5 Aralık 2025 Cuma

Keane - Night Train LP


Her ne kadar hakkını teslim etmek gerekirse bu teknik olarak bir albüm değil, sekiz şarkı ve yaklaşık yarım saatlik süresiyle genişçe bir EP — ben kısacık bir albüm olarak kabul edeceğim; tıpkı yüz sayfalık bir hikâyeyi kısa roman yerine koymak gibi. Albümün adının Keane için belli bir tematik ağırlığı da var; “gece treni” imgesi, grubun şarkı sözlerinde sık sık karşımıza çıkıyor. Albümün kendisi orta halli bir başarı yakaladı: İngiltere’de Top 40’a girmiş bir hit (“Stop For A Minute”, K’Naan eşliğinde) ve en iyi şarkılar derlemelerine alınmış dokunaklı piyano baladı “My Shadow”… Buna rağmen albümün kısalığı, kimi Keane hayranlarının tepkisini çekti. Gelin şimdi bu kısa albümü parça parça değerlendirelim:


House Lights – Kısa bir enstrümantal olan bu parça, raylar üzerinde ilerleyen bir trenin sesleriyle açılıyor; hem bir atmosfer kuruyor hem de adeta “Grammy çıtası” niyetine ortaya bırakılmış bir giriş gibi duruyor. Tıpkı Under the Iron Sea’de “The Iron Sea”nin albümün tonunu belirlemesi gibi.

Back in Time – Dans popuna çalan bu parça, eski güzel zamanlara dönmeye çalışan bir sevgiliyi konu ederken, anlatıcı her ne kadar “uyanık” olduğunu söylese de tren yolculuğunda dalıp gitmiş gibidir. Tehlike tınıları taşıyan synth’leriyle, geçmişe dönüşün pek de tatlı sürprizler getirmeyeceği hissini verir.

Stop For A Minute (f/ K’Naan) – İngiltere’de hatırı sayılır bir hit olan parça, Somalili K’Naan’ın ilgi çekici bir rap bölümünü barındırıyor. Sürükleyici ritmiyle bitmek bilmeyen ilişki sorunlarını, karşılıklı bağımlılığı ve berbat giden bir hayattan kaçma isteğini anlatıyor. Neşeli tınılarının ardında şaşırtıcı derecede karanlık bir şarkı bu; bazen müziğin, şarkının gerçekte ne söylediğini saklaması mümkün. Şahsen sözleri fazlasıyla tanıdık buluyorum.


Clear Skies – El çırpmalı ritmiyle ne umutlu ne kederli; ikisinin tam arasında süzülen bir şarkı. Anlatıcı “hiç bu kadar güzellik ve bu kadar açık gökyüzü görmemiştim” derken, şimdiki manzarayı mı takdir ediyor yoksa henüz gelmemiş daha iyi günleri mi hayal ediyor, belli değil. Ama yanında bulunduğu kadına dair bir özlem ve burukluk seziliyor.


Ishin Denshin (You’ve Got To Help Yourself) f/ Tigarah – Hafif çarşı-panayır havası taşıyan, kişinin kendine saygı duyması ve sorumluluk alması gerektiğini vurgulayan, albümün geneli düşünüldüğünde ironik bir havası olan bir parça. Tigarah’ın tatlı, genç kız tonlarındaki vokalleri parçaya hoş bir yumuşaklık katıyor; gerçi sesinin miks içinde biraz gömülü kaldığını söylemek gerek. Yine de hem kendine hem başkalarına yardım etmeyi teşvik eden, dinlemesi hoş bir şarkı.

Your Love – Bu dans popu parçası, grubun bir önceki albümünde ballandıra ballandıra yer bulacak türden. Hem sözlerinde doğrudan “soğuk bir hava”dan bahsettiği hem de geçmişi anımsattığı için hafif bir kış ayazı taşıyor. Sevginin geçmişi daha katlanılır kılabileceğine dair bir inanç seziliyor; tümünü silmese bile yükü hafiflettiği düşünülüyor. Hüzünlü olsa da zarif bir şarkı. Benim albümdeki favorilerimden.


Looking Back f/ K’Naan – Girişi 1970’lerden çıkma gibi ya da Kanye West’in “Touch the Sky”ı tadında. Bu nedenle K’Naan’ın tekrar konuk oluşu şaşırtıcı değil. Parça, albümün genelinde sıkça karşımıza çıkan “geriye bakma” temasını işliyor. İlginç olan şu: Keane ve K'naan, bir başkasını geçmişte takılıp kalmakla eleştiriyor ama bu, bizzat kendilerinin sık sık yaptığı şey. Bu ironinin bilinçli olup olmadığı tartışılır, doğrusu.

My Shadow – Bu kasvetli ama derinlemesine güzel piyano baladı, albümü bir önceki parçanın mesajıyla neredeyse çelişen bir noktada kapatıyor; hayatlarımızdaki gölgelerin, diğer insanların hayatlarıyla nasıl iç içe geçtiğini düşündürüyor. “Bedshaped” ya da “Love Is The End” gibi önceki Keane kapanışlarını anımsatan, hüzünlü ama büyüleyici bir şarkı. Hepimiz geçmişimizin, tanıdığımız insanların, taşıdığımız anıların hayaletiyle dolaşıyoruz. Kederli bir kabul belki; ama zaman zaman böyle güzel şarkılar çıkaran bir kabul. Tam bir Keane tarzı, güzel ve etkileyen..


Genel Değerlendirme – Bu albüm hem geçmişe dönüp bakıyor, hem yayımlandığı dönemde (2010) grubun bulunduğu noktayı yansıtıyor, hem de üç düet içermesi (Keane için hiç alışıldık değildir) ve iki parçada rap kullanmasıyla açık bir yön değişikliğini temsil ediyor. Muhteşem piyano baladları, önceki albümle uyumlu dans popu parçaları, ileriye bakma isteği ile geçmişin tanıdık huzuru arasında gidip gelen güçlü bir gerilim… Hepsi burada. Bu tanıdık gerilim, albümü kısa olmasına rağmen kesinlikle değerli kılıyor. Benim gibi Keane hayranı iseniz koleksiyonunuzda yer alması gereken bir çalşma..Severim bu grubu çok iyidirler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...