(Yeni Türkü 13 yıl sonra Şimdi ve Sonra albümüyle döndü. O albüm hakkında yazımızdan evvel grubun baştan külliyatını tekrar edelim)
Yeni Türkü, evet bu ismi duyunca nedense Akdeniz, Anadolu ezgileri ve yanı sıra çok güzel ve etkili olarak söylenmiş toplumsal sorunları irdeleyen mükemmel besteler ve sözlerden oluşan parçalar ve bunları otuz yılı aşkın süredir bıkmadan usanmadan yorumlayan harika müzisyenler topluluğu hep aklıma gelir.
Benim grupla tanışıklığım 1980 yılına ilk albümleri Buğday’ın Türküsüne dek iner. Yılar yılı üniversite gençliğinin dilinde marş olan unutulmaz parçalar yapan grubun kuruluşu 1977 yıllına dek gider.
Yeni Türkü başlangıçtan günümüze her zaman müzikalitesi yüksek eserler vermiş ve umarım daha da yıllarca bu yolda devam edecektir.
Altta muhteşem bir yorum ile Sonbahar'dan Çizgiler ( Mamak Türküsü)...
Yeni Türkü başlangıçtan günümüze her zaman müzikalitesi yüksek eserler vermiş ve umarım daha da yıllarca bu yolda devam edecektir.
Altta muhteşem bir yorum ile Sonbahar'dan Çizgiler ( Mamak Türküsü)...
“1951 doğumlu Selim ATAKAN, 1967-1968 öğretim yılında eğitim görmeye başladığı Ankara Fen Lisesi’nde kurulan orkestraya katıldı. Selim ATAKAN’ın bestelediği iki eserin de aralarında bulunduğu toplam dört eser ile Milliyet Gazetesi - Liselerarası Müzik Yarışması’na katıldıkları bu ilk yılda, Ankara Fen Lisesi Orkestra’sı birincilik ödülü kazandı.
Aynı yıl Selim ATAKAN, bu yarışmada En İyi Organist Ödülü’ne layık görüldü.
Altta Buğday'ın Türküsü Zerrin Atakan'ın muhteşem sesinden, sözlerinde çok şey anlatan bir şarkıdır....
Aynı yıl Selim ATAKAN, bu yarışmada En İyi Organist Ödülü’ne layık görüldü.
Altta Buğday'ın Türküsü Zerrin Atakan'ın muhteşem sesinden, sözlerinde çok şey anlatan bir şarkıdır....
İleride Yeni Türkü’yü oluşturacak isimlerden Selim ATAKAN ve 1955 doğumlu Derya KÖROĞLU, ilk kez 1968-69 öğretim yılında Ankara Fen Lisesi sıralarında tanıştılar. 1969-1970 öğretim yılında, Selim ATAKAN ve Derya KÖROĞLU’nun da içinde bulunduğu Ankara Fen Lisesi Orkestrası, Milliyet Gazetesi - Liselerarası Müzik Yarışması’na yeniden katıldı, bu kez bir derece alamadı.
Ankara Fen Lisesi yılları, ileride Yeni Türkü’yü oluşturacak isimlerin tanıştıkları, dünya müziklerini tanıdıkları ve birlikte müzik üretme pratiğini ilk kez yakaladıkları bir dönemdir. Ayrıca, Selim ATAKAN ile Derya KÖROĞLU’nun Yeni Türkü’nün Buğdayın Türküsü isimli ilk albümüne gitarıyla katkıda bulunan 1953 doğumlu Mehmet TOKER’le ve yine bu ilk albüme grafik çalışmalarıyla katkıda bulunan 1953 doğumlu Yılmaz AYSAN’la tanışıklıkları da Ankara Fen Lisesi yıllarına dayanmaktadır.
Selim ATAKAN liseden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde sürdürdüğü eğitimi sırasında tanışıp, daha sonra evleneceği 1950 doğumlu Zerrin (YAŞAR) ATAKAN ile birlikte müzik çalışmalarına devam etmiştir. Bu dönemde 1944 doğumlu Esin (SİNANOĞLU) AFŞAR ve 1948 doğumlu Selda BAĞCAN ile müzikal çalışmalar yapmış, Zerrin (YAŞAR) ATAKAN ile birlikte Türkiye’nin 1975 yılında ilk kez katıldığı Eurovision Şarkı Yarışması’nın Türkiye finallerine “Pembe” ya da “Çiçekler” isimleriyle bilinen eseri ile katılmış fakat bir derece alamamıştır.
altta yine Buğday'ın Türküsü albümünden Özgürlük adlı parça.....
altta yine Buğday'ın Türküsü albümünden Özgürlük adlı parça.....
Derya KÖROĞLU liseden mezun olduktan sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde önce Fen Edebiyat Fakültesi’nde, ardından Mimarlık Fakültesi’nde sürdürdüğü eğitimi sırasında müzik çalışmalarını sürdürmüştür. Ankara Fen Lisesi’nden beri tanıştığı Mehmet TOKER ve üniversitede tanıştıkları 1951 doğumlu Tuğrul BAYRAK ile birlikte, Mehmet-Tuğrul-Derya isimli bir müzik grubu oluşturdular. Bu dönemde deneysel çalışmalarını, ilk kayıtlarını ve provalarınıMehmet TOKER’in ailesinin Ankara, Emek Mahallesi’ndeki evlerinin bodrum katında oluşturdukları amatör stüdyoda gerçekleştirdiler. O yıllarda aynı üniversitede eğitimini sürdürmekte olan 1950 doğumlu Haluk MESCİ’nin yazdığı İngilizce sözlerin üzerine yaptıkları bestelerin yanı sıra o yılların popüler müzik topluluklarından Crosby-Stills-Nash & Young şarkılarından oluşturdukları repertuarları ile Ankara’daki Türk-Amerikan Derneği salonunda 19 Mayıs 1973’te bir konser verdiler. Yılmaz AYSAN’ın konser boyunca tepegöz makinesi ile doğaçlama grafik çalışmaları sunduğu bu konserle Mehmet-Tuğrul-Derya yoğun ilgi topladı.
Altta bu kez Sardunya'ya Ağıt...
Altta bu kez Sardunya'ya Ağıt...
1977 yılına yaklaşılırken, yukarıda belirtilen müzikal çalışmaların merkezi Zerrin ve Selim ATAKAN çiftinin Ankara, Bahçelievler Mahallesi’ndeki tek katlı, mütevazı evlerine kaymıştır. Henüz ismi konmamış olan Yeni Türkü grubunun, ilk eserleri bu evin salonunda yapılan çalışmalar esnasında ortaya çıkmıştır. Bu ilk çalışmalara daha sonra Yeni Türkü’nün çekirdek kadrosu olarak anılacak olan Zerrin ATAKAN, Selim ATAKAN ve Derya KÖROĞLU’nun yanı sıra,Tuğrul BAYRAK,Mehmet TOKER ve 1953 doğumlu Fuat OBUROĞLU da katılmıştır. Buğdayın Türküsü isimli ilk albümün yayınlanacağı dönemde, Tuğrul BAYRAK İstanbul’a; Mehmet TOKERLondra’ya ve Fuat OBUROĞLU Paris’e gitmişlerdir.”
1979 yılının sonuna doğru grup oldukça kısıtlı bir bütçe ile ilk çalışmaları Buğday’ın Türküsü albümünü hazırlar. Bu albüm sadece plak olarak sanrım 300 kadar basılmıştı, bu basım sürecinde ise grup Ankara’da kurdukları ZE Plak vasıtasıyla olayı kotarmışlardır. Hatta albüm kaset olarak yayımlanmamış olup grup üyelerinin evlerinde iptidai şartlarda kasete çoğaltıkları albüm sınırlı sayıda ve farklı kapak ile sınırlı bir kitleye ulaşmıştır.
Bu ilk albümde kadro Selim Atakan, Zerrin Atakan ve Derya Köroğlu’ndan oluşmaktaydı, Mehmet Toker ise konuk müzisyen olarak çalışmada yer almıştır.
Albümün yayımlanmasını mütakip Ankara’da Çağdaş Sahne’de 9-11 Ocak 1980’de tanıtım konserleri yapılır. Bu konserlerde gruba eşlik eden müzisyenlerle grup onbir kişiye ulaşacaktır. Bu isimlerden çekirdek kadroya sadece Tuğrul Bayrak, Eftal Küçük, Tuncer Tercan ve Murat Buket katılacaktır.
Zor şartlarda yapılan Buğday’ın Türküsü albümü grubun en sert sosyal söylemlerinin olduğu albüm olarak tarihteki yerini almıştır, fakat grup daha sonra da izleyeceği çizgi olan söylenmek isteneni yakıp yıkın şeklinde korkutucu bir söylem yerine daha sakin bir söylemle iletme desturunu bu ilk albümde halka anlatmaya başlar.
Yüz-1:
Buğdayın Türküsü B: Selim ATAKAN, S: Pablo NERUDA / Hilmi YAVUZ 02:30
Sardunya’ya Ağıt B: Selim ATAKAN, S: Can YÜCEL 02:51
Gelincik B: Derya KÖROĞLU 02:16
Bekçi Kâzım Türküsü B: Selim ATAKAN, S: Yaşar MİRAÇ 03:13
Mapushane Kapısı B: Selim ATAKAN, S: Nazım Hikmet RAN 03:15
Yüz-2:
Beyazıt Meydanındaki Ölü B: Derya KÖROĞLU & Selim ATAKAN, S: Nazım Hikmet RAN 03:55
Sonbahardan Çizgiler B: Selim ATAKAN, S: Kemal BURKAY 04:41
Özgürlük B: Selim ATAKAN, S: Yaşar MİRAÇ0 4:02
Bir Ölü Daha Geçti B: Selim ATAKAN, S: Yaşar MİRAÇ 03:25
Sen B: Selim ATAKAN, S: Nazım Hikmet RAN 03:32
İşçi Marşı B: Selim ATAKAN, S: Can YÜCEL 02:51
Altta büyük şair Can Yücel'in şiiri İşçi Marşı'nın notalara dökülmüş şekli Zerrin Atakan ana vokal ve Derya Köroğlu geri vokallerde...
Ekip:
Selim ATAKAN:
Piyano, Flüt, Şimşir, Akustik Gitar, 12 Telli Gitar, Zil
Zerrin ATAKAN:
Solist, Vokal
Derya KÖROĞLU:
Solist, Vokal, Akustik Gitar, Basgitar, Bağlama, Cura, Darbuka, Bongo, Davul
ne büyük şans ki elimde bu eşsiz albüm 1986 yılından bu yana mevcut umudum bir gün Derya Köroğlu'na imzalatabilmek...
Gelelim bu ilk albümün kaydına, evet kayıt iyi değil ama muhteşem bir kaynakça bu albüm Yeni Türkü' nün müzik alanında basamakları çıkmaya başladığı o ilk yıllara ait değerli bir çalışma, besteler kullanılan şiirlerle çok güzel bir uyum içinde notalar ve sözler oya gibi işlenmiş albümde.
Yeni Türkü hikayemiz bir sonraki yazımızda devam edecek......
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder