jazz vocalists as an addition to his talent in playing trombone. Besides, a strong band works with him such as Lars Danielsson , also guest musicians are very impressive such as Joe Sample or Steve Gadd. The band and the guest musicians and also NDR Bigband &;Stockholm Philharmonic Orchestra play with a great harmony in the album.

A last words for recording and mixing, both are great.

Band:

Nils Landgren / trombone &a vocals
Michael Wollny / piano
Lars Danielsson / bass
Rasmus Kihlberg / drums

Guest Musicians:

Joe Sample / piano
João Bosco / guitar & vocals
Richard Galliano / accordion
Steve Gadd / drums
NDR Bigband &Stockholm Philharmonic Orchestra

Finally, if you are a jazz lover you should get this album, I prefered to buy its vinyl as I believe that the real sound is in vinly but also CD format of the album is available.

 

Nils Landgren - The Moon, The Stars And You LP


Aslına bakacak olursanız yakın zamana kadar kuzey cazından özenle uzak durmaktaydım, ama özellikle Lars Danielsson 'un ve Julian & Roman Wasserfuhr   kardeşlerin albümlerini dinledikten sonra bu fikrim değişmeye ve özellikle ACT Music kataloğunda yer alan sanatçıların albümlerine karşı bende bir merak uyanmaya başladı. İşte bu bağlamda tromboncu Nils Langren'in bugünkü yazımızın konusu olan The Moon The Stars And You adlı albümüne rast geldim. İnternet üzerinden birkaç ses klibini dinleyince albümü edinmeye karar verdim.

Albümden önce sanatçıdan bahsetmek gerekirse başarılı bir trombonist Nils Landgren ve özellikle funk tarzda çalışmaları ACT Music kataloğunda oldukça fazla ki bu çalışmalardan ziyade benim ilgimi çeken ise vokalde de yer aldığı bu albüm.

Altta Oh You Crazy Moon....




Parçalar:

Moonshadow ( Stevens, Cat) 05:11
The Moon, The Stars And You ( Landgren, Nils / Wollny, Michael) 03:28
Oh You Crazy Moon ( Van Heusen, Jimmy / Burke, Johnny) 03:34
Joe’s Moonblues ( Landgren, Nils) 03:57
Moon River ( Mancini, Henry) 04:32
Til’ There Was You ( Willson, Meredith) 03:18
Please Don’t Tell Me How The Story Ends ( Kristofferson, Kristoffer) 04:37
Stars In Your Eyes ( Hancock, Herbie / Parker, Ray Erskine / Wright, Gavin Christopher) 04:28
The Moon’s A Harsh Mistress ( Webb, Jimmy) 04:45
Lost In The Stars ( Weill, Kurt) 07:22

Oldum olası caz standartlarını hele de ağır tempoda iseler çok severim ve işte The Moon The Stars And You adlı bu albümde tamda böyle bir çalışma, sanatçı albümde benim de oldukça sevdiğim önemli ve duygusal caz standartlarını toplamış, ayrıca Cat Stevens'ın Moonshadow'una da albümün girişinde yer vermiş. Bu arada albümün geneline bakarsanız teması ay ile ilgili parçalar ağırlıkta buradan da yola çıkarak oldukça duygusal bir albüm olduğunu söylemekte sakınca yok sanırım.

Ben genelde dinlerken beni yormayan aksine dinlendiren, stresimi alan tarzda caz sever bir insanım, yani acaba bu beste ile sanatçı ne anlatmak istiyor hadi kafa patlatayım tarzı akımlara ait caz müzikten hiç haz etmem ve bu albümde sanatçı tam da bana uygun bir iş ortaya çıkarmış.

Şöyle ki, yorgun bir iş günü sonrası eve geldiniz, oturun sisteminizin önüne ve pikabınızın platosuna yerleştirin bu albümü elinize de çayınız, kahveniz ya da şarabınızı alın ve kapatın gözlerinizi sadece dinleyin. Bırakın albüm tüm yorgunluğunuzu üstünüzden alsın.

Altta albümden hep sevdiğim bir parça olan Moon River ve Nils Landgren'in yorumu...



İşin yorum ve performans yanına gelecek olursak harika trombon yeteneğinin yanı sıra görülen Nils Langren oldukça iyi bir caz vokalde aynı zamanda ve bu albümde ardında çok güçlü bir ekip mevcut ki bunlardan biri büyük usta Lars Danielsson ve bunun dışında bir de oldukça sıkı bir konuk müzisyen var albüme katkı yapan ki Joe Sample ile Steve Gadd bunlara arsından bir anda gözüme takılmakta. Hem ekip ve hem de konuklar ve hem de albümde yer alan NDR Bigband &Stockholm Philharmonic Orchestra harika bir ahenk ile çalmışlar bireysel ve toplu performans üst seviyede son söz ise kayıt için cidden iyi bir kayıt ve miksaj yapılmış.

Ekip:

Nils Landgren / trombone &a vocals
Michael Wollny / piano
Lars Danielsson / bass
Rasmus Kihlberg / drums

Konuk Müzisyenler:

Joe Sample / piano
João Bosco / guitar & vocals
Richard Galliano / accordion
Steve Gadd / drums
NDR Bigband &Stockholm Philharmonic Orchestra

Sonuç olarak her caz severin kataloğunda olması gerekli bir albüm bence bu çalışma ben plak formatını tercih ettim alırken ama CD format olarakta bulabirlisiniz Equinox tarafından dağıtımı yapılan bu ACT Music 'ten çıkan bu albümü müzik marketlerde bulabilirsiniz.

 

27 Ocak 2014 Pazartesi

Etta Jones - Don't Go To Strangers 180 Gr LP



(Tekrardır...)

Etta Jones caz dünyasında yer almış çok iyi yorumculrdan biridir. Ölene dek sanatçı çok üretken ve müzikaliteden ödün vermeden eserler verdi

1928’te Güney Carolina’ da doğan sanatçı henüz 15 yaşındayken Apollo heatre’daki yetenek yarışmasını kazanır ve Buddy Johnson orkestrasında dönüşümlü olarak solistlik yapmaya başlar.

O günlerde Johnson’ın orkestrası özellikle siyahi Amerikalılar arasında oldulça popüler idi ve Etta Jones bu grupla çalışırken önemli tecrübeler edindi. Grupla 1,5 yıl çalıştıktan sonra 1944’te onlardan ayrıldı. 1947’de tekrar büyük orkestralara solist olarak döndü. Bunlardan biri davulcu J.C.Heard’ ün grubuydu diğeri ise ünlü piyanist Earl”Fatha”Hines’ın orkestrasıydı, Hines’ın orkestrasında üç yıl çalıştı. Ve 1952’ye dek farklı gruplarla çalıştı. Sonrasında 50’lerin sonuna dek bir suskunluk dönemi yaşadı.

1960’ta Prestige Records’ tan plak teklifi geldi, bunu kabul eden sanatçı doldurduğu yazımızında konusu
“Don’t Go To Strangers” adlı albümü ile altın plak kazndı. Aynı firmadan gelen 5 yılda birkaç albüm
daha çıkartı.

1968’de tenor saksafoncu Houston Person ve triosu ile çalışmaya başladı ve bu ortaklık 30 yıl sürecekti. Ayrıca Japonya turnesine Art Blakey & The Jazz Messangers ile 1970’te katıldı ama 1965’te Prestige’den yaptığı son albüm sonrası 1976’ya dek albüm çalışması yapmadı.

Sonrasında Houston Person ile Grammy’ye de aday olan albümler dâhil, pek çok albüm çıkardı. Sanatçının iş ortağı olam Person sonrasında eşi ve menejeri olacaktır. Onunla Muse Records ve High Note firmalarında çok önemli albümler doldurdu.

Sanatçının repertuarı aşina olunan Standard caz parçalardan genelde oluşur, yorumlamasında Billie Holiday etkisi sesinde ve bazen blues tarz okumalarında Dinah Washington esintileri hissedilir.

90larda sağlık sorunları ile karşılaşan sanatçı o yıllarda genç cazcılarla çalıştı ve ölene dek düzenli olarak şarkı söylemeyi sürdürdü. İlginç bir ironi olarak kanser ile savaşırken yaptığı son albümü Billie Holiday anısına doldurduğu Etta Jones Sings Lady Day sanatçının 2001’de öldüğü gün yayımlandı.

Gerçekten güzel  ve kendine has tarzıyla parçaları yorumlayan sanatçıyı dinlemekten caz sever olarak zevk alacağınızı kesinlikle garanti edebilirim.

Gelelim tanıtacağım Don’t Go To Strangers albümüne:

Prestige Records’ tan yayımlanan albüm 21 Haziran 1960’ta tek bir kayıt oturumunda kayıt altına alınmış ve aynı yıl yayımlanmıştır.

Albümü dinlerken Billie Holiday etkisini yorum ve seste algılamaktasınız. Albümde yer alan müzisyenler
  • Frank Wess, flüt, tenor saksafon
  • Richard Wyands, piyano
  • Skeeter Best, gitar
  • George Duvivier, bas
  • Roy Haynes, davul
Side-1:

1. Yes Sir, That's My Baby (Walter Donaldson/Gus Kahn) 4:23
2. Don't Go To Strangers (Redd Evans/Arthur Kent/Dave Mann) 3:51
3. I Love Paris (Cole Porter) 4:01
4. Fine And Mellow (Billie Holiday) 5:52
5. Where Or When (Lorenz Hart/Richard Rodgers) 3:41 

Side-2

1. If I Had You (Jimmy Campbell/Reginald Connelly/Kevin Connelley/Ted Shapiro) 3:51
2. On The Street Where You Live (Alan Jay Lerner/Frederick Loewe) 3:45
3. Something To Remember You By (Howard Dietz/Arthur Schwartz) 3:45
4. Bye Bye Blackbird (Mort Dixon/Ray Henderson) 3:16
5. All The Way Sammy (Cahn/James Van Heusen) 4:39

Albümde yer alan parçalarda Frank Wess’in flüt soloları özellikle müziğe farklı bir tat vermiş. Benim elimdeki LP 1987'de tekrar basılan versiyon. Ebay'de LP olarak, yine ebay ve amazon sayfalarında CD olarak bulabilirsiniz...

8 Ocak 2014 Çarşamba

Art Farmer/Jim Hall - Big Blues 180 Gr LP



(English version of this review is after below Turkish one)

Yeni yılda ilk yazımızın konusu bence mükemmel bir caz albüm olan Big Blues. CTI tarafından 1978 yılında yayımlanan bu plak 60'lardan sonra-14 yıl sonra- iki caz devi trompetçi Art Farmer ve caz gitarist Jim Hall'ü tekrar bir araya getirme başarısını göstermiş.

Önce biraz Art Farmer'dan bahsetmek gerek sanırım;

Art Farmer kariyerine Benny Carter ve Jay McShann orkestralarında trompetçi olarak başladı, ama ünlenmesi Lionel Hampton orkestrası ile olan çalışmalarıyla başlar. Daha sonra Gerry Mulligan ve Horace Silver ile birlikte çaldı. Harmonik yetisi ve doğaçlama becerileri Benny Golson ile bir caz grubu kurmasına sebebiyet verdi. Bu prestijli grup ki McCoy Tyner ile Curtis Fuller'de bu gruptadır Farmer'ın ününü arttırdı.

50'lerin sonunda, Farmer grup lideri olarak kayıt yapmaya başladı ve fugelhorn'u ana enstruman olarak kullanmaya başladı. Gitarist Jim Hall ile uzun yıllar çalıştı ve fugelhorn'un gelişiminde öncü oldu. Destekleyen sanatçı olarak Dizzy Gillespie, Sonny Clark, Bennie Green ile çalıştı ve akabinde gruplarına dahil oldu. Avrupa'da (ki orayı evim diye adlandırır) turneler yaptı, fugelhorn ile trompet karışımı bir enstruman olan flumpet çalmaya başladı.Sahip olduğu lirik tarz çalma tekniği daima muhteşem kaldı.

Big Blues 1978 yılında destansı Electric Lady Stüdyolarında kaydedilir ve muhteşem bir beşli caz grup projesidir. CTI tarafından yayımlanan albümde düzenlemeler David Mathews'a aittir ve iki dev Art Farmer ve Jim Hall'ü tekrar bir araya getiren projedir. Kayıtlarda Mike Manieri'nin vibrafona usta dokunuşları, Steve Gadd'ın davuldaki harika tarzı ve basta Mike Moore'un usta performansı hissedilmektedir.

İlk yüz Benny Golson'un harika bestesi "Wisper Not" ile açılır. Yumuşak ve rahat bir ritim ile Jim Hall'ün solosu gelir. Sanatçının gitar tekniği çok akıcı ve değişkendir. Moore ve Gladd ise harika bir ritim ikilisi olarak burada ortaya çıkar. Manieri sanatçılara vibrafonu ile katılarak ortama canlı bir duygu katar.Solosu oldukça atak ve çok sıcaktır tonalite olarak parçada (ki özel bir amfi burada kullanılmıştır). Vibrafon ritime dahil olunca, fugelhorn solo öncesi birlikte çalmaya başlarlar. Farmer'ın buradaki performansı çok etkili ve tarzdır. İlk yüz bu parçadan sonra Thad Jones bestesi olan "A Child Is Born" un ağır tempolu versiyonuyla sonlanmakta. Burada Hall'ün gitarı ön plandadır, sanatçı parçada kıvrak bir solo geliştirmiştir ki bununla tüm artistik becerisi ve deneyimini sergilemektedir. Uzun soloda ise, Mainieri esnek yeteneğini parçada her hangi bir soruna yol açmadan ortaya koymaktadır.

Altta albümden, from the album " Big Blues"...


İkinci yüz albüme ismini veren bir Jim Hall bestesi ile açılmaktadır ki yumuşak bir caz parçasıdır ve Miles Davis/Milt Jackson dinamiğini anımsatır.Parçada Moore'un güçlü bas solosu funk etkisi yaratır ve Hall'ün canlı ritim gitarı muhteşem bir şekilde burada yer almaktadır. Bu parça sonrası albümün son çalışması harika bir  uyarlama olan Ravel'in “Pavanne For a Dead Princess” adlı çalışmasıdır.Bu parçada Mathews'un düzenlemesi çok komplike ve yaratıcıdır. Farmer melodiyi harika bir şekilde burada kucaklar ve grup tempoda inişli çıkışlı olarak çalar, Hall'ün harika akortları duyulur ve tüm müzisyenler olabildiğince parçada doğaldırlar.

Bu albümdeki stereo kayıt muhteşem olarak ortaya konulmuş. Çok net ve tüm enstrumanların ayrı ayrı takip edilebilmesi çok etkileyici. O sebeple Pure Pleasure firmasına bu albümün plağını tekrar bastığı için teşekkür etmeli bence. Ve bir not albümde ilk yüz 45'lik ikinci yüz 33'lük devir olarak basılmıştır.

Ve kısadan hisse, eğer yorucu ve stresli bir günün ardından rahatlamak ve harika bir performans duymak istiyorsanız, bu klasik albüm tam size göre, albümü Equinox müzik kanalıyla bulabilirsiniz.


Tracks/Parçalar:

Side A (45 rpm): 

"Whisper Not" (Benny Golson) - 8:44
"A Child Is Born" (Thad Jones) - 7:40

Side B (33 rpm):

"Big Blues" (Jim Hall) - 7:23
"Pavane for a Dead Princess" (Maurice Ravel) - 10:50

Recorded at Electric Lady Studios in New York City on February 2 & 3, 1978

Musicians/Ekip: 

Art Farmer (flugelhorn),
Jim Hall (guitar),
Mike Manieri (vibraphone),
Mike Moore (bass),
Steve Gadd (drums).

From the album, "Pavane for a Dead Princess"...



And we start to our blog in new year with a great album "Big Blues...

Art Farmer began his career in the bands of Benny Carter and Jay McShann as a trumpeter. His stint with the Lionel Hampton Orchestra launched an illustrious career. Next he played with Gerry Mulligan and Horace Silver. His unerring detail for harmonic statement and improvisation led to the formation of Jazztet with Benny Golson. This prestigious ensemble (including McCoy Tyner and Curtis Fuller) increased the stature of Farmer.

By the late fifties, Farmer was recording as sole band leader. Eventually, he would switch to Flugelhorn as his primary instrument. He formed an association with guitarist Jim Hall that lasted for years. Farmer became a pioneer of developing jazz suited to the Flugelhorn. He was a heralded sideman, playing with Dizzy Gillespie, Sonny Clark, Bennie Green and briefly reunited with the Jazztet. He toured extensively in Europe (which he called home), releasing new material and began playing a “flumpet” (hybrid of a Flugelhorn and trumpet). The understated lyrical beauty of his playing never faltered.

Big Blues, recorded in 1978 at the fabled Electric Lady Studios (built by Jimi Hendrix), is a unique quintet project. Released on CTI Records featuring arrangements from David Matthews, it reunites
Farmer and Hall . Mike Manieri brings a deft touch on vibes to the session. Steve Gadd  plays on drums and Mike Moore’s bass rounds out the combo.

Side One opens with a texture-rich version of Benny Golson’s “Whisper Not”. A cool, walking rhythm leads into the initial solo by Hall. His guitar technique is very fluid and shifts with ease. Moore and Gadd create an understated, though irresistible rhythm section . Manieri joins them on vibes and adds a spooky, bouncy feel. His ensuing solo is nimbly precise, and very warm in tone (due in part to the use of a special amplifier). As the vibes rejoin the rhythm, Farmer and Hall share the lead before the flugelhorn solo. Farmer’s playing is both stylish and efficient. The side concludes with a slower waltz- like version of “A Child Is Born” (Thad Jones). As Hall’s guitar takes the lead, Mainieri weaves a counterpoint. Farmer (with a mute) delivers another highly expressive run. Hall develops a lithe solo that showcases his artistic, seamless expertise. On an extended solo, Mainieri gets to flex his considerable improvisational skill, but never breaks the mellow pulse of the song.

Side two has a different context. The title cut (written by Hall) unfolds like a cool/bop jazz piece, reminiscent of the Miles Davis/Milt Jackson dynamic. The muted flugelhorn takes on some of the trumpet’s resonance, accentuating a jazzier groove. Moore’s “heavy” bass reflects the funk influence of the era, and Hall’s saucy rhythm guitar hooks blend perfectly. The quintet is capable of an ethereal transition that can reconnect to the bop spontaneity. A unique cover of the erstwhile classical standard, “Pavanne For a Dead Princess” (Maurice Ravel) is spellbinding. Venturing into chamber jazz, Matthew’s arrangement is complex and inventive. Farmer embraces the haunting melody with a delicate graceful intensity. The band executes tempo shifts in meticulous fashion. Mainieri manages to drift in and out of the bass and drums with intuitive flair, while Hall excels on notation and chords. All of the musicians interact with a natural affinity.

The stereo sound of this album is flawless. The clarity and separation of all the instruments is impressive. . Thanks to Pure Pleasure for reissuing this gem.

A brief note, side A of this vinly is in 45 rpm and side B is on 33 rpm....

18 Aralık 2013 Çarşamba

Paolo Fresu Jan Lundgren Richard Galliano - Mare Nostrum Double LP 180 Gr.


(English review is after below Turkish one.)

İtalya'dan Paolo Fresu trompette, Fransa'dan Richard Galliano akordiyon ve bandoneonda ve İsveç'ten Jan Lundgrem piyanoda bir araya gelerek çok duygusal bir albüm ortaya çıkarmışlar ki herkesin gönlünü kolayca kazanabilir.

Fresu'nun tarzı bence biraz Chet Baker ve birazda 50'li/60'lı yılların Miles Davis'i arasında bir yerlerde, sanatçının eserlere Akdenizli dokunuşu ise çok güçlü ve bu etkiyi oluşturmak için genelde sakin soloları sololar için.

Mare Nostrum ikisi Akdeniz'den ve biri İskandinavya'dan olan üç müzisyenin müzikal mirasından ortaya çıkan çok zevkli bir çalışma, albümde herhangi biri sanatçı dominant olarak öne çıkmamakta ve hepsi ustalıklarını en iyi şekilde ortaya koymaktalar.

Albümde yer alan onbir parça orijinal çalışmalar, diğerleri Jobim, Ravel ve Trenet'ten seçkiler ve hep beraber muhteşem bir uyum içindeler. Bir Türk müziksever olarak benim için en şaşırtıcı olan ise onikinci parça olan "Mio Mehmet, forse il destino m'impedira di riverditi" , bu eserde Fresu Nazım Hikmet'ten esinlenmiş ki bu arada sanatın milleti olmadığını gösterir bir durum bence bu. Favorilerim albüme ismini veren çalışma, Principessa, the Seagull, Chat Pitre, Valzer del Ritorno ve Para Jobim. Albüm çok hoş bir tarz ve ruh karışımı ve dolayısıyla dinleyicisini asla sıkmıyor.

Daha ne denilebilir ki  Fresu'nun trompeti, Gillaono'nun akordiyonu ve Lundgren'in piyanosu için. Zengin Akdeniz renkleri albümü melodi ve ahenkle sarıyor.

Bu albüm hem CD ve hem de açılır kapaklı double 180 Gr LP olarak mevcut, ACT müziğin albümlerini yurdumuzda temsil eden Equinox  sayesinde kolayca bulabilirsiniz.

Altta/below Mare Nostrum...




Tracks/Parçalar:

Mare Nostrum ( Lundgren, Jan) 05:55
Principessa ( Galliano, Richard) 04:35
Eu Nao Existo Sem Voce ( Jobim, Antonio Carlos / De Moraes, Vinícius) 02:58
The Seagull ( Lundgren, Jan) 03:18
Que reste-t-il de nos amours? ( Trénet, Charles) 04:32
Years Ahead ( Lundgren, Jan) 05:05
Sonia's Nightmare ( Fresu, Paolo) 04:04
Chat Pitre ( Galliano, Richard) 03:00
Valzer del Ritorno ( Fresu, Paolo) 04:24
Open Your Mind ( Lundgren, Jan) 04:05
Liberty Waltz ( Galliano, Richard) 04:10
Mio Mehmet, forse il destino m'impedirà di rivederti ( Fresu, Paolo) 04:29
Ma Mère L'Oye ( Ravel, Maurice) 04:28
Para Jobim ( Galliano, Richard) 03:57
Varvindar Friska ( traditional) 03:11

Below/altta Principessa..



Paolo Fresu in trumpet from Italy, Richard Galliano in accordion and bandoneon from France and Jan Lundgren in piano from Sweden have collaborated for a very sentimental album that can win everybody's heart easily.

Fresu's style is somewhere between Chet Baker and Miles Davis from 50s/60s for me. His "mediterranean touch" is so strong. He generally prefers muted solos to create this effect. Galliano is one of the top player for accardion and Lundgren presents a perfect base for their solos.

Mare Nostrum is a very pleasant album that draws it's vibe from the musical heritages of the three musicians, two from the Mediterranean area and one from Scandinavia. It mostly works very well as no one dominates and all are able to demonstrate their virtuosity and their compatibility.

Below/altta Mio Mehmet, forse il destino m'impedira di rivederti..



Eleven of songs in the album are original compositons, other's from Jobim, Ravel and Trenet. That's a perfect combination altogether. For me, as a Turkish listener, 12th song, "Mio Mehmet, forse il destino m'impedira di rivederti" is a real surprise, because, Fresu's inspiration in this compositon is Nazim Hikmet.My favorites are the title cut, Principessa, the Seagull, Chat Pitre, Valzer del Ritorno, and Para Jobim. There is a pleasing mix of moods and styles, so the listener should never be bored.

What to say stellar playing from Paolo fresu/trumpet flugelhorn Richard Galliano /accordion bandoneon and Jan lundgren / piano .Rich Meditteranian sound colours dominate the recording along with melody and harmony .

Below/altta Valzer del Ritorno...

 

28 Kasım 2013 Perşembe

Coltrane Plays The Blues 180 Gr LP


(English review is after Turkish one below.)

Ekim 1960 Coltrane'in kariyerindeki en verimli zamanlardan biridir. Kısa zaman diliminde klasik pekçok albüm yapmıştır; My Favorite Things, Coltrane's Sound, ve Coltrane Plays the Blues ki hepsi bir ayda kaydedilen bu albümlerin hepsi 60'ların başındaki cazı bizlere gösteren birer mihenk taşıdırlar.

Bu inanılmaz realite bu üç albüm içinde en favorim olan hakkında beni birşeyler yazmaya yöneltti. Plays The Blues'un plak üstü açıklamalarında Joe Goldberg o zamanlardaki tipik Coltrane kulüp anlatır. Der ki; bir kulüpte çalarken genelde son ksım gösteride Blues'a ayrılırdı. Her ne kadar günümüzün cazseverleri için Coltrane'i Vanguard, the Half Note ya da Birdland gibi kulüplerde sahne alırken hayal etmek zor olsa da sadece Plays The Blues plağını platoya koyun ve gözlerinizi kapayın ve kendinizi bir gece yarısı oraya Coltrane'in Blues çalmasını dinlemeye gelen gerçek caz hayranları ile birlikte 60'ların dumanlı bir caz kulübünde bulacaksınız . Albümü iki kısıma ayırmak olası, şöyleki ilk kısım Blues for Elvin ile başlayan ağır tempolu Blues parçalar ki klasik dörtlü icra ediyor ama Jimmy Garrison yerine Steve Davis var, Coltrane çok sevecen ve etkileyici solo ile McCoy'a eşlik ediyor.Diğer iki parça ise üçlü formda icra ediliyor Elvin ve Steve Davis ile, Coltrane Blues For Bechet ve Blues To You adlı eserlerde soprano saksafon çalıyor ki bu duyduğum en iyi Blues solo.

İkinci kısım Blues müziğin farklı duygularını betimleyen bir şekilde işlenmiş. Mr.Day ve Mr.Knight hem tam bir Blues tarzı modeliyken hem de McCoy'un en iyi performans sergilediği çalışmalar. Mr.Syms büyüleyici bir soprano saksafon çalışması. Coltrane Plays The Blues sanatçının 60'ların başında yaptığı bir baş ucu albümü ve My Favorite Things ya da Africa/Brass albümleri kadar saygıyı hak ediyor kanımca.

Altta/below Mr.Knight...



Side one:

"Blues to Elvin" (Elvin Jones) 7:53
"Blues to Bechet" (John Coltrane) 5:46
"Blues to You" (John Coltrane) 6:29

Side two:

"Mr. Day" (John Coltrane) 7:56
"Mr. Syms" (John Coltrane) 5:22
"Mr. Knight" (John Coltrane) 7:31

Musicians/Ekip:

John Coltrane — soprano saxophone on "Blues to Bechet" & "Mr. Syms"; tenor saxophone on all others
McCoy Tyner — piano
Steve Davis — bass
Elvin Jones — drums

Below/altta Blues to Bechet...



October 1960 was one of those prolific times during Trane's career where in a short period he was able to turn out album after album of classic music in an extremely brief span. My Favorite Things, Coltrane's Sound, and Coltrane Plays the Blues, all cornerstones of jazz's period of transition of the early 60's were recorded in one month.

This unbelievable actuality brings me to the review of perhaps my favorite out of all of the 3. In the liner notes of Plays the Blues, Joe Goldberg describes a typical club date for Trane during this time. He states that when appearing at a club, the last set of the evening typically is devoted to the blues. Today it is hard for the majority of jazz listeners to imagine or even fathom seeing Trane at the Vanguard, the Half Note, or Birdland, but by putting Plays the Blues and closing your eyes, this album may be closest we can get to imagining a smoky club in the 60's at midnight, when the real fans come out to see Trane play the blues. The album itself is separated into two somewhat-relating halves. Blues for Elvin kicks the first half with a slow blues featuring the full quartet of the time (the classic quartet, save for Steve Davis instead of Jimmy Garrison), Trane builds a lovely, soulful solo with gorgeous accompaniment from McCoy. The next two tracks feature the trio of Elvin and Steve Davis, Blues for Bechet has Trane on soprano and Blues to You, my favorite track on the album has one of the finest solos on the blues I have ever heard.

The second half is tracks evoking other feelings of the blues. Mr. Day and Mr. Knight are much more modal examples of the blues and the best writing on the album as well as McCoy's best playing.  Mr. Syms is a fascinating minor blues with jaw-dropping soprano work. Artist's ranging from Billy Bang to Mark Whitfield has covered this track. Coltrane Plays the Blues is the most underrated masterpiece of Coltrane's early 60's transition period and has yet to take its deserved place with My Favorite Things or Africa/Brass as early classic.

Below/altta Blues to Elvin

 

11 Kasım 2013 Pazartesi

Randy Crawford & Joe Sample - No Regrets 180 Gr LP



1979’a bir an geri dönelim, Crusaders’ın kurucusu Joe Sample ve onun çalışmasını okuyan R&B caz vokalist Randy Crawford ve o çalışma caz etkileri taşıyan disko çalışma Street Life’ tır. Bu parça müthiş başarı kazanır.

Aradan yıllar geçer sanatçılar olgunluk evrelerine ulaşır ve 2007’de bu kez komple bir albüm çalışması için bir araya gelirler. Bu harika caz albümü ki bu blogta yorumlanmıştır Feeling Good’ tur. Albümün başarısı Grammy adaylığı ,konserler derken ikili bir albüm daha yapmaya karar veriri ve işte bu albüm No Regrets’ tir.
 
No Regrets yine ince elenip sık dokunan harika bir caz ve Blues çalışması. Bir önceki albümde kaldıkları yerden bu albümde de Standard caz çalışmalarına yer vermişler Me,Myself and I gibi ki parça içinde Sample’ın çok güzel bir solosu vardır. Crawfrod Every Day I Have The Blues’ u yorumlarken geriden Sample’ın piyano desteği dikkat çekici. Albümde Blues göz ardı edilmemiş, ikili Bobby Blue Bland’s in Lead Me On parçasını yorumlarken Crawford’un sesi parçaya duygusal ve seksi bir hava veriyor. Sanatçı ayrıca sesinin tüm özelliklerini parçada gösteriyor.

Diğer Blues çalışma ise Sample’ın Respect Yourself’i bunu This Bitter Earth ve Starting All Over Again takip ediyor ve ikili mükemmel soul müziği size hissetiriyor

Beklide en iyi parça ikilinin kimyasını tam yansıtan Sarah McLaughin’in Angel’ı, belki parçanın orijinali çok bilindik ama ikili parçayı çok etkileyici ve farklı yorumlamış. Parçada gösterilen performans ikilinin müthiş uyumunu belgelemekte.

Normalde Edith Piaf çalışmalarını tekrar yorumlamak farklı sesi sebebiyle zordur. Crawford burada bunu yenmek adına No Regrets’ i İngilizce yorumlamakta.

No Regrets albümü birinci sınıf bir prodüksiyon, yine Feeling Good albümünde olduğu üzere davulda Steve Gadd, basta Christian McBride var. Gitarda Antony Wilson ve piyano Joe Sample

Parçalar:

1. Everyday I Have The Blues
2. Today I Sing The Blues
3. Respect Yourself
4. Angel
5. Me, Myself And I
6. Just One Smile
7. Don’t Put All Your Dreams In One Basket
8. This Bitter Earth
9. Starting All Over Again
10. No Regrets
11. Lead Me On
12. Angel Of The Morning



Altta albümünden angel...




Ekip:

Randy Crawford – vokal
Joe Sample – Piyano
Steve Gadd – davul
Christian McBride – bas
Anthony Wilson – gitar
Ayrıca: Ray Parker Jr, Gary Gran, Dan Higgins
Altta albümün hazırlanması ile alakalı bir video....

Albümü CD formatın da ülkemizde bulmak mümkün, ama LP olarak ta geldi ve tatminkar bir kayıda sahip.. Caz severler bu albüm olmazsa olmaz bir albüm.

Followers outside of Turkey, this time I have no time to write an English review about this album, but it is worth to buy ....


Bu kadar bahsi geçti ünlü Street Life'ın ikilinin bu albüm çalışmaları esnasında stüdyoda parçayı 30 kusur yıl sonra tekrar yorumlamalarına ait bir video var onu sizle paylaşayım... ama bu kez disko değil
 caz :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...