George Michael, 1996 tarihli ve onu sessiz ama olağanüstü rafine bir şekilde “sürgünden geri getiren” albümü için “en büyük anım” demişti. 1990’daki Listen Without Prejudice Vol. 1’dan bu yana Michael, Sony ile yaşadığı bitmek bilmeyen hukuki kavgalar, sevgilisi Anselmo Feleppa’nın ölümü ve müziğinde geçirdiği radikal dönüşümle adeta bir cehennemden geçmişti. Artık Young Guns (Go For It!)’ın iyimserliğinden çok uzaktayız. Yine de tarihi yeniden yazmayalım: Adil olmak gerekirse, önceki iki solo albümü de derinliğini kanıtlamıştı – örneğin Father Figure ve Praying for Time, pop müziğin gösterişli ama duygu yüklü zirvelerindendi. Ancak Older, bambaşka bir seviyede, zarif bir “stoner soul” olarak parlıyordu. Albüm neredeyse Zenvari bir huzura, dinginlik içinde yeniden yaşanan duygulara sahipti.
Üç yıl süren yapım süreci boyunca Jon Douglas ile birlikte yaratılan bu katartik (arınma sağlayan) eser, yas ve iyileşme üzerine derin bir meditasyondu. Albümün genelindeki zarif huzur, 1994’te ölen Brezilyalı “bossa nova’nın babası” Antônio Carlos Jobim’den ilham almıştı (albüm ona adanmıştır). Ayrıca insan merak etmeden duramıyor — George, 1986–87 civarında David Sylvian’ın Gone to Earth albümünü dinlerken bir iki “bitki sigarası” içmiş olabilir mi? Çünkü Before the Bullfight gibi parçalar, bu albümün caz tınılı, yavaşça akan, sıcak atmosferine adeta şablonluk ediyor.
Ne olursa olsun, bu “yaşlı silahşörün” zorlu üçüncü albümü tam altı adet Top 3 hiti çıkararak rekor kırdı. Ancak bu parçaların üçü albümün genel ruhundan ayrılıyordu; çünkü bunlar tam anlamıyla dans pistine yönelik bombalardı. Marvin Gaye etkili Star People, şöhretin boşluğuna dokunurken; Spinning the Wheel, cinsel özgürlük ve risk temalarını işliyordu. Yine de asıl zirve, tek kelimeyle efsaneleşen Fastlove’dı — bekâr hayatını neşeli bir hedonizmle ve Patrice Rushen dokunuşuyla kutlayan, hipnotik ritimleriyle dans pistlerini tutuşturan bir parça. Michael’ın “I do believe that we are practising the same religion” (“Aynı dine ibadet ettiğimize inanıyorum”) gibi ustaca imalı sözleri, şarkıya zekâ dolu bir erotizm katıyordu.
Bu acil funk enerjisinin altında, Older’ın kalbi ise Jesus to a Child ve albüme adını veren parçada atıyordu. Jesus to a Child’da akorlar, sanki dalgalar üzerindeki deniz feneri ışıkları gibi süzülüyor; Older ise “change is a stranger” (“değişim bir yabancıdır”) diye iç çekiyor ama müziğin kendisi bu sözle hemfikir değil. Şarkının yapısındaki geciktirilmiş haz, melodik “hayalet kancaların” ortaya çıktığı anları daha da büyüleyici kılıyor.
Albümün ikinci yarısına geçtiğimizde ise bir plato etkisi hissediliyor: You Have Been Loved duygusal olarak hâlâ gözleri nemlendirse de, The Strangest Thing veya To Be Forgiven gibi parçalar genellikle favori olarak anılmaz. Yine de bu şarkılar, albümün bütünlüğünü koruyan atmosferi yaşatıyor. Older, bir “şarkı koleksiyonu”ndan ziyade tam anlamıyla bir albüm; baştan sona akan bir ruh hâli. (Buna rağmen bu kadar çok hit çıkarması hâlâ şaşırtıcıdır.) Albümde The Style Council’ın denediği perküsyon tarzlarının yankılarını, Sade’in temel estetiğine yapılan zarif göndermeleri duyabiliyoruz. Dönemin “sofistike müzik” işaretleri bolca mevcut ama hiçbir zaman yüzeysel kalmıyor; hepsi özümsenmiş ve haklı kılınmış.
Eleştirmenlerin övgüsünü kazanan Older, muhtemelen George Michael’ın en “miras niteliğindeki” albümü olarak kabul edilir (her ne kadar önceki iki albüm de duygusal içgörüler açısından ondan geri kalmasa da). Bu nedenle albümün 25. yıl özel baskısı (aslında 26. yılında yayımlandı) çeşitli formatlarda geldi.
Older, George Michael’a yeniden bir onaylanma duygusu kazandıran albümdü — ve bunu kendi tatlı, yavaş zamanında başardı.
Plak olarak koleksiyonunuz da olması elzem bir çalışma...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder