27 Nisan 2012 Cuma
Amerika Fiyatına Mac'leri Kaçırma!
23 Nisan’a özel fiyatlandırılan MacBook Pro ve MacBook Air modellerindeki kampanya bitmeden harekete geçin çünkü 30 Nisan son gün…
Türkiye'de Avrupa fiyatları baz alınarak fiyatlandırılan Apple ürünleri bu kampanya ile Amerika fiyatlarına inmiş durumda.
Kampanyada MacBook Air 11 inch giriş modeli KDV dahil 2147 TL; MacBook Pro giriş modeli ise 2590 TL; üstelik 12 ay World Card taksit imkanıyla… Artık ürünleri yurtdışından getirme dönemi kapandı…
Apple severler haydi yetkili mağazalara…
Bir bumads advertorial içeriğidir.
Etiketler:
Reklam
25 Nisan 2012 Çarşamba
Kenny Burrell - Midnight Blue LP
Blue Note'un yapıcı taşı Alfred Lion Blue Note'un altın yıllarında ( 1955-1967) yapılan kayıtlar içinde Midnight Blue albümünün favorisi olduğunu söyler. Albüm cidden geçen yıllar içinde muhteşem bir caz gitar klasiği olmuştur.
Sadece müzikal açıdan değil Reid Miles / Francis Wolff 'a ait klasik kapağı ile de dikkat çekicidir ki bu kapak Elvis Castello tarafından 1980 yılı albümü Almost Blue'da taklit edilmiştir.
Açılış parçası Chiltins Con Carne bir blues destanı olmuş ve Junior Wells tarafından tıpkı Stevie Ray Vaughan tarafından yorumlandığı gibi Hoodoo Man Blues albümünde tekrar yorumlanmıştır. Van Morrison albüme adını veren Midnight Blue' nun girişini Moondance 'i için yürütmüştür.
Sonuç olarak Midnight Blue tıpkı Kind Of Blue gibi gecenin geç saatleri için muhteşem bir albümdür.
Altta/below Midnight Blue...
Parçalar/Tracks:
Chitlins con Carne 5:30
Mule ; (Burrell, Major Holley, Jr.) 6:56
Soul Lament 2:43
Midnight Blue 4:02
Wavy Gravy 5:47
Gee Baby, Ain it I Good to You ; (Andy Razaf, Don Redman) 4:25
Saturday Night Blues 6:16
When Blue Note supremo Alfred Lion was asked what was his personal favorite of all the sessions he produed during Blue Note's golden years (1955 - 1967) he mentioned 'Midnight Blue'. Since then it has become a cult jazz guitar classic.
Not just musically but in the classic Reid Miles / Francis Wolff cover,which was copied by Elvis Costello for his 1980 LP 'Almost Blue'. The opening track Chiltins Con Carne has become a blues staple having being covered by Junior Wells on Hoodoo Man Blues and by Stevie Ray Vaughan. Van Morrison stole the intro of the title track for his 'Moondance'.
Midnight Blue like Kind Of Blue is late night perfection at it's very best.
Below/altta Chitlins con Carne....
Müzisyenler/Musicians:
Ray Barretto ; conga
Kenny Burrell ; gitar
Billy Gene English ; davul
Major Holley ; bass
Stanley Turrentine ; tenor saksafone
Recorded on April 21 1963
Producer: Michael Cuscuna, Alfred Lion, Tom Vasatka
Below/altta Gee Baby, Ain it I Good to You ....
Etiketler:
Jazz;LP
24 Nisan 2012 Salı
John Coltrane - Blue Train LP
Coltrane ve diğer grup üyeleri 15.09.1957'de sanatçının Blue Note'dan yayımlanan tek albümü olan Blue Train'i kaydetmişlerdir.

Sonuç olarak, Blue Train önemli bir albüm ve içinde oldukça özgür bir form kullanılmış ve her şey hem kişisel ve hem kollektif açıdan işlenmiş. Müzisyenlerin ileri seviyesi, birbirlerini anlamaları parçalar içinde harika bir hava ortaya koymuş.
Altta/below Blue Train...
Coltrane and bandmates recorded " Blue Train "release, on Sept. 15, 1957 as his only record from Blue Note .
Obviously being well-rehearsed, the title track, an eerie blues selection, is Lee Morgan's real chance to shine. After the intial melody Lee's trumpet makes an energetic statement, followed closely by Curtis Fuller on trombone, and everything here runs extremely 'Hot and Cool'. Plus after 10 odd minutes the listener may be already exhausted, to say nothing of in awe of this bands performance. Following up with Moment's Notice, my personal favorite, another fast-paced tune with solo's by Coltrane, Fuller, Morgan and even a bowed bass performance by Paul Chambers, and you'll be amazed at how 'happy' even Coltrane can sound when composing. The ballad I'm Old-Fashioned, the only selection not written by him, is a perenial favorite as well, played softly and gently it's a wonderful contrast to the energetic playing that fills up the rest of this remarkable album. But than again.... I've always been preferential to Ballads anyway! Closing with Lazy Bird with a wonderful piano intro by Kenny Drew, and following with solos by Coltrane, Fuller and Paul Chambers and with Lee Morgan ending this track while Coltrane and Curtis ride out the theme.
All in all Blue Train is remarkable in the sense that while the music being performed here is extremely free in it's origins it never lose's that sense of control . Everything here, individually and collectively, works simply due to the players musical maturity in relating with one another and in each participant understanding his part in these wonderful tracks.
Altta/Below Moment's Notice....
Parçalar/Tracks:
"Blue Train" 10:43
"Moment's Notice" 9:10
"Locomotion" 7:14
"I'm Old Fashioned" 7:58
"Lazy Bird" 7:00
Müzisyenler/Musicians:
John Coltrane - Tenor sax
Lee Morgan - Trompet
Curtis Fuller - Trombone
Paul Chambers - Bass
Kenny Drew - Piano
Philly Joe Jones - Drums
Altta/Below I'm Old Fashioned...
Etiketler:
Jazz;LP
19 Nisan 2012 Perşembe
Laleli Camii ve Taşhan' a bir gezi...
Laleli Camii, 1760-1763 yılları arasında Osmanlı padişahı III. Mustafa tarafından inşa ettirilmiş ve bulunduğu semte adını vermiş olan bir camidir. Caminin adı 3. Mustafa'nın velisi saydığı Laleli Baba'nın ismini bu ibadethaneye vermesinden gelir.
Cami kompleksi 1783 yılındaki bir yangında tahrip oldu ve kısa bir süre sonra onun tamamlanmasıyla cami yeniden derhal inşa edildi. 1911 yılındaki yangın medreseyi ve onu takip eden yol yapım çalışmaları ise caminin diğer pekçok ek yapılarını tahrip etti. Caminin hamamı yıkılmıştır.

Rivayet'e göre sağlığına aşırı titiz olan III.Mustafa bir sağlık sorunuyla karşılaşır ve hekimleri çare bulamaz kim beni iyi ederse ona ne isterse vereceğim der bir abdal olan ve hasır bir kulübede yaşayan Laleli baba padişaha seni ben iyi ederim der ama karşılığında yapılmakta olan camiye benim adımı verirsen der. Padişah kabul eder ve cidden Laleli baba onu iyileştirir ve sonucunda camiye Laleli Camii adı verilir.

Padişahlar tarafından inşa edilmiş son külliye olan Laleli Külliyesi de camii alanı içinde yer alır. Caminin elemanları bir bodrum üzerindedir. Barok üslupta, kare ve mihrap çıkıntılıdır. Ana kubbe 8 sütuna oturur. Çevresi 6 yarım kubbeden oluşmuştur. Kubbenin dış çapı 12,5 metre ve kubbenin dış yüksekliği ise 24,5 metredir. Caminin hünkar mahfeli solda yer alır. İç avlu 14 sütuna dayalı olup 18 kubbenin altındadır. Caddeden iki kapıyla avluya girilir. Tek şerefeli iki minaresi vardır. Şadırvanı 8 sütunludur. Caddedeki kapı 1950'lerde yol sebebiyle geri çekilmiştir. Caminin girişi merdivenlidir. Sebili bronzdan yapılmıştır. Hamamı yıktırılmış, caddedeki cephesine ek dükkânlar yapılmıştır.Caminin kapısının üst başında(1826/27)tarihli bir yazıt bulunmaktadır.
Caminin yanındaki III.Mustafa Türbesinde padişah III. Mustafa ve oğlu III. Selim'in mezarları bulunur.
Laleli Külliyesi ise 1759 – 1763 yılları arasında Mimar Mehmed Tahir Ağa’ya inşa ettirilmiş bir külliyedir. Sultan III. Mustafa hayatta iken yaptırdığı bu külliye, İstanbul Eminönü ilçe sınırları içinde Laleli semtinde Ordu Caddesi üzerinde bulunur. III. Mustafa bu külliyeyi yaptırırken içine kendisi için bir de türbe yaptırmıştır. Bu türbe Nur’i Osmaniye Türbesinden sonra batı etkilerinin görüldüğü ikinci sultan türbesidir.
Laleli Külliyesi itibariyle Cami (Laleli Camii), imaret, türbe (III. Mustafa Türbesi), sebil, han ve hamamdan ibarettir.
Külliyenin yapımından üç yıl sonra 1766 İstanbul’da meydana gelen büyük depremin ardından külliye ve cami’nin güçlendirilmesi için birtakım çalışmalar yapılmıştır. Öncelikli olarak camiye takviyesi için altındaki çok yüksek tonozlu ve payeli çarşı toprakla doldurularak kapatılmıştır.
Bu sağlamlaştırma amaçlı konulan toprak 1956-1957 yıllarında çarşıdan temizlenerek çarşının onarımı yapılmıştır. Ordu caddesinin genişletilmesi sırasında da caminin sed duvarları yıkılarak geriye çekilmiştir daha sonra da Vakıflar idaresi tarafında 1957 yılında bu duvar yıkılmış ve caminin bodrum ve ön cephesine bir sıra tonozlu dükkânların inşasıyla değişiklikler yapılmıştır.
Bu külliyenin bir parçası olan Taşhan zamanında insanların konakladığı bir yapı olarak yapılmış. Taşhan' ın altında ise eski Bizans su kemerleri muvcut.


Yine Taşhan altında yeralan tarihi sarnıç ise restuarant olarak düzenlenerek açıldı. Bin yıllık tarihi sarnıç, Rumca’da dilinde kemerli yapı anlamına gelen "Arkat" adını alarak İstanbul’un en şık ve şaşırtıcı lokantalarından biri olmuş.

Nasıl giderim derseniz benim gibi Anadolu yakasındaysanız binin Kadıköy'den vapura Eminönü oradan tramvay Laleli'de inin Laleli Camii bahçesine girip arka kapıdan çıkarsanız zaten Taşhan'ı göreceksiniz.
*** Yazıda kullanılan tüm resimler bana aittir. Sadece Arkat restuarant ile ilgili olan internetten alınmıştır.
Etiketler:
Gezi
18 Nisan 2012 Çarşamba
Sade - King Of Sorrow Tekli
Bence kariyerindeki en manalı parça King Of Sorrow'dur Sade'in . Zaten videosunu seyrettiğinizde dil bilmeye gerek yok parça nedir neyi anlatır anlaşılmaktadır.
Sophie Müller tarafından Puerto Rico San Juan'da Normandie otelde videosu çekilen parçada bekar bir annenin yaşadığı ikilem anlatılır, bir yandan çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için çırpınışı ve bir yanda da bir yorumcu olabilme hayali. Parçada yer alan hüzün videosunda ya da evinizde parçayı dinlerken kendinizi verince sizi kaplamakta.
Aslında çocuğu olan her bireyin yaşadığı ikilemi hayalleri ve çocuklarının ihtiyaçları olarak göz önüne sermektedir.
In my opinion, the most meaningful song of Sade is King of Sorrow. When you watch the video of the song, you really understand what Sade is trying to tell you.
Video is directed by Sophie Müller in a hotel at Porto Rico San Juan and where a dilemma faced by a mother, is telling. In one side her children and her hard work to look after them and in the other side her dreams about being a good singer. The mood of sorrow is surrundering you when you are listenning
Bu harika parçanın sözlerini de altta sizle paylaşmak isterim/ about the lyrics of this beautiful song:
"King Of Sorrow"
I'm crying everyone's tears
And there inside our private war
I died the night before
And all of these remnants of joy and disaster
What am I suppose to do
I want to cook you a soup that warms your soul
But nothing would change, nothing would change at all
It's just a day that brings it all aboutJust another day and nothing's any good
The DJ's playing the same song
I have so much to do I have to carry on
I wonder if this grief will ever let me go
I feel like I am the king of sorrow, yeah
The king of sorrow I suppose I could just walk away
Will I disappoint my future if I stay
It's just a day that brings it all about
Just another day and nothing's any good
The DJ's playing the same song
I have so much to do
I have to carry on
I wonder will this grief ever be gone
Will it ever goI'm the king of sorrow, yeah
The king of sorrow
I'm crying everyone's tears
I have already paid for all my future sins
There's nothing anyone
Can say to take this away
It's just another day and nothing's any good
I'm the king of sorrow, yeah
King of sorrow I'm the king of sorrow, yeah
King of sorrow Bu parça Amerikan
Billboard listesinde de 1 numaraya çıkmıştır.
Ve videosu/ and its video....
Etiketler:
Tekli
16 Nisan 2012 Pazartesi
Kerem Görsev - Meeting Point CD
Ve blokta yer alacak son Kerem Görsev çalışması sanatçının 2003 yılı albümü Meeting Point, umarım yakın zamanda yapacağı yeni albümleri hem zevkle dinler hem de elden geldiğince sizlere yine yorumlarım.
Albüme gelecek olursak her çalışmasında olduğu gibi bu albümde de sanatçı müziğine yeni tatlar eklemiş. Albümde hepsi önemli Amerikalı caz santçılarla çalışmış ve tamamı sanatçının bestelerini severek yorumlamış dinlerken anlıyorsunuz. Tüm besteler Kerem Görsev'e ait kayıtlar ise New York'ta yapılmış ve biz odyofillerin yüzünü güldürecek güzellikte olmuş tıpkı tüm diğer albüm kayıtları gibi.
Bu albümün en anlamlı yanı ise albüm notlarının çok iyi bir televiziyoncu ve caz dinleyicisi olan nur içinde yatsın Kerem Onuk tarafından yazılmış olması. Albümü edinince satır satır okumanızı öneririm.
Tüm besteler: Kerem Görsev
Kerem Görsev - Piano & Fender Rhodes
Russell Gunn - Trumpet
Marcus Strickland - Tenor & Soprano Saxophone
Eric Revis - Bass
Alvester Garnett - Drums
Parçalar:
1. Happiness On My Mind 8:40
2. Akbük (Gökova) 6:07
3. Meeting Point 6:33
4. Simple Life 6:31
5. Innocence 6:08
6. Personal Balance 5:46
7. Honesty 6:14
8. Black Sea 6:16
9. Rough Skin 6:12
Altta albümden Black Sea...
Dokuz parçadan oluşan albümde tüm parçalar birbiriyle uyum içinde albüm ne zaman başlar ne zaman bbiter dinlerken cidden anlayamıyorsunuz. Tüm eserler dinleyicinin acaba ne anlatıyor diye kendini sorularla baymayacağı tarzda bir yapıya sahip ki kendi adıma bu tarz caz bence daha iyi, çünkü bana göre caz insanı dinlerken dinlendiren, stresini alan, keyiflendirip mutlu eden kimi vakit ise duygulandıran bir müzik. Bu benim şahsi fikrim tabii diğer fikirlere de saygım sonsuz ve Kerem Görsev'in müziği de bir Bill Evans, Dave Brubeck, Oscar Peterson ve Louis Arnstrong çalışmaları ya da 50'li yıllar ve 60'ların ilk yarısına dek olan Miles Davis veya John Coltrane çalışmaları gibi dinledikçe kendini tekrar dinleten özenli ve sağlam caz eserleri.
Bloğumuzda evvelce yayımlanan Kerem Görsev albüm yazılarına alttaki isimlere tıklıyarak ulaşabilirsiniz:
Kerem Görsev - Hands & Lips
Kerem Görsev - I Love May
Kerem Görsev - For Murat
Kerem Görsev - Relaxing
Kerem Görsev/Allan Harris - Laid Back
Kerem Görsev - November in St.Petersburg
Kerem Görsev - Warm Autumn
Kerem Görsev - Existence
Kerem Görsev - Orange Juice
Kerem Görsev/Allan Harris - Back Again
Kerem Görsev - Diversion
Kerem Görsev - Therapy
ve konser yazımız:
Kerem Görsev Trio konserinin ardından...
Altta Hapiness On My Mind stüdyoda canlı kayıt çekimi...
Etiketler:
jazz; CD
14 Nisan 2012 Cumartesi
Turgut Özakman - Çılgın Türkler Kıbrıs
Bugünkü kitabımız Turgut Özakman'ın yeni çalışması Çılgın Türkler-Kıbrıs, yazar kitabında Kıbrıs olayını çok etkileyici bir dille anlatmış ve kesin okunulması gereken bir çalışma ki sanırım okuyucularda bu eseri keşfetmiş olsalar gerek ki 2/3 haftadır en çok satan kitap bu çalışma.
Altta kitap hakkında kısa kesitler.....
Türk kalmak için verilen 100 yıllık şaşırtıcı, dehşet verici mücadele.
T. Özakman’ın Diriliş, Şu Çılgın Türkler ve Cumhuriyet-Türk Mucizesi eserlerinden oluşan Türkiye Üçlemesi, toplam 623 baskı yapmıştır. Yazar bu kez yine yakın tarihimizin büyük konularından biri olan Kıbrıs sorununu yazdı. Kıbrıs’ın fethinden günümüze kadarki çarpıcı olayları, direniş destanlarını, Kıbrıs’ın yüz yıllık Milli Mücadelesini ve Barış Harekâtını bir bütün olarak yine belge-roman tarzında işledi. Çılgın Türkler-Kıbrıs’ın da üçlemenin gördüğü benzersiz ilgiyi göreceğine inanıyoruz. Okumaya başlayınca hak vereceksiniz.
Çılgın Türkler-Kıbrıs’tan birkaç parça:
* Donanma Kıbrıs’ın batısından geçerek Ada’nın güneyindeki Larnaka (Tuzla) körfezinde demir attı. 170 kadırga, 30 kalyon ve çeşitli 160 gemi, toplam 360 gemi denizi kapladı, direklerden ufuk görünmez oldu. (1570) * Konaktan Baf kapısındaki kışlaya gidildi. Türk bayrağı törenle indirilerek yerine İngiliz bayrağı çekildi. Bu törende protokol gereği birkaç Türk yönetici bulundu. Hepsinin gözleri doldu. Bu bayrak bu göndere elli bin şehit, binlerce gazi pahasına çekilmişti. Bu acı işlem her şehirde ve ilçede yapılacak, ay yıldız Kıbrıs’tan silinecekti. İndirilen bayrakları alan Türkler özenle katlayıp sakladılar. Bir gün hepsi gerekli olacaktı. Çünkü Türkün bir gün geri geleceğine inanıyorlardı.(1878) * Rumlar kapıyı tekmeleyip banyoya daldılar. Küvetin içindeki anneyi ve üç çocuğu görmüşlerdi. Türk subayının eşi ve çocukları bunlardı işte! Görerek, nara ata ata otuz üç el ateş ettiler. Dördü de öldü. Çocukların kanları, beyin parçaları, saçları tavana sıçrayıp yapıştı. (24 Aralık 1963)
* Paraşütçüler Kıbrıs toprağına rahmet gibi yağıyorlardı. Kıbrıslı Türklerin kimi sevinçten ağlıyor, kimi şükür secdesine kapanıyor, kimi avaz avaz bağırıyordu. Denktaş’ın gözyaşları ip gibi yüzüne akıyordu. Acı, zulüm, ölüm, horlanma, eziyet, baskı ile dolu karanlık, kanlı yıllar sona ermişti. Bir Kıbrıs Türkü, bütün Rumlara işittirmek ümidiyle sesi çıktığı kadar bağırıyordu: “Türkler gelirse işte böyle gelir!” (20 Temmuz 1974)
Kıbrıs Türkü’nün, varlığını, kimliğini, onurunu, yaşama hakkını savunmak uğruna verdiği mücadele insanlık tarihinin yüz akıdır. Bu yüzden bu kitabın hedef kitlesi “insan”dır.
Altta kitap hakkında kısa kesitler.....
Türk kalmak için verilen 100 yıllık şaşırtıcı, dehşet verici mücadele.
T. Özakman’ın Diriliş, Şu Çılgın Türkler ve Cumhuriyet-Türk Mucizesi eserlerinden oluşan Türkiye Üçlemesi, toplam 623 baskı yapmıştır. Yazar bu kez yine yakın tarihimizin büyük konularından biri olan Kıbrıs sorununu yazdı. Kıbrıs’ın fethinden günümüze kadarki çarpıcı olayları, direniş destanlarını, Kıbrıs’ın yüz yıllık Milli Mücadelesini ve Barış Harekâtını bir bütün olarak yine belge-roman tarzında işledi. Çılgın Türkler-Kıbrıs’ın da üçlemenin gördüğü benzersiz ilgiyi göreceğine inanıyoruz. Okumaya başlayınca hak vereceksiniz.
Çılgın Türkler-Kıbrıs’tan birkaç parça:
* Donanma Kıbrıs’ın batısından geçerek Ada’nın güneyindeki Larnaka (Tuzla) körfezinde demir attı. 170 kadırga, 30 kalyon ve çeşitli 160 gemi, toplam 360 gemi denizi kapladı, direklerden ufuk görünmez oldu. (1570) * Konaktan Baf kapısındaki kışlaya gidildi. Türk bayrağı törenle indirilerek yerine İngiliz bayrağı çekildi. Bu törende protokol gereği birkaç Türk yönetici bulundu. Hepsinin gözleri doldu. Bu bayrak bu göndere elli bin şehit, binlerce gazi pahasına çekilmişti. Bu acı işlem her şehirde ve ilçede yapılacak, ay yıldız Kıbrıs’tan silinecekti. İndirilen bayrakları alan Türkler özenle katlayıp sakladılar. Bir gün hepsi gerekli olacaktı. Çünkü Türkün bir gün geri geleceğine inanıyorlardı.(1878) * Rumlar kapıyı tekmeleyip banyoya daldılar. Küvetin içindeki anneyi ve üç çocuğu görmüşlerdi. Türk subayının eşi ve çocukları bunlardı işte! Görerek, nara ata ata otuz üç el ateş ettiler. Dördü de öldü. Çocukların kanları, beyin parçaları, saçları tavana sıçrayıp yapıştı. (24 Aralık 1963)
* Paraşütçüler Kıbrıs toprağına rahmet gibi yağıyorlardı. Kıbrıslı Türklerin kimi sevinçten ağlıyor, kimi şükür secdesine kapanıyor, kimi avaz avaz bağırıyordu. Denktaş’ın gözyaşları ip gibi yüzüne akıyordu. Acı, zulüm, ölüm, horlanma, eziyet, baskı ile dolu karanlık, kanlı yıllar sona ermişti. Bir Kıbrıs Türkü, bütün Rumlara işittirmek ümidiyle sesi çıktığı kadar bağırıyordu: “Türkler gelirse işte böyle gelir!” (20 Temmuz 1974)
Kıbrıs Türkü’nün, varlığını, kimliğini, onurunu, yaşama hakkını savunmak uğruna verdiği mücadele insanlık tarihinin yüz akıdır. Bu yüzden bu kitabın hedef kitlesi “insan”dır.
Etiketler:
Kitap
13 Nisan 2012 Cuma
Great Violin Concertos- Anne Sophie Mutter LP Box
Klasik arşivimizden güzel bir yazı....
Önce biraz sanatçıdan bahsedelim:
Anne sophie Mutter henüz 5 yaşındayken piyano ile tanışır ve akabinde kemana geçer. Erna Honigberger ile çalışmaya başlar, onun ölümü sonrası çalışmalarına Winterhur konservatuarında Aida Stucki ile devam eder.


Ağustos 2007'de besteci Sofia Gubaidulina'nın iki numaralı keman konçertosu " In tempus prazens"'in prömiyerini yapmıştır ki bu eserde kendisine ithafen yazılmıştır.
Sanatçının henüz çocuk denecek yaşta kemana ne denli hakim olduğu ve eserleri mükemmelen yorumladığı dinledikçe anlaşılmakta. Çağımızın en büyük keman vitüözlerinden biri olan Mutter'in bu LP box çalışmasını tüm klasik müzik severlere şiddetle öneririm. Çalışma CD box olarakta piyada mevcuttur. Altta CD Box kapağı
Eserler:
Violin Concerto No. 3 in G major, K. 216
Composed by Wolfgang Amadeus Mozart
Performed by Berlin Philharmonic Orchestra with Anne-Sophie Mutter
Conducted by Herbert von Karajan
Violin Concerto No. 5 in A major ("Turkish") K. 219
Composed by Wolfgang Amadeus Mozart
Performed by Berlin Philharmonic Orchestra with Anne-Sophie Mutter
Conducted by Herbert von Karajan
Violin Concerto in D major, Op. 61
Composed by Ludwig van Beethoven
Performed by Berlin Philharmonic Orchestra with Anne-Sophie Mutter
Conducted by Herbert von Karajan
Violin Concerto in E minor, Op. 64
Composed by Felix Mendelssohn
Performed by Berlin Philharmonic Orchestra with Anne-Sophie Mutter
Conducted by Herbert von Karajan
Violin Concerto No.1 in G minor, Op. 26
Composed by Max Bruch
Performed by Berlin Philharmonic Orchestra with Anne-Sophie Mutter
Conducted by Herbert von Karajan
Violin Concerto in D major, Op. 77
Composed by Johannes Brahms
Performed by Berlin Philharmonic Orchestra with Anne-Sophie Mutter
Conducted by Herbert von Karajan
Etiketler:
Klasik; LP
12 Nisan 2012 Perşembe
Kerem Görsev - Diversion CD
Diversion Kerem Görsev'in 2008 yılında Rec By Saatchi firması tarafından çıkarılan onikinci albümü. Bu albümde sanatçı sevilen triosu ile çalışmış, davulda Ferit Odman ve kontrbasta Kağan Yıldız kendisine eşlik etmişler. Bu kez yazı başında ben ve eşim adına imzaladığı albüm fotosunu kullanayım dedim.
Uzun yıllardır birlikte olan üçlü bu albümde de beraber çalarak ne denli birbirlerini tamamlar bir şekle geldiklerini performanslarıyla göstermekteler.
Albüm tamamının bestesi Kerem Görsev'e ait sekiz eserden oluşmakta ve birazda yaşayan sayılı caz sanatçılarından McCoy Tyner'a atfedilen bir çalışma.
Parçalar:
1. Tiramusu 05:07
2. Diversion 06:39
3. McCoy Steps ( Part I) 03:24
4. Mastic Pudding 06:12
5. Back Home II 06:26
6. The Nearness Of You
7. Captivation 04:45
8. One Way 03:38
Produced By : Kerem Görsev
Recording &a Mastering : Martin Cru Spencer
Recording Assintant: Berk Kula
Mixing :Ruben De Latour
Illustration Nisan Görsev
Recorded Date : December 8, 2008
Piano Tuner : Levent Conker
MIAM STUDIOS
Kerem Görsev played Steinway Concert Grand d 274
Kağan Yıldız plays handmade bass by Oğuz Demir.
Ferit Odman plays İstanbul Agop Cymbals & Gretsch 120th Anniversary Limited Edition Bebop Kit
Altta albümde yer alan Back Home II ama sanatçının son çıkan albümünde yer alan büyük orkestra versiyonuyla..
Bu albümü kısaca ele alacak olursak, hemen her Kerem Görsev albümünde görülen birbiriyle uyumlu bestelerin birlikteliğinin sebep olduğu müzikal yolculuk bu albümde de mevcut.
Şahsım adına Oscar Peterson Trio ya da Bill Evans Trio şekline yakın birlikteliklerle yapılan caz en beğendiğim tarz caz oluyor ve bu albümde tam o kıvamda bir çalışma, besteler nakış gibi sanatçı tarafından işlenmiş ve hem kendisi hem de trio üyeleri karşılıklı paslaşmalarla harika sololarla çok güzel yorumlamışlar tüm çalışmaları.
Diversion adlı çalışmada Kağan Yıldız'ın performansı muhteşem ki zaten kendisi kontrbas üzerine bence en önemli sanatçılarımızdan. Bu parçayı dinlerken ona kulak kabartım.Aynı şeyleri Back Home II adlı çalışma içinde tekrarlamak isterim.Ayrıca One Way'de ise bu sefer hem o hem ise sayılı bateristlerimizden olan Ferit Odman harika iş çıkarmaktalar. Ayrıca Ferit Odman tüm parçalarda ben buradayım der gibi hep destekte ve tabii Kerem Görsev'in şiirsel piyano çalışına ise zaten söz söylenemez.
Evet bloğumuzda bu albüm sonrasında işlemediğimiz tek Kerem Görsev albümü kaldı o da Meeting Point ve bir sonraki yazımızın konusu olacak...
Etiketler:
jazz; CD
11 Nisan 2012 Çarşamba
Thriller - Michael Jackson LP
Haydi eski ama iyi bir konusu olan yazımızı tekrar edelim:
Benim bloğun müdavimleri bilir burada genelde caz, klasik ve rock tarzlarında sanatçı ve albümleri LP olarak ve nadiren CD olarak tanıtmaya çalışmaktayım.
Fakat, kaliteli olan alt yapısı sıkı olan müzik, dinlenilesi müziktir inancım vardır ve tabii dir ki pop ya da disko tarzda da iyi olan sanatçı ve gruplar arşivimde bulunur zevkle dinlerim.

Diyeceksiniz ki bu giriş neden yapıldı şimdi, nedeni çok basit pop müzüiğin gelmiş geçmiş en büyük ismini, Michael Jackson'u henüz ebedi hayatına uğurladık. Aslında ileriki aylarda onun hakkında tanıtımlar yapmak istiyordum ama ani vefatıyla şu an biraz ondan bahsetmek ve efsaneleşen Thriller albümünden biraz sizler bahsetmek istedim; hey gidi hey o albüm hayatımın çok sevdiğim bir dönemini simgeler her zaman.....
Böylece 1979'da, ünlü şarkıcının ilk bağımsız solo albümü olan "Off the Wall", Jones'un prodüktörlüğünde Epic Records'tan çıktı. "Don't Stop 'Til You Get Enough", "She's Out Of My Life", "Off The Wall", "Rock With You" gibi dünya çapında ses getiren birçok hit parçayı içinde barındıran bu albüm, inanılmaz satış rakamlarına ulaşarak, Michael'ı pop müzik ve eğlence dünyasının idolü haline getirecek; sanatçıya ilk önemli ödüllerini kazandırmaya başlayacaktı. Bu albüm benimde çok beğendiğim ama henüz LP olarak kolleksiyonumda yer almayan ve tavsiye ettiğin bir albümdür. 1980 yılında, American Music Awards tarafından 3 dalda ödüle layık görülen albüm (En İyi Soul/R&B Albümü - Off the Wall, En İyi Soul/R&B Erkek Şarkıcı, En İyi Soul/R&B Şarkı - Don't Stop 'Til You Get Enough), birçok liste başarı ödülünün de sahibi oldu. Aynı yılın Şubat ayına gelindiğinde, Michael yine "Don't Stop 'Til You Get Enough"la "En İyi R&B Erkek Vokal" dalında ilk Grammy ödülünü aldı.
Bir caz müzisyeni olan Jones'un, albümdeki parçalarda bu müzik türünü altyapıya yerleştirmesi doğal karşılanırken, bununla yetinilmeyip disco ve funky tarzı ritimlere de yer vermiş olması, sadece Michael'e özgü yeni bir müzik türünün ortaya çıkmasına neden oldu. Elbette bu da, Jackson'a benzersiz ve evrensel bir ün getirdi. İlk olarak yakın arkadaşı, Elizabeth Taylor tarafından kendisine atfedilen ve sonraları yaygın bir ifade şeklini alan "pop idolü" benzetmesi, özellikle bu dönemlerde anılmaya başlandı.
İlk solo albümünün getirdiği başarıların yanı sıra, Jackson kardeşlerle de çalışmaya devam eden Michael, 1980'de grupla birlikte "Triumph" albümünü çıkardı. Bestelediği şarkılar ve bunlara yazdığı sözlerle Triumph'a damgasını vuran yine Michael oldu. "Can You Feel It"e çekilen farklı klip de büyük ses getirdi ve sanatçının dans yeteneği milyonlarca müziksever tarafından yansındı.
1982'de ise, ünlü pop yıldızına, En İyi Çocuk Albümü dalında Grammy ödülü kazandıracak olan E.T. (Extra-Terrestrial) filminin orijinal soundrack'i "Someone in the Dark" şarkısını seslendirdi.
1982 yılı, ünlü pop yıldızı için neredeyse bir dönüm noktası oldu. Jackson'ı hemen hemen bugün bulunduğu noktaya getiren ve efsaneleştiren albüm, "Thriller", Epic Records'tan yine Quincy Jones prodüktörlüğünde müzikseverlerin beğenisine sunuldu.
Genellikle arka arkaya, tekli halinde piyasaya sürülen albümün "Wanna Be Startin' Somethin'", "Billie Jean", "Beat It"i de içeren her şarkısı hit oldu ve müzik tarihinde tüm zamanların en yüksek satış rakamına ulaşarak rekor kırdı. Jackson, ve Quincy Jones 300 şarkı üzerinde çalıştı, ancak bunların sadece dokuzu albüme dahil edildi. Albüm, 1982 yılının Nisan ve Kasım ayları arasında kaydedildi. Albüm için 750,000 Amerikan Doları bütçe ayrıldı ve Toto gibi gruplar da yapımda yardımcı oldu.
Jackson, albümdeki şarkılardan Billie Jean, Beat It, The Girl Is Mine ve Wanna Be Startin Something'i kendisi yazdı.[1 Birçok diğer sanatçıdan farklı olarak, Jackson, şarkı sözlerini kâğıda değil, ses kayıt cihazına kaydetti. Jackson, kayıt sırasında devamlı olarak dans figürleri üzerinde çalıştığı için, şarkıcı ve yapımcısı Jones'un arasında gerginlikler yaşandı. Albümün dokuz şarkısı bittiğinde, hem Jackson hem de Jones, şarkılardan memnun olmadı ve her biri için birer hafta harcamak pahasına parçaları yeniden düzenlediler.
Jones, Billie Jean adlı eserin albüme konulmamasını istedi. Jackson yapımcısının bu isteğini reddetti ve ona şarkıyı albümüne koymaya karar verdiğini açıkladı. Eserin yapım aşamasında, Jones, Thriller'ın önceki albümün başarısını geçemeyeceğini beyan etti ve bunun karşılığında Jackson da yapımcısını albümü yayınlamamakla tehdit etti. Bir röportajında, Jackson, albümdeki her şarkının bir katil olmasını istediğini ve kayıt aşamasında bu amaç için çaba harcadığını söyleyerek: "Neden hiç kimse sanatsal şarkıları sevmez?" şeklinde bir soru yöneltmiştir. Yapım ekibinin Billie Jean'in yayınlanmasını istememesine ve parçanın çok kişisel bir şarkı olduğunu öne sürmesine rağmen, eser, Jackson'ın ısrarları üzerine albüme dahil edildi.
Allmusic dergisinden 145 Steve Huey, albümün, önceki albümün sınırlarını zorladığını açıkladı ve albümdeki rock şarkılarının çok daha kızgın, balladların ise çok daha ruh sahibi olduğunu belirtti. Albümdeki belirgin ballad şarkılar "Lady in My Life", "The Girl Is Mine" ve "Human Nature" olurken, "Billie Jean" ve "Wanna Be Starting Something'" gibi funk şarkılar da dikkat çekti. "Beat It" bir rock şarkısı olarak nam salarken, "Baby Be Mine" ve "P.Y.T. (Pretty Young Thing)" gibi disko şarkılar da albümde yerini aldı. Şarkılardan "Wanna Be Startin' Somethin'", önceki albüm Off the Wall'ın tarzındaydı. Şarkıda Swahili dilinden vokaller ve korolar yer almaktadır. Bu korolar şarkının ve albümün sembolü olarak bilinmektedir. Albümdeki Paul McCartney düeti "The Girl Is Mine", konuşmalar içeren bir tür âşık atışmasını andırmaktadır.
Albümle aynı ismi taşıyan "Thriller" adlı şarkının, gerek önceki, gerekse seksenlerdeki pop müzik şarkılarına göre çok daha postmodern olduğu öne sürülmektedir. Şarkıda, ayak sesleri, kurt uluması, kapı gıcırtısı ve gök gürültüsü gibi sesler kullanılarak teknoloji ötesi, paranoya ile örülü bir müzik elde edilmiştir. Bu şarkıyla beraber, Jackson, kendine paranoyalarla örülü karanlık ve ağır bir görüntü vermiştir.
"Beat It", içerdiği rock unsurlarıyla, Michael Jackson'ı uluslararası müzik açısından önemli kılmıştı. Sokaktaki gangster şiddetine karşı gelen sözleri ve gitar soloları, şarkının önemli özellikleridir. Şarkı, baştan sona, erkekliğin şiddetle kanıtlanamayacağını ve erkek olmak için ölmek gerektiği inancının asılsız olduğunu savunmaktadır
"Billie Jean" Jackson'ın asılsız gayrımeşru çocuk yakıştırmalarına karşı olarak yazılmış olan şarkıdır, albümün yayınlanmasından önce albümden çıkarılmak istenmiştir. Ancak Jackson'ın ısrarlarıyla sonunda yayınlanan şarkı, albümü zirveye oturttuğu gibi, birçok ülke listesinde 1 numarayı görmüştür. Şarkıdaki bas riffleri çoğu eleştirmen tarafından olumlu karşılanmış, funk ögeleri ise şarkıyı bir seksenler simgesi haline getirmiştir. Jackson'ın kaba kuvvet içerikli sokak kültürüne karşı yazılmış olan şarkısı Beat It. Parçadaki gitar soloları şarkıyı tüm zamanların en iyi rock şarkıları arasına soktuğu gibi, uluslararası bir başarı kazanmıştır. Şarkı, klibiyle de büyük bir ilgi görmüştür.
1984 yılında yayınlanmasıyla albümü tekrar zirveye ulaştıran şarkının klibi Grammy ödülüne layık görülmüştür. Thriller, günümüzde halen bir seksenler simgesi olarak anılmakta, klipteki koreografiler onlarca sanatçı tarafından kopya edilmektedir.
Allmusic dergisinde, Jackson'ın albümdeki ses genişliği hakkında "göz kamaştırıcı yetenek" ve "ortalamanın çok üstünde" şeklinde yorumlar yer almıştır. Rolling Stone dergisi ise Jackson'ın yetmişlerden beri sesinin ilk defa "yetişkin gibi" çıktığını ve ses genişliğinin dinlemeye değer olduğu yorumunu yapmıştır
Şarkıların yanı sıra, dört hit parça için kısa film tadında çekilen, güçlü ve geniş bütçeli prodüksiyon gerektiren ilginç klipler de büyük yankı uyandırdı. MTV, Billie Jean'le, ilk defa zenci bir şarkıcının video klibini yayınlamış oldu. Fantastik bir konuyla kurgulanmış ve danslarla görsel bir şölene dönüştürülmüş Thriller şarkısının 13 dakikalık klibi ise, patlama yaptı ve gelen talepler üzerine VHS formatında piyasaya sunularak, yine ulaşılamayacak bir satış rekoruna imza attı.
Klipte Michael'in sergilediği özgün dans kareografileri, birçok gence ilham kaynağı oldu. Özellikle Jackson kardeşler olarak katıldıkları Motown'ın 25.kuruluş yıldönümünde, Billie Jean'i seslendirirken sergilediği moonwalk denilen ayak kaydırma hareketi, Jackson'ın imzasıyla tarihe geçti.
37 hafta zirvede kalan ve Billboard albüm listesinde 122 hafta geçiren Thriller, elbette birçok ödülü de beraberinde getirdi. 1984 yılında, 12 dalda aday gösterildiği Grammy den 8 ödülle ayrılan Jackson, bir gecede en çok ödül alan sanatçı ünvanını, 2000 yılında Carlos Santanaegale edene kadar elinde tutmayı başardı (Ödüllerin yedisi Thriller'a giderken, biri de, 1982'de seslendirdiği "Someone in the Dark"a verildi).
Albüm aynı yıl, 8 Amerikan Müzik Ödülü, 4 Amerikan Video Ödülü, 3 MTV Video Müzik Ödülü ve Üstün Başarı Ödülü almaya hak kazandı.
1984'te, Thriller rüyası devam ederken, kardeşleriyle tekrar biraraya gelerek "Victory" albümünü çıkardılar.

Jackson ileriki yıllarda, ünlü bir dünya starı olarak, çok daha fazla ses getirecek sosyal sorumluluk ve insani yardım projelerini hayata geçirecekti.
Bunlardan en önemlisi, USA For Africa kampanyası çerçevesinde, özellikle Doğu Afrika'da açlık sınırında ve yardıma muhtaç bir şekilde yaşayan insanlar için, Lionel Richie ile birlikte yazdığı "We Are the World" parçasıydı.
Dünya çapında en çok satış rakamına sahip tekli olma özelliğini hala taşıyan şarkı, Stevie Wonder, Tina Turner, Diana Ross, Ray Charles, Cindy Lauper, Bob Dylan, Bruce Springsteen gibi ünlülerin de aralarında bulunduğu 40'dan fazla popüler sanatçı tarafından seslendirildi. Bu başarının ardından, We Are The World'le Richie ve Jackson, Yılın Şarkısı dalında Grammy Ödülü'nü almaya hak kazandı.
1985 yılı yıldız şarkıcı için yalnızca övgülerle geçmedi. Jackson, içinde birçok ünlü sanatçı tarafından seslendirilmiş parçanın yanı sıra, özellikle Beatles'a ait 200'den fazla şarkının telif hakkını bulunduran ATV Müzik'in en büyük hissesini satın alarak, birçok tartışmaya neden oldu. En sert tepki de müzayedeyi düzenleyen yakın arkadaşı, söz yazarı Paul McCartney'den geldi. Bu olay, dostluklarının ve bilhassa ortak söz yazarlığı çalışmalarının sonu oldu.
1987'de , "Bad" albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Quincy Jones'un yapımcılığını üstlendiği son Michael Jackson albümüydü ve yine Epic Records etiketi taşıyordu. Satış rakamları sanatçının beklentisinin altında olsa da -yaklaşık 30 milyon adet-, "I Just Can't Stop Loving You", "Bad", "The Way You Make Me Feel", "Man in the Mirror" ve "Dirty Diana" gibi tekliler listelerde aynı anda bir numaraya oturarak bir ilke imza attı.[ 2008 itibariyle, albümü 30 milyon kopya, ABD'de sekiz milyon gönderileri de dahil olmak üzere dünya çapında satılmaktadır.
1987'de , "Bad" albümüyle müzikseverlerin karşısına çıktı. Quincy Jones'un yapımcılığını üstlendiği son Michael Jackson albümüydü ve yine Epic Records etiketi taşıyordu. Satış rakamları sanatçının beklentisinin altında olsa da -yaklaşık 30 milyon adet-, "I Just Can't Stop Loving You", "Bad", "The Way You Make Me Feel", "Man in the Mirror" ve "Dirty Diana" gibi tekliler listelerde aynı anda bir numaraya oturarak bir ilke imza attı.[ 2008 itibariyle, albümü 30 milyon kopya, ABD'de sekiz milyon gönderileri de dahil olmak üzere dünya çapında satılmaktadır.
Bad şarkısına, Martin Scorsese yönetmenliğinde 18 dakikalık, yine kısa film niteliğinde bir klip çekildi. Ancak klipteki yeni Michael Jackson görüntüsü, neredeyse şarkıdan daha çok konuşulur hale geldi. Çünkü ünlü şarkıcının hem yüzünde, hem de ten renginde çok belirgin ve şaşırtıcı değişiklikler vardı. Medya, sanatçının, zenci olmaktan utandığı için ten rengini beyazlatmaya çalıştığı, burun estetiği, alın kaldırma ve dudak inceltme operasyonu gibi birçok ameliyat geçirdiği iddialarını ortaya attı.
Ancak ünlü şarkıcı, 1988 yılında kendi yazmış olduğu Moonwalk adlı otobiyografisinde, sadece iki tane estetik operasyon yaptırdığını ve çenesindeki yaralardan dolayı da cildi için cerrahi işlem uygulandığını yazdı. Bad'in klibi de tüm bu sansasyonlara rağmen, oldukça iyi bir satış rakamına ulaştı.
Jerry Kramer ve Colin Chilvers tarafından yönetilen; Kellie Parker, Sean Lennon ve Brandon Adams'ın Jackson'a eşlik ettiği "Moonwalker" adlı müzikal film, 1988 yılında gösterime girdi ve izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Filmin VHS sürümü bir milyon satış adediyle yeni bir rekora imza attı. Artık yıldız sanatçı, pop,rock ve soul müziğinin kralı ilan edilecek ve Elvis Presley, Beatles, Frank Sinatra gibi dünya çapında üne kavuşarak zirveye oturmuş bir idol haline gelecekti.
Jerry Kramer ve Colin Chilvers tarafından yönetilen; Kellie Parker, Sean Lennon ve Brandon Adams'ın Jackson'a eşlik ettiği "Moonwalker" adlı müzikal film, 1988 yılında gösterime girdi ve izleyiciler tarafından büyük ilgi gördü. Filmin VHS sürümü bir milyon satış adediyle yeni bir rekora imza attı. Artık yıldız sanatçı, pop,rock ve soul müziğinin kralı ilan edilecek ve Elvis Presley, Beatles, Frank Sinatra gibi dünya çapında üne kavuşarak zirveye oturmuş bir idol haline gelecekti.
Filmin başarısından sonra, paparazzilerden ve hakkında türetilen dedikodulardan bunalan Michael, Hayvenhurst'te ailesiyle birlikte yaşadığı evi terk ederek, 2700 dönümlük dev bir alana kurulu Neverland çiftliğini satın aldı ve orada gözlerden uzak yaşamaya başladı. Çok küçük yaşta hayata atılmak zorunda kaldığı için, özlemini kurduğu çocukluk günlerini yaşayabilmek adına, lunaparktan hayvanat bahçesine, büyükçe bir göle kadar kendine apayrı bir dünya kurdu bu çiftlikte.
1991'de, Jackson, müzik şirketini değiştirerek astronomik bir rakamla Sony'le sözleşme imzaladı. 15 yıllık bir sürece ve altı albüm ile bir film çalışmasına dayanan kontrat, Michael'e sağladığı ekonomik getiriyle, adından çok söz ettirdi. Aynı yılın Kasım ayında, sanatçının yeni albümü "Dangerous" piyasaya çıktı. Albümün hit parçası olan "Black Or White"a John Landis yönetmenliğinde çekilen klip, olay yarattı. Klip, şiddet ,cinsellik ve ırkçılık gibi öğelere gönderme yapıyor; özellikle sonlarına doğru görülen bazı sahnelerle şimşekleri üzerine çekiyordu. Sözkonusu klibin, medya ve kamuoyunda yarattığı tartışmalar nedeniyle, Jackson bir basın bülteni yayınlayarak üzüntüsünü ifade etti ve ihtilafa konu olan bölümleri kaldırttı. Bu sansasyonlara rağmen, "Remember The Time", "In The Closet", "Jam" gibi hit parçalar daha çıkaran albüm, 17 milyonluk bir satış rakamına ulaştı. Sanatçının çıktığı ikinci dünya turnesi, hemen her ülkenin basın-yayın organları tarafından birebir takip edildi.
Jackson, "History: Past, Present And Future" adlı yeni albümününün birinci bölümünü, 1995'in Haziran ayında çıkardı. History Begins, albüm serisinin başlangıcıydı ve cover'lanmış 15 eski hit parçadan oluşuyordu. Serinin ikinci bölümü, History Continues ise, 15 yeni parçayla piyasaya sürülmüştü.
Jackson, "History: Past, Present And Future" adlı yeni albümününün birinci bölümünü, 1995'in Haziran ayında çıkardı. History Begins, albüm serisinin başlangıcıydı ve cover'lanmış 15 eski hit parçadan oluşuyordu. Serinin ikinci bölümü, History Continues ise, 15 yeni parçayla piyasaya sürülmüştü.
İlk albümün ilk teklisi, büyük liste başarısı sağlayan "Scream" oldu. Kızkardeşi Janet Jackson'la birlikte seslendirdiği bu parçaya çekilen klip ise, tüm zamanların en pahalı videosu oldu. Jackson, yarım şirket sahipliğini korunur gibi hatta daha fazla şarkı için haklarını açık $ 95 milyon kazandı.
Jackson kardeşler "Scream"le, MTV Video Müzik Ödülleri gecesinden, farklı kategorilerde 3 ayrı ödülle ayrıldı. Anti-Semitik ifadeler içerdiği için Yahudi toplumunun tepkisini çeken "They Don't Care About Us" şarkısı, History albümünden çıkan dördüncü tekli oldu. Parçanın anti-semitik sözleri, sonraki düzenlemelerde sound'a uygun bir şekilde değiştirildi. Bu arada Michael; Elvis Presley'in kızı olan Lisa Marie Presley ile evlendi. Ancak evlilik 18 ay gibi kısa bir zaman sürdü.
Albümün başarısı üzerine 1996'da yine dünya turnesine çıkan Michael, henüz konserler devam ederken Deborah Jeanne Rowe ile evlendi. Ancak bu evliliğini de sürdüremeyen Jackson ile Rowe, 1999 yılında olaylı bir şekilde boşandı.
Albümün başarısı üzerine 1996'da yine dünya turnesine çıkan Michael, henüz konserler devam ederken Deborah Jeanne Rowe ile evlendi. Ancak bu evliliğini de sürdüremeyen Jackson ile Rowe, 1999 yılında olaylı bir şekilde boşandı.
1996'da Brit Ödülleri gecesinde, "Earth Song" adlı parçasını, beyazlara bürünmüş ve çevresini sarmış birçok küçük çocukla seslendiren Jackson, iki ağaç arasında kollarını açtığı figürü nedeniyle, kendisini Mesih gibi gördüğü iddiaları ile karşı karşıya kaldı.
1997 yılına gelindiğinde, ünlü pop şarkıcısı, History albümünün hit parçalarının remix'lerinden oluşan "Blood On The Dance Floor Hitory in the Mix" i piyasaya çıkardı. Albümün çıkış parçası "Blood On The Dance Floor", "Is It Scary" ve "Ghosts" büyük ilgi gördü ve iyi bir liste başarısı kazandı.Michael, bu albümünü, büyük yardımını gördüğü Elton John'a ithaf etti. "Is It Scary" ve "Ghosts"a, Jackson ile Stephen King tarafından yazılan, Stan Winston tarafından yönetilen 35 dakikalık bir klip çekildi. Halen dünyanın en uzun müzik videosu olma özelliğini koruyan klip, yine uluslararası bir başarı kazandı.
2001'de Jackson, 13 ülkenin pop müzik listesinde bir numaraya oturacak olan "Invincible"'ı çıkardı. "You Rock My World", "Cry" ve "Butterflies" gibi hit teklilerle piyasalarda fırtına gibi esti. Ancak, albüm çıkmadan önce, ünlü yıldızın, Sony Müzik'in sahibi Tommy Mottola'yı, süresi dolmak üzere olan kontratlarını yenilemeyeceği doğrultusunda uyarmasına rağmen, Jackson'la şirketin arası açıldı
Yasal prosedürler nedeniyle, albümle ilgili tüm promosyonlar ve tekli satışları iptal edildi. Mottola'nın, Afrika kökenli Amerikan sanatçılara saygısız davrandığını ve hakaret içerikli konuşmalar yaptığını iddia eden Michael, şirketin zenci artistleri çıkarları doğrultusunda kullandığı yönünde bir açıklama yaptı. Sony ise, sanatçının iddialarında doğruluk payı olmadığını savundu.
2008 Şubat ayında Michael Jackson Thriller albümünün 25. yılı şerefine Thriller 25'i yayımladı. Thriller 25, Amerika'da 2, Birleşik Krallık'ta 3. sıraya ulaştı.
2009 Mart ayında Londra'da yaptığı basın açıklamasında Michael Jackson, Londra'da 8 Temmuz itibari ile 50 konser vereceğini açıkladı fakat santçının bu geri dönüş konserler serisine başlamaya ömrü vefa etmedi....
2009 Mart ayında Londra'da yaptığı basın açıklamasında Michael Jackson, Londra'da 8 Temmuz itibari ile 50 konser vereceğini açıkladı fakat santçının bu geri dönüş konserler serisine başlamaya ömrü vefa etmedi....
Thriller Parçalar:
"Wanna Be Starting Someting'" - 6:02 "Baby Be Mine" - 4:20 "The Girl Is Mine" - 3:42 "Thriller" - 5:57 "Beat It" - 4:17 "Billie Jean - 4:57 "Human Nature" - 4:05 "P.Y.T. (Pretty Young Thing)" - 3:58 "The Lady in My Life" - 4:12
Müzisyenler:
Brian Banks – Klavye, synthesizer, programlama
Müzisyenler:
Brian Banks – Klavye, synthesizer, programlama
Michael Boddicker – Klavye, synthesizer
Leon 'Ndugu' Chancler – Vurmalılar
Paulinho Da Costa – Perküsyon
David Foster – Klavye, synthesizer
Gary Grant – Trompet ve flügelhorn
Eddie Van Halen - Gitar
Jerry Hey – Trompet ve flügelhorn
Michael Jackson – Yan-yapımcı, ana vokal, vurmalılar
Paul Jackson – Gitar
Louis Johnson – Bas gitar
Quincy Jones – Yapımcı
Steve Lukather – Gitar, Bas gitar
Anthony Marinelli – Synthesizer, programlama
David Paich – Klavye, synthesizer, programlama
Dean Parks – Gitar
Greg Phillinganes – Klavye, synthesizer, programlama
Jeff Porcaro – Vurmalılar, üflemeli ve yaylılar
Steve Porcaro – Klavye, synthesizer, programlama
Bill Reichenbach – Trombon
Bruce Swedien – Kayıt, düzenleme
Rod Temperton – Synthesizer, programlama
David Williams – Gitar Larry Williams – Saksafon ve flüt
10 Nisan 2012 Salı
Kerem Görsev - For Murat CD
For Murat sanatçının 1996 yılına ait üçüncü albümü ve yine bu çalışmayı Kerem Görsev Jazz Collection I 'de bulabilirsiniz.
On parçadan oluşan bu çalışmada yine tüm besteler Kerem Görsev'e ait. Ayrıca iki parçada ise Amerikalı caz sanatçısı Allan Harris sözleri yazmış ve güzel de birer vokal yapmış. Bu albümdeki vokalleri sanatçının daha sonra Kerem Görsev ile yapacağı iki albüm olan Laid Back ve Back Again albümlerinin habercisi gibiler.
Kerem Görsev bu albümde kalabalık bir kadro ile çalışmış hepsi birbirinden değerli müzisyenler sanatçının bestelerine yorumlarıyla harika bir tat katmışlar.
Parçalar:
1. White Sea (4.17)
2. For Murat (4.23)
3. Baroness (2.37)
4. Dance of Clouds (5.32)
5. Abacco (5.47)
6. Mistake (4.43)
7. Waltz for Bill (Evans) (5.30)
8. Hands & Lips (5.37)
9. Color Change (3.29)
10. Expectations (4.46)
Ekip:
Kerem Görsev: Piano
Eric Revis : Bass
Can Kozlu: Drums
Kamil Özler: Elektric guitar
Allan Harris: Vocal on Hans &Lips/ Baroness
İlhan Erşahin: Tenor sax
Önder Focan: Electric guitar on Dance of Clouds
Ricardo Moyano: Acoustic guitar on Mistake & For Murat
Jozi Levi: Percussions on For Murat
Yaylı grubu For Murat & Mistake parçalarında:
Violins: Yusuf Güler, Saim Perker,Gülden Turalı, Ülkü Kopel,Serap Demirel, Gülnur Kızılçay,Metin Öztan Violas: Mustafa Süder, Hakkı Çakar
Cellos: Saim Erkol,Ali Hasan Kızılçay
Acrobass: Engin Titiz
Nefesliler :
Trombones: Ali Emre Kayhan, Hakan Çimenot on White Sea
Brass Trombones: Levent Çoker
French Horn: Hüseyin Coşkun
Altta albümün isim parçası For Murat...
Albüm White Sea ile açılmakta ritmik kıpır kıpır bir çalışma, nefesliler çok güzel parçadaki iş onlar üzerine dönmekte ve devamlı arkalarında Kerem Görsev piyanosu ile destekte kimi noktalarda etkileyici sololarda yapmakta.
Sonrasında ise albüme ismini veren çalışma For Murat gelmekte ki beni en etkileyen çalışmalardan bu albümde sanki sanatçının daha sonra büyük orkestralarla yapacağı çalışmaları müjdeler bir eser rahat, insanı medite eden bir iş olmuş, çok ta iyi olmuş. Yaylı grubu harika hele o sakin piyano partisyonları alıp götürüyor.
Baroness sözleri Allan Harris'e ait bir beste ve Allan Harris'in güzel vokali bu parçada duyulmakta, parça 50'li yıllar vokal parçaları gibi yorucu değil rahatlatan bir beste ve ses içinde etkileyici bir kontrbas solo ise dikkat çekici, bu akabinde Kerem Görsev'in hoş piyano solosuna bağlanıyor.
Dance Of Clouds, piyano tınıları ile başlıyor ve bir süre sonra piyano ile bateri karşılıklı yumuşak konuşmasına dönüşüyor. Bateri ve piyano tüm güzelliklerini sergiliyor.
Abacco albümde beni mest eden çalışma bu tam 50'liler ve harika bir saksafon solo barındıran dingin ferahlatan parça, saksafon parçada alıp sizi cazın engin sularına götürüp hayallere daldırıyor ki zaten saksafon cidden sesi cazda olmazsa olmaz bir saz benim için hele birde böyle ona güzel notalar yazılmış ve çalan da hakkını vermişse sonuç mükemmel olmakta.
Mistake yine Kerem Görsev'in büyük orkestra çalışmalarına göz kırptığı albümdeki diğer bir çalışma yaylılar ve nefesliler piyanoyla uyum içinde dans ediyorlar parçada.
Waltz For Bill, bu parça sanatçının hayranı olduğu Bill Evans'a yaptığı bir saygı duruşu gibi, içinde çok güzel piyano partisyonları olan orta tempoda akan bir beste.
Sanatçının ile albümüne adını da veren bestesi Hand Lips bu albümde yine bizlerle ama bu kez Allan Harris'e ait sözler ve Harris'in yumuşacık yorumuyla güzel bir ballad olarak, tam gece vakti loş ışıkta dinleyip rahatlamak adına güzel bir çalışma.
Color Of Change albümde giriş parçası gibi hızlı tempoda davulla girip piyanoya geçen bir girişe sahip sonrasında bir trio piyano, davul ve bas olarak, dinlemesi zevkli güzel bir çalışma.
Expectations kapanışa yakışır ritimde biraz ağır ritimde ve piyano ağırlıklı bir çalışma girer girmez piyano siz yakalıyor ve parça bitene dek asla bırakmıyor. Dinlerken işte piyano cazda böyle olmalı diyorsunuz.
Her caz severe bu güzel albümü tavsiye ederim....
Etiketler:
jazz; CD
6 Nisan 2012 Cuma
Kerem Görsev - I Love May CD
Kerem Görsev'in bu seferde ikinci stüdyo albümü I Love May konumuz. Bu albümde yine tüm parçaların bestesi kendisine ait ve kayıtlar 25/26 Eylül 1995'te analog olarak yapılıp dijitale transfer edilmiş.
Sanatçının web sayfasından altta size albümü hakkında yazdıklarını öncelikle aktarayım:
"Hands and Lips'ten yaklaşık bir sene sonra özlemler, süprizler ve tabiat olayları "I Love May" adlı bu albümü ortaya çıkardı.
Albümümdeki kompozisyonlarımı; ıhlamur ağaçlarından, kırçiçeklerine, Karadeniz'e... Pınar'ın Mart deyip Mayıs'ta Türkiye'ye dönmesine, on senedir yüzünü görmediğim babama, Yavuz'un evinden, gökyüzüne, değerli ressam Argun Okumuşoğlu ile müzikli Fethiye gecelerine ve bir takım tabiat olaylarına borçluyum. Geçen bir sene içinde yazdığım melodiler, beni, İmer Demirer'i, Neşet Ruacan'ı, Volkan Hürsever'i, Murat Yeter ve Emre Kayhan'ı bir araya getirdi. Çok eğlenceli ve kısa provalardan sonra (Dolapdere'de bir işhanının 9 no'lu odasında) kayıtlarımızı Raks Marşandiz Stüdyoları'nda gerçekleştirdik.
İmer Demirer'in çaldığı mükemmel yorum ve sololara, Neşet Ruacan'ın eşikteki sihir ve müzik kalitesine, Volkan Hürsever, Emre Kayhan ve Murat Yeter'in dinamizm ve renklerine, Eric Revis ve Dana Murray'ın sihirli dokunuşlarına ne söylesem azdır."
Parçalar:
1 I Remember Your Face 6.29
2 Jumping to the Void 4.21
3 Black Sea 10.05
4 I Love May 11.50
5 Painter 5.54
6 Seems so far
7 10 7 Linden 5.47
8 Wild Flowers 7.18
Altta Black Sea videosu...
Ekip:
Kerem Görsev: Piano
İmer Demirer: Fugelhorn,trumpet
Neşet Ruacan: Eliktrikli gitar
Ali Emre Kayhan: Trombone
Volkan Hürsever: Bass
Eric Revis: Bass
Dana Murray: Drums
Murat Yeter: Drums
Albüm hakkında konuşacak olursak, her şeyden önce Kerem Görsev yine sakin ve akıcı güzel besteler bu albümde yapmış ve ekip çok iyi her sanatçı parçaları harika yorumlamış.
Evvelce de yazmışımdır, zaten İmer Demirer'den trompet dinlemek ayrı bir zevk bu kadar mı etkileyici çalınabilir, Neşet Ruacan ise gitarda tam bir usta, Kerem Görsev'in ise ne denli iyi bir piyanist olduğunu söylemem bile gereksiz ki diğer katılımcılarda çok değerli müzisyenler.
Parçaları tek tek ele almak yerine size genel olarak albümü değerlendirmek isterim kısaca şöyle ki;
İyi caz bestelere ve bu bestelerin çok iyi şekilde yorumlanışına tanıklık etmek istiyorsanız ya da yorgun bir gün ardından caz denizinde hayallere dalmak istiyorsanız işte bu albüm size bunları yaptıracak albümdür.
Altta albümde yer alan Painter ama farklı bir yorum ve St.Petersburg Philharmonic Orchestra ile
Etiketler:
jazz; CD
4 Nisan 2012 Çarşamba
Kerem Görsev - Hands & Lips CD
Bugüne dek Kerem Görsev'in sanırım dördüncü albümünden son yaptığı Therapy albümüne dek tüm albümlerini blogta tanıttım ve şimdi sıra geldi sanatçının ilk üç albümüne ve bunlardan ilk olarak 1994 yılında yaptığı ilk albümü Hands & Lips bu yazıda konumuz olacak.
Sanatçı kendi web sitesinde bu albüm için alttaki gibi yazmış:
"94 yılının Haziran ayında, bir CD yapmaya karar verdim. Bu projede kendi kompozisyonlarımı çalmak istiyordum. Ancak Piano, Kontrabas, Davul ve nefesli sazların canlı kaydı beni fazlasıyla düşündürüyordu. Bütün bu sorunlarla uğraşırken Koral Sarıtaşla tanışıp, studio RAKS & Marşandiz'in Dünya standartlarındaki imkanlarını görünce, bu albümün gerçekleşeceğine inandım. Ve küçük gruplar halinde provalara başladık..."
Evet bu albüm cidden Kerem Görsev'in caz konusunda yeni bir sayfa açmak üzere geliyorum dediği bir çalışma ve albümde kalabalık ve değerli bir kadro ile çalışılmış bir kere Neşet Ruacan elektrikli gitarda, İmer Demirer ise trompette ki onun trompet çalışı bence çok farklıdır. Can Kozlu davulda ve daha altta size listelediğim kalabalık bir kadro.
Kadro böyle sıkı olunca ve birde Kerem Görsev'in insanın içine işleyen güzel besteleri ile bir araya gelince bu albüm tadından yenmez bir hale geliyor.
Parçalar:
1 Gloves 6:09
2 Sound of Nightingale 8:10
3 Hands and Lips (Take 2) 4:02
4 Green Sea 4:02
5 Sir Ali 4:13
6 Mistake 3:00
7 Dream of Saxsello 5:45
8 Baroness 4:11
9 Hands and Lips (Take 1) 9:53
10 A.G. Blues 3:47
Altta Dream Of Saxsello..
Ekip:
KEREM GÖRSEV: PIANO
İMER DEMİRER :TRUMPET & FLUGELHORN
HAKAN BEŞER:PERCUSSION
CAN KOZLU:DRUMS & PERCUSSON
ÇINAR APAY:SAXSELLO
VOLKAN HÜRSEVER:BASS
OĞUZ DURUKAN:BASS
HAKAN ÇİMENOT:TROMBONE
RICARDO MOYANO:ACOUSTIC GUITAR
NEŞET RUACAN:ELECTRIC GUITAR
Kayıt: 21-22 Kasım 1994 İstanbul
Kayıt ve Mixing : Hakan Kurşun
Mastering: Duyal Karagözoğlu
RAKS & Marşandiz Studios
Altta albümden Hands & Lips...
Giriş Gloves adlı parçayla başlamakta ve İmer Demirer'in trompeti size başta sıcak bir merhaba diyor ardından şık bir gitar partisyonu ardında hep Kerem Görsev'in piyanosu ve destekler davul, parça sakin dinlendirici bir havada.
Ardından gelen Sound Of Nightingale ise benim en sevdiğim tarz Görsev çalışmnalarından huzur veren bir piyano ve kontrbas paylaşımı ile başlayıp devam eden parçada arada bateri sololar ve ardından yine yumuşacık piyano sesi gelmekte. Benim 50'li yıllar Amerikan caz klüplerindeki parçalar gibi dediğim tarz bir çalışma.
Hands & Lips yumuşak hem de çok yumuşak piyano ile arkasında güzel zil desteğiyle girip devam ediyor, hani yorgunsanız ortamı loş hale getirin açın sisteminiz ve bunu dinleyin bakın bakalım yorgunluk kalacak mı?
Green Sea daha da farklı bir çalışma, burada alenen percussion hissediliyor nefeslinin yanında ama parça dingin rahatlatıcı.
Sir Ali albümde beşinci parça ve eminim sanatçının genelde her parçasında olduğu gibi bununda özel bir hikayesi olmalı acaba Sir Ali kim? Orası muamma ama parça Kerem Görsev'in harika piyanosu ile çok sakin ve dinlendirici, parça ortalarına doğru artan ziller çok etkileyici piyano ile bir gidiyor.
Mistake çok harika bir akustik gitar ile başlıyor dinlerken sizi sizden alan, Riccardo Moyano burada güzel iş çıkartmış, bir an acaba Joe Pass mi dinliyorum diye insan soruyor.
Dream Of Saxsello' da Moyano gitarıyla harikalar yaratmaya devam ediyor ve onu ritim kısmı takip ederken olaya saxello'da giriyor Çınar Apay bende varım diyor. Arada Kerem Görsev'in piyanosunun tuşlarının sesi geliyor. Huzur veren bir çalışma.
Baroness haraika bir piyano solo ile açılmakta ve ardından ritim grubu olaya müdahil olmakta, ilerleyen kısımlarda Neşet Ruacan'ın güzel elektrikli gitar partisyonları kendini hissettirmekte.
Hands & Lips (Take 1) parçanın burada alternatif versiyonunu dinliyoruz ki bu da güzel.
Ve kapanış A.G.Blues hareketli ritmik bir çalışma piyano çok güzel ardındaki zil + davul desteği etkileyici, ortalara gelince İmer Demirer'in harika trompeti duyulmaya başlıyor.Onu Neşet Ruacan elektrikli gitar ile mükemmel takip ediyor ve ardından bateri devreye girip solsunu ortaya koyuyor ki çok güzel ve piyanoya dönüş...
Bu albüm sanatçının ilk albümü ama çok güzel yorumlanan harika caz bestelerden oluşan bir çalışma kayıt ise çok güzel. Tıpkı diğer albümleri gibi alınması gerekli bir albüm ve bunu Kerem Görsev Jazz Collection I içinde bulabilirsiniz.
Etiketler:
jazz; CD
2 Nisan 2012 Pazartesi
Camera Soul - Words Don't Speak CD
Önce sizlere değerli dostum Piero Lombardo ile nasıl tanıştık kısaca bahsedeyim. Bazen şu sanal alem beni şaşırtıyor. Ben Piero' yu değil de o beni önce buldu bloğum kanalıyla ve sonra Twitter'dan yazışmaya başladık. Kendisi en iyi İtalyan caz ve Bossanova bestecilerindedir kardeşi Pippo Lombardo ile.
Camera Soul' un Words Don't Speak adlı albümünün kısa müzik kliplerini ilk internetten dinleyince, beste ve düzenlemelerden hoşlandım ve Piero'dan bana bir iyilik yapıp albümünü yollamasını istedim çünkü albümü cidden dinleyip blogta yorumlamak istiyordum. Sağolsun kibarlık gösterdi ve albümü yolladı, haftasonu bana ulaştı.
Önce sizlere Camera Soul grubunu tanıtayım sonra albümden bahsedelim:
Camera Soul Pippo ve Piero Lombardo kardeşlerin yeni bir projesi ki kendileri aynı zamanda diğer bir önemli İtalyan Pop-caz grubu Marhio Bossa' nın da çalışmalarına imza atmaktalar. Bu projye Serena Brancale'de hem harika sesi ve hem de yeni parçalar yazdığı sözlerle el vermiş.
Ve albüm:
Lombardo kardeşler bu albümde 70'li-80'li yılların soul-funky dünyasına yelken açmışlar. Albüm onbir parçadan oluşmakra bunların yedi tanesi Lombardo kardeşlere ait ve kalan üç tanesi de tekrar okunan klasik parçalar.
Ben tekrar okunanlardan özellikle Richie'nin Love Will Conquer All adlı parçasını beğendim, parça harika bir düzenleme ile kabuk değiştirmiş.
Orijinal bestelere gelecek olursak tamamını çok beğenmekle birlikte, beni en çok etkileyenler Born To Be Mine,All Dark, Suddenly, harika Zigzags ve Again oldu.
Tüm parçaların düzenlemesi Pippo Lombardo'ya ait ve çok etkileyici bir havaya sahipler. Albümü dinlemeye başlayınca güzel besteler ve etkileyici vokal sizi farklı bir dünyaya götürüyor.. Tabii burada albümde yer alan müzisyenleri unutmamalı ellerinden gelen en iyisini ortaya koymuşlar ve sonuçta bu güzel bir pop caz albüm
Bu çalışma sizin tüm stresinizi alacak ve size tazelik verecek dinlerseniz...
Ekip/Musicians:
Serena Brancale : Vocals
Pippo Lombardo: Keyboards
Francesco Palmitessa: Guitar
Mimmo Campanale: Drums & Percussions
Luca Toso: Saxaphone
Stefano Cavallin: Trumpet
Parçalar/Tracks:
Again
Born To Be (Forever) Mine
Love Will Conquer All
All Dark
Bossanova
Miracles
I Am
Zigzags
Whereabouts
Suddenly
Altta/below Words Don't Speak..
Let's first mention about our first encounter my dear friend Piero Lombardo. Sometimes virtual media is really surprising me and not me Pierro found me on the internet via my music blog and after on Twitter and then we have been started to communicate via twitter oftenly. He is one of the best jazz, bossa nova composers and arrangers in Italy with his brother Pippo Lombardo.
When I heard first time sound clips of Camera Soul album " Words Don't Speak" , I liked the compositions and arrangements as much as I could listen. So, I asked a favour from Pierro to send me the album as I really want to listen it and review it in my blog. So, he showed kindness and sent me their album. I got it in this weekend.
Let me introduce the group Camera Soul firstly and then we talk about the album:
Camera and Soul is a new recording project of Pippo Lombardo and Piero brothers. They also composed the songs of another great Italian band Marhio Bossa. In this project, Serena Brancale also participated to this project not only with her beautiful voice but also with her lyrics for the new song in this album.
And the album:
Lombardo brothers have sailed into a territory with old and new sounds' typical soul-funky '70s-'80s in this album.Album consists of eleven songs; seven songs are written by Lombardo brothers and Ms. Brancale and the other three are covers.
I liked Richie's Love Will Conquer All in the covers, this song turned to another song with a great arrangement so catchy.
If we talk about original compositions, yes I liked all but the ones that I am affected are Born To Be Mine,All Dark , Suddenly, catchy Zigzags and Again.
All songs are arranged by Pippo Lombardo and all of them have got a catchy soul. When you start to listen to the album, it takes you to an another world with good compositions and great vocal, also I shouldn't forget the musicians who played in this album, they did their best as much as I heard in the album. All in all, album is a good pop-jazz album.
This album will take all of your stress and gives you freshness if you listen...
Altta/below Born To be Mine...
Etiketler:
jazz; CD
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)